Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2296 E. 2024/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz temliklerinin muris muvazaası niteliğinde olup olmadığı ve davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği, davalıların mirasçı olmadığı ve temliklerin bedelsiz yapıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1127 E., 2023/116 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/72 E., 2020/110 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili özetle; 11.02.2015 tarihinde vefat eden mirasbırakan ...'nın, eşi ...'nın 05.04.2006 tarihli ölümünden beş ay sonra 20.09.2006 tarihinde, maliki olduğu İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, ... mahallesi, 267 ada, 139 parsel, A Blok, 3 üncü kat 9 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakmak suretiyle davacının kardeşi ...'nin oğlu olan torunu ...'e; A blok 1 inci kat 5 nolu bağımsız bölümü de yine intifa hakkını üzerinde bırakarak ...'nin kızı olan torunu ...'ya satış suretiyle temlik ettiğini, o tarihte davalıların alım gücünün bulunmadığını, mirasbırakanın malını satması için haklı ve makul bir nedeni bulunmadığını, muris muvazaası koşullarının oluştuğunu; mirasbırakanın vefatından sonra dava dışı mirasçılar ... ve ...'in davacının saflığından yararlanarak kendisine miras taksim sözleşmesi imzalattıklarını, davacıdan mal kaçırmaya yönelik tasarruf işlemlerini gerçekleştirdiklerini, ayrıca dava dışı mirasçıların mirasbırakanın hesabında bulunan 28.139,146 TL parayı çektiklerinin tespit edildiğini belirterek davaya konu 5 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmaz bedellerini dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; mirasbırakanın sağlığında bağımsız bölümleri üç çocuğu arasında taksim etmek istediğini, davacının 8, dava dışı ...'nin 10, ...'nin ise 9 nolu bağımsız bölümü seçtiğini, mirasbırakanın 5 nolu bağımsız bölümde ikamet etmeye başladığını, davacının, vasisi eşi Kenan ile mirasbırakan ...'ın rızası hilafına 1988 yılında evlendiğini, yaklaşık 4-5 yıl boyunca davacı ile konuşmayan mirasbırakanın bilahare davacı ile barıştığını, ancak mesafeli bir ilişkileri olduğunu, davacının da babasıyla ilgilenmediğini, mirasbırakanın bakımını ... ve ...'nin üstlendiğini, eşinin ölümü sonrası oğlu ile ortak yaşama devam eden mirasbırakanın, oğluna karşı duyduğu yılların emeği ve hizmetiyle oluşmuş minnet duygusuyla hareket ederek oğlundan habersiz olarak davaya konu bağımsız bölümleri davalı torunlarına temlik ettiğini, ayrıca 8 nolu bağımsız bölümün kızı ...'ye, 10 nolu bağımsız bölümün kızı ...'ye verilmesini, ayrıca ölümü sonrası 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin de kızlarına paylaştırılmasını istediğini, vefatından sonra da mirasçı çocuklarının mirasbırakanın iradesine uygun hareket etme kararı aldıklarını, miras taksim sözleşmesi akdedilip tapu müdürlüğüne başvurulduğunda tapu müdürlüğünde ...'nin pay almadığı bir miras taksim sözleşmesinin geçersiz olacağının beyan edildiğini, bunun üzerine mirasçıların birisi tapu müdürlüğündeki işlemlerde kullanılmak diğeri de taraflar arasındaki anlaşmayı düzenlemek için iki farklı miras taksim sözleşmesi akdettiğini, haricen düzenlenen miras taksim sözleşmesinde ise tesciller yapıldıktan sonra 3 numaralı bağımsız bölümü yasal zorunluluk gereği temlik alan ...'nin adı geçen bağımsız bölümü ...'ye devredeceği ve devretmemesi halinde taşınmazın gerçek bedelini ...'ye cezai şart olarak ödeyeceğinin öngörüldüğünü, harçtan kaçınmak adına 4 nolu bağımsız bölümün dahil edilmediğini, tapu müdürlüğüne bu şekilde başvuran mirasçıların başvurusunu inceleyen tapu müdürlüğünün, davacı ... için sağlık raporu gereksinimine ihtiyaç duyduğunu, bunun üzerine alınan raporda ...'de zeka geriliğinin olduğu ve kendisine vasi atanması gerektiğinin tespit edildiğini, ailenin, ...'nin durumuna bu şekilde vakıf olduğunu, davacının aldatılmasının söz konusu olmadığını, tapu müdürlüğüne başvurulduğu esnada davacıya henüz vasi atanmadığını, aynı binada ikamet eden davacı eşinin olaylardan haberdar olmadığını iddia etmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, davacı tarafın ... ve ...'yi dolandırıcılık suçu işlediklerinden bahisle şikayet ettiğini, bunun üzerine tapu müdürlüğünde işlem yapılmadığını, 3, 4, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin her bir kardeşe intikalen 1/3 pay isabet edecek şekilde kaldığını, davacının 8 numaralı bağımsız bölümde ikamet etmeye devam ettiğini, 3 numaralı bağımsız bölümü ise dava dışı Selin Karabin isimli kişiye 01.06.2015 tarihinde kiraya verdiğini, davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, mirasbırakanın mal kaçırma iradesi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiği ispat edilemediğinden, ayrıca dosyaya sunulan miras taksim sözleşmesinin davacı tarafından da imzalandığı, fiilen diğer taşınmazların da davacı ve mirasçılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; vesayet altına alınan ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hakkında zeka geriliği teşhisi konulan, okuma yazma bilmediği kanıtlanan davacının içeriğini bilmeden imzaladığı sözleşmenin neden geçerli kabul edildiğine ilişkin olarak Mahkeme tarafından açıklama yapılmadığını, devir esnasında bedel ödenmediğinin, davalıların o tarihte ödeme güçlerinin olmadığının, mirasbırakanın da taşınmazların satışından elde edilecek paraya ihtiyacı olmadığının, kira gelirlerinin ... tarafından toplandığının tanık anlatımları ile sabit olduğunu, tapuda malik olarak görünen kişilerin ise taşınmazlarla hiç alakası olmadığı açık olup mirasbırakanın mal kaçırma kastının nasıl olmadığına dair bir açıklama getirilmediğini, Mahkeme kararının gerekçe içermediğini, Mahkeme tarafından davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilirken dava değerinin tamamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazların dava dışı ... tarafından miraçılardan mal kaçırmak amacıyla çocukları ... ve ... adına devralındığını, bedelsizliğin dahi tek başına muvazaayı kanıtladığını, davalıların bedel ödemediklerini ikrar ettiğini, miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının okuma yazması olmayıp imzaladığı sözleşmenin aleyhine hüküm doğurduğunu, sözleşmenin ... lehine olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalılarca sarf edilen yargılama gideri yönünden bir hüküm tesis edilmediğini, davalıların yapmış olduğu 3.768,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili yönünde hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ...'nin mirasbırakan ...'ın kızı, davalıların ise mirasbırakanın oğlu ...'nin çocukları olduğu, mirasbırakanın davacı dışındaki mirasçılarının oğlu ... ile kızı ... olduğu, mirasbırakan ...'nın adına kayıtlı davaya konu bağımsız bölümlerden 267 ada, 139 parsel A Blok 1 inci kat 5 nolu bağımsız bölümü ...'nin kızı ...'ya, 3 üncü kat 9 nolu bağımsız bölümü de ...'nin oğlu ...'e intifa hakkını üzerinde bırakmak suretiyle 20.09.2006 tarihinde temlik ettiği, mirasbırakanın malını satması için haklı ve makul bir nedeni bulunmadığı gibi temlikin de bedelsiz olduğu, davalı tarafça mirasbırakanın paylaştırma iradesi ile hareket ettiği savunulmuşsa da davalı torunlar yasal mirasçı olmayıp paylaştırma iradesinden söz edilemeyeceği, mirasbırakanın temlikteki asıl irade ve amacının mirastan mal kaçırma olduğu gerekçesiyle yeniden hüküm kurularak; "A-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulüne,

B-Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/03/2020 tarihli 2017/72 Esas ve 2020/110 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırılmasına, hükmün aşağıdaki şekilde yeniden kurulmasına,

'' 1-Davanın kabulü ile; a) Dava konu İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, ... Mahallesi, 267 ada, 139 parsel, A Blok, 3. Kat 9 nolu, davalı ... adına olan bağımsız bölümün tapu kaydının davacı ...'ın 1/3 miras payı oranında iptali ile adına tesciline, bakiye payın adı geçen davalı üzerinde bırakılmasına,

b) Davaya konu İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, ... Mahallesi 267 ada, 139 parsel, A Blok 1. Kat 5 nolu, davalı ... adına olan bağımsız bölümün tapu kaydının davacı ...'ın 1/3 miras payı oranında iptali ile adına tesciline, bakiye payın adı geçen davalı üzerinde bırakılmasına,

..." karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın muris muvazaası olgusuna ters düşen bir tasarruf ile dava konusu taşınmazları kendi rızası olmaksızın üçüncü bir kişiye devredilemeyecek şekilde temlik ettiğini, mal kaçırma niyetinin olmadığını, mirasbırakan ve çocukların fiili paylaşım ve anlaşmaya uygun olarak hareket ettiğini, mirasbırakanın öngördüğü biçimde fiili paylaşıma iştirak etmiş olan, yaklaşık 4 senedir bu fiili paylaşıma uygun olarak kira geliri elde eden davacı tarafın muris muvazaası olduğunu ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, tanıklar ... ve ...'ün beyanlarından da davalıların öne sürdüğü hususların doğrulandığını, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil; mümkün olmaz ise bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ıncı; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 14.856,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.