"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararı verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası...tarafından 214 ada 29, 50, 230, 248 ve 275 ada 64 parsel sayılı taşınmazlarını davalı gelini ...’ya intifa hakkını üzerinde bırakmak suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miraspayı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, kısmen bedel karşılığı kısmen bakım karşılığı devredildiğini, mirasbırakan ile kendisinin ilgilendiğini, bu esnada dava konusu taşınmazların satış suretiyle devredildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli ve 2017/168 Esas, 2022/6 Karar sayılı kararı ile; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/500 Esas, 2022/570 Karar sayılı kararı ile; devrin terekeden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 03.11.2022 tarihli 2022/4184 Esas, 2022/7233 Karar sayılı kararı ile; “...Mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazlar intifa hakkı üzerinde kalmak suretiyle davalı gelinine devredilmiş, davalı ... tarafından devrin bakım karşılığında yapıldığı savunmasında bulunulmuş, davacı tanık bildirmemiş, dinlenen davalı tanıkları ise beyanlarında 2013 yılında eşi ölen mirasbırakanın davalının yanında kaldığını bildirmişler, ayrıca mirasbırakan ile çocukları arasında beşeri ilişkilerde olumsuzluk olduğuna dair dosyaya bir delil de yansımamıştır. Böyle bir durumda, taşınmazın satış bedelinin mutlaka para olması gerekmediği, bir emek ya da hizmetde olabileceği kabul edilmelidir. Davacı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ve TMK’nın 6.maddesi uyarınca ispatlayamamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle oy çokluğu ile bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 09.03.2023 tarihli 2023/305Esas, 2023/375Karar sayılı kararıyla, temliğin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmiştir.
VI.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının iddianın ispatına yarar delil sunmadığını, tanık bildirmediğini, mahalli bilirkişi dinlenmediğini, mirasbırakanın ölmeden önceki süreçte bakımını gerektirir derecede rahatsızlığı olup olmadığı yönünde Mahkemece inceleme yapılmadan karar verildiğini, dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere mirasbırakana davalı tarafından bakıldığını, her türlü bakım ve giderlerinin karşılandığını, davacı tarafından devrin muvazaalı olarak yapıldığı yönünde somut belgelerin ibraz edilemediğini, mirasbırakanın ekonomik durumunun tespit edilmediğini, bedeller arası farkın tek başına delil olmayacağını, iddianın ispatlanamadığını, semenin bakım olabileceğini, muvazaanın olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; mirasbırakanın, davalı gelini ile birlikte yaşadığı, dava konusu taşınmazlardan başka adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı, dava tarihi itibariyle beş ayrı taşınmazın toplam bedelinin 701.476,32TL olduğu, davalının mirasbırakana baktığı gerekçesiyle bakım bedeli olarak taşınmazların verildiği savunulmuş ise de, mirasbırakanın çok daha az taşınmazını vererek kendisine baktırabilecekken, üstelik ölünceye kadar bakım akdi de yapmamışken temliklerin bakım karşılığı olarak verildiğinin kabulünün hayatın olağan akışına uygun düşmediği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 8.804,56 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
- MUHALEFET ŞERHİ -
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince devirlerin muvazaalı olduğu benimsenmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, Dairece devirlerin muvazaalı olmadığı belirtilerek hüküm oy çokluğu ile bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince önceki hükümde direnilmiş, Dairenin sayın çoğunluğu tarafından HMK'nın 373/5. maddesine göre göre yapılan inceleme sonucu hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Dairenin 03.11.2022 tarihli bozma kararında belirtildiği şekilde; mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazlar intifa hakkı üzerinde kalmak suretiyle davalı gelinine devredilmiş, davalı ... tarafından devrin bakım karşılığında yapıldığı savunmasında bulunulmuş, davacı tanık bildirmemiş, dinlenen davalı tanıkları ise beyanlarında 2013 yılında eşi ölen mirasbırakanın davalının yanında kaldığını bildirmişler, ayrıca mirasbırakan ile çocukları arasında beşeri ilişkilerde olumsuzluk olduğuna dair dosyaya bir delil de yansımamıştır. Böyle bir durumda, taşınmazın satış bedelinin mutlaka para olması gerekmediği, bir emek ya da hizmet de olabileceği kabul edilmelidir. Devredilen taşınmazların sayısı ile bunların değerleri öncelenerek muvazaanın var olduğu, bir başka ifade ile mirasbırakanın amacının mirasçılardan mal kaçırma olduğu sonucuna varılması mümkün olmamalıdır. Davacı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu HMK nın 190. maddesi ve TMK nın 6. maddesi uyarınca ispatlayamamıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulü yönünde verilen direnme kararının bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.