"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2426 E., 2023/320 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/ Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/79 E., 2022/366 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalılar ... vd. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... vd. vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.11.2024 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ..... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat..... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi.
Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı; ortak murisleri ...'ın 335 ada 453 parseldeki zemin kat 1, 2, 3, 4, 5, 1.kat 6, 7, 8 ve 2. kat 9, 10, 11 nolu bağımsız bölümlerini kız çocuğu olarak kendisinden mal kaçırma amacıyla satış yoluyla davalılara temlik ettiğini, taşınmazın çıplak arsasının tamamının murise ait olduğunu, daha sonra taşınmaza inşa edilen binada davalı ... ile davalılar ... ve ...'nin de katkısının bulunduğunu ancak bu katkının % 40'ı geçmeyeceğini ileri sürerek taşınmazın çıplak arsasının tamamının ve taşınmazdaki bağımsız bölümlerin murise ait % 60'lık bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ....,...., ..., ve İkbal vekili; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davaya konu taşınmazın arsasının murisin babasından murise ve murisin kardeşlerine miras kaldığını, davalı ...'in dedesinden miras kalan bu taşınmazı tek elde toplamak istediğini, o dönemde iştirakli olduğundan amcalarından, halalarından ve babası olan muristen parasını vererek satın aldığı arsayı tapuda muris babası ... adına kaydettirdiğini, davalının parasını vererek satın aldığını herkes bildiğinden bu durumda bir sakınca görmediğini, kız çocuklarından mal kaçırma kastı olsa davalı ...'in, kız kardeşinin kızı olan davalı ...'e de devir yaptırmayacağını, davacının hakkı olmayan dava konusu taşınmazda menfaat elde etmeye çalıştığını, davalı ...'in dava konusu taşınmazı almaya ve üzerine bina yapmaya yeterli kazancı bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Davalılar ... ve ...; taşınmazın arsasının babası ..., muris dedesi ... ve amcası davalı ... tarafından satın alındığını ve yine bu kişiler tarafından binanın yapımının sağlandığını, binanın yapımında en büyük payı amcası ... üstlendiğinden ona zemin kat 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin verileceğinin kararlaştırıldığını, babası ...'a da ödediği paralar, inşaat işlerinin takibi ve usta olarak binanın elektrik ve su tesisatlarını bizzat yaptığı için zemin kat 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin tamamının verilmesi gerekirken 1/3'er payının verildiğini, bu hususları tüm mirasçıların ve davacının da bildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında muris ... ile davalı ... arasındaki satışın gerçek bir satış olmadığı, temlik satış şeklinde yapılmasına rağmen taşınmazların davalıya bedelsiz devredildiği, bu sebeple geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 335 ada 453 parsel sayılı taşınmazdaki zemin kat 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu, birinci kat 6, 7 ve 8 nolu, ikinci kat 9, 10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının, muris ...'dan devredilen 405 ve 406 parsellerin metrekare miktarları 573 metrekare olup davacının miras payı da 3/20 olduğundan taşınmazın 704 metrekare olan bütününe oranlanması sonucu elde edilen (573/704*3/20=1719/14080) oran olan 1719/14080 oranında iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan payların davalılar adına olan tapu kayıtlarının devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... vd. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı yapıldığı, davanın kabulüne karar verilmesinin kural olarak doğru olduğu ancak davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu bağımsız bölümlerin % 60'ının muris tarafından yapıldığını ve bu oranda murise ait olduğunu belirterek talebini her bir bağımsız bölüm için 1/6 oranında sınırladığı halde talep aşılarak karar verilmesinin doğru olmadığı, kök muris ... tarafından davalı ...'ya yapılan devir bakımından usulünce açılmış bir dava bulunmadığı halde bu konuda davanın reddine yönelik hüküm kurulmasının da doğru olmadığı gerekçeleri ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... vd. vekili; savunmalarını yinelemiş, davacı tanıklarının beyanları ile savunmaları sabit olduğu halde İlk Derece Mahkemesinin tanık...'ın emin olmadığını açıkça ifade ettiği beyanını yorum yoluyla genişleterek taşınmazın bedelini murisin ödediğini, davalı ...'ya taşınmazı bedelsiz devrettiğini belirterek hüküm kurduğunu, davalı ...'nın, kök muris ... ölmeden önce taşınmazın bir kısmını satın aldığını ve muris ...'nin buna hiçbir katkısının olmadığını, Mahkemece bu hususun gözden kaçırıldığını, dava konusu taşınmazların satın alınması ile muris arasında herhangi bir bağın mevcut olmadığını, davacının olayları çarptırmak suretiyle davayı temellendirmeye çalıştığını, davacının sorun çıkarması sebebiyle davalı ...'in, annesinin ölmesi durumunda satın aldığı taşınmazda davacının da hak iddia edeceği endişesi ile annesi üzerine devredilen taşınmazı kendi üzerine ve diğer davalılar üzerine aldığını, arsanın parasını davalı ...'in ödediğini, binanın da davalı ... tarafından yapıldığını, murisin binanın yapımında en ufak bir katkısının bulunmadığını, bu durumu tanıkların da açıkça ifade ettiğini, davalı ...'in dava konusu taşınmazı satın almaya ve üzerine bina yaptırmaya maddi gücünün olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen hususlar gerçekleşmediği halde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca muvazaayı ispat yükü davacıda iken hatalı olarak ispat yükünün davalılar üzerinde bırakılmasının ve davalının savunmalarını ispatlayamadığına dayanarak davanın kabulüne karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan etmiştir.
B. Değerlendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu muris ...'ın 28.01.2020 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi davalı ..., kızı davacı ..., oğulları davalılar ... ve ... ile kendisinden önce ölen oğlu ...'dan torunu davalı ... ile kızı dava dışı ...'ın kaldığı, davalı ...'nın davalı ...'in oğlu olduğu, davalı ...'in ise dava dışı ...'ın kızı olduğu görülmektedir. Muris....'nin 335 ada 405 ve 406 parsel sayılı taşınmazlarını 13.05.1991 tarihinde eşi davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, 10.02.1992 tarihinde taşınmazların tevhidi sonucu dava konusu 335 ada 453 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, 28.01.2003 tarihinde taşınmazda kat mülkiyetine geçildiği, taşınmazdaki 11 parça bağımsız bölümün davalı ... adına tescil edildiği, davalı ... tarafından 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin 05.10.2010 tarihinde 1/3'er paylarla davalılar ..., ... ve ...'e, aynı tarihte bir başka yevmiye ile 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin davalı ...'e, 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin 13.05.2014 tarihinde yine davalı ...'e, 9 nolu bağımsız bölümün 24.02.2020 tarihinde davalı ...'e satış yoluyla temlik edildiği, davalı ...'in davalı ...'dan edindiği taşınmazları 17.02.2020 tarihinde diğer davalı ...'ya devrettiği, 10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin ise halen davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar ... vd. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1. hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 16.700,46 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.