Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2283 E. 2024/5874 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mülkiyetinin tespitinde tapu kaydının geçmişi, zilyetlik durumu ve tarafların delilleri gibi hususları yeterince araştırıp incelemeden karar vermesi doğru bulunmayarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1511 E., 2023/243 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/144 E., 2022/55 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Artvin ili, ... ilçesi, .... köyünde bulunan 139 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisine aitken taksim sonucunda davacılara verildiğini ancak kadastro tespiti esnasında bu taşınmazın yarı hissesinin ..., yarı hissesinin ise ...adına kayıt edildiğini, kadastro tespitinden davacıların haberinin olmadığını, 2020 yılında davalının, hissedar ...'dan hissesinin tamamını devretmesini istediğini, davalının babasının 2014 yılında taşınmazı diğer hissedarlardan kaçırmak için davalıya devrettiğini, taşınmazın yarı hissesinin davacılara, yarı hissesinin ...'ya ait olduğunu, taşınmazın zilyetliğinin ve kullanımının çok eski tarihlerden beri dava dışı malikle birlikte davacılara ait olduğunu, davalının bu taşınmazda zilyetliğinin ve kullanımının olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek davaya konu taşınmazdaki davalının hissesinin iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; davacılardan ...'nın 1994-2004 tarihleri arasına Çamlıköy muhtarlığı yaptığını ve kadastro tespitine bizzat katıldığını, dolayısıyla kadastro tespitinden haberdar olmadıklarını iddia etmelerinin kötü niyetli olduğunu, davaya konu taşınmazın ...'dan devrini istemediğini, babası ...'nın yaşının ilerlemiş olması nedeniyle bu taşınmazla birlikte dört ayrı taşınmazı kendisine devrettiğini, kendisinin İstanbul ilinde yaşıyor olması nedeniyle taşınmaz üzerindeki meyve ve sebzelerden kullanım sağlayamadığını ve üzerinde yetişen bu ürünleri akrabalarının ve komşularının almasında bir sakınca görmediğini taşınmazın bulunduğu yere gittiğinde de ihtiyacı olan kadar ürünü aldığını kalanların ise ziyan olmaması açısından başkalarının almasına müsade ettiğini, davacıların babalarının 1977 yılında vefat ettiğini, kök muris ...'nın ise 1980 yılında vefat ettiğini, dava konusu parseldeki 1/2 hissenin 1971 yılında kök muris...tarafından kendi babası olan ...'ya devredildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağında, 13.11.1971 tarihli tapu kaydı ile taşınmazın 60 hissesi bulunduğu, 30 hissenin ...30 hissenin ...adına kayıtlı olduğu ve maliklerin tasarrufunun halen devam ettiğinin belirtildiği, davalının 13.11.1971 tarihli tapu kaydı ile taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğuna dair çiftçi kayıt belgelerini sunduğu, dosyaya sunulan ve kadastro tutanaklarında kayıtlı 13.11.1971 tarihli tapu kaydında yasanın aradığı istisnai durumun bulunmadığı, buna göre her ne kadar keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler dava konusu taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığını beyan etmişlerse de tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı ...'nın babası ...'nın davacıların amcası olduğunu, dava konusu taşınmazın, dedelerinden rızai taksim sonucu davacıların babasına, ondan da davacılara intikal ettiğini, 1960'lı yıllardan itibaren davacıların taşınmazı hiç ara vermeden fiilen kullandığını, davalı tarafın taşınmaza hiçbir zaman fiilen sahip olmadığını, davalının babası ...'nın bir şekilde sahip olmadığı taşınmazı 1971 yılında kendi adına tapusunu yaptırmış olup bu hususu diğer kardeşlerinden gizlediğini, aynı kökten gelen mirasçılar arasında zaman aşımı hükümleri uygulanmadığını, bu nedenle aynı kökten gelen mirasçı olan ...adına çıkarılan tapunun diğer mirasçıları bağlamayacağını, 2010 yılında taşınmaz kadastro çalışmaları kapsamına alınınca davacıların durumdan haberdar olduğunu ve rızaen husumetin giderilebilmesi için defalarca davalının babası ile görüşmeler yapıldığını ancak bir sonuç elde edilemediğini, kadastro tespitinin askıdan indirilmesi ile bütün zaman aşımı sürelerinin yeniden başladığını, davacıların kanuni süresi içerisinde kadastro tespitinin ve tapunun iptali için dava açtıklarını, Yerel Mahkemenin eski tapuya istinaden davalı ve davacıların aynı kökten gelen mirasçılar olduğu hususuna dikkat etmeden davanın reddine karar vermiş olmasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davalının sunduğu tapu kaydının gerçekliğinin araştırılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitine esas alınan eski tapu kaydına göre 30/60 hissesinin tarafların dedesi...adına kayıtlı iken ...'nın 30/60 hissesini tapuda 13.11.1971 tarihinde oğlu ...'ya hibe ettiği, bu hibe gereği oluşan tapu kaydı gereği taşınmazın 2010 yılında yapılan kadastro tespitinde 1/2 hissesinin davalının babası ...adına tespit edildiği, 25.06.2014 tarihinde ...'nın tapudaki 1/2 payını oğlu ...'ya bağışladığı, davacı tarafça bu işlemin gizli bir şekilde yapıldığı iddia edilmiş ise de bu durumun resmi şekilde yapılan hibe sözleşmesinin geçerliğini etkilemeyeceği, önceki tapu kaydı gereği davalının babası adına yapılan kadastro tespitinin yerinde olduğu, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı açıklanarak davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. , 15., 20. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Artvin ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 5 parsel sayılı 4129,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisselerle ...ve ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, ...payı bağış nedeni ile 25.06.2014 tarihinde ... adına kayıtlanmıştır.

2. Davacılar, dava konusu taşınmazın yarı hissesinin adlarına kaydedilmesi gerektiği iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu ve tapulu taşınmazın zilyetlikle edinilemeyeceği gerekçesi ile dava reddedilmiş, davacılar vekili karara karşı istinaf talebinde bulunmuşur. Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf talebi reddilmiş ise de Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir. Mahkemece tespite esas tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilip keşif mahallinde usulünce uygulanmamış, tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmaza aidiyeti ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, davacılar ..., ..... ve ... vekili olarak ... tarafından Av. ...’a vekalet verilmiş ise de ..., ve ... tarafından ...’ya verilen vekaletnameler dosya arasına alınmamıştır.

Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; Mahkemece öncelikle, ..., ve ... tarafından ...’ya verilen vekaletnameler dosyasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tespit tutanakları, varsa dayanakları ile dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında öncelikle teknik bilirkişi eliyle taşınmaza revizyon gören tapu kaydının varsa krokisi/haritası zemine uygulanarak kaydın kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının bulunamaması veya uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının mahalli bilirkişi ve tanıklarca zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde işaretlenmeli, bu yolla çekişmeli taşınmazın tespite esas tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı açıkça saptanmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri hangi tasarruflarla ve hangi hukuki nedene dayalı olarak zilyet edildiği hususlarında özellikle somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.

4.Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye, tapu kaydı uygulamasını ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

Dosyanın Hopa Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.