"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/242 E., 2023/122 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şile Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Alman vatandaşı iken evlenerek Türkiye'ye yerleşip Türk vatandaşı olduğunu, 13.11.1997 tarihinde eşi ölünce yalnız kaldığını, daha önceden tanıdığı ve karı koca olan davalıların her zaman yanında olduklarını, yakın bir ilişki içine girmeye çalıştıklarını, öte yandan yalnız olduğunu, koruyup sahip çıkacak kimsesinin olmadığını, asker olan eşinin malvarlığına Devletin elkoyabileceği, devamlı kendisine bakacakları telkiniyle İstanbul Şile’de bulunan 350 m2’lik dubleks evini gerçekte bedelsiz olarak ancak tapuda satış suretiyle davalılara devrettiğini, aynı şekilde davalıların baskısı sonucu dava dışı İstanbul Küçükyalı'da bulunan taşınmazını da devretmek zorunda kaldığını, hatta kurdukları senaryoya inandırmak için taşınmazların intifa hakkını da üzerinde bıraktıklarını, 2009 yılından sonra kötü davranıp çekişme konusu taşınmazı satışa çıkardıklarını ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, bilahare dava konusu taşınmazların 470 ada 1 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu bildirmiş, bozma kararından sonra, dava konusu edilen taşınmazın 470 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu 1 parsel taşınmazı komşu parselle birlikte davalı ...'in dava dışı 3. kişiden satın aldığını ve aynı yıl davacıya satış suretiyle devrettiğini, her iki arsa üzerine de ayrı ayrı birer ev yapmayı planladıklarını, davalı ...'in müteahhitliğiyle inşaatın tamamlandığını, inşaatın yapımı sırasında davalı ...'e borçlanan davacının borcu mahsup edilip geriye kalan satış bedeli davacıya verilerek dava konusu taşınmazın satın alındığını, aralarındaki samimiyet nedeniyle davacının taşınmazda oturmaya devam ettiğini, bu nedenle maddi bir karşılık olmaksızın taşınmazın intifa hakkının davacıya verildiğini, Küçükyalı'da bulunan dava dışı taşınmazın da benzer şekilde davacıdan satın alındığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Yargılama sırasında davalıların ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, gabin husususunun ispat edilemediği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 15.05.2014 tarihli ve 2014/7422 Esas, 2014/10089 Karar sayılı kararı ile; hilenin her türlü delille ispat edilebileceği, iptal hakkının kullanılmasının hiç bir şekle bağlı olmadığı, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği, Mahkemece hile yönünden herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı belirlenerek eksik inceleme nedeniyle karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Karar
1. Bozmaya uyan Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tarafça 04.08.1999 tarihinde intifa hakkı uhdesinde bırakılarak çıplak mülkiyetinin eski Türk Lirası ile 1.500,000,00 TL karşılığında davalılara devredildiği, davacının satış akit tablosunda satış bedelini aldığının belirtildiği, tapuda yapılan resmi işlemin aksi ispat edilinceye kadar geçerli olacağı, resmi işlemin aksinin davacı tarafça ispat edilemediği, tapunun devredilmesi için davalılarca davacının hile veya hataya düşürüldüğü iddiasının da ispatlanamadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
2.Dairenin 09.03.2021 tarihli ve 2018/5168 Esas, 2021/1337 Karar sayılı kararı; her türlü delille ispat edilebilen hile hukuksal nedenine dayalı davalarda tanık delilinin en önemli delillerden olduğu; Mahkemece, davacının ek tanık listesi verme talebinin reddinin doğru olduğu, ancak bozmadan önce dinlenen tanık ...'ın bozmadan sonra dinlenmediği, dinlenmemesine ilişkin gerekçenin yerinde görülmediğini, davacının adı geçen tanığının usulünce dinlenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirlenerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının bozma sonrası bildirdiği tanığının talimat yoluyla dinlendiğini '' Davacının eşinin asker olması sebebiyle taşınmazların davacıdan alınacağı '' beyanıyla aldatılması sonucu taşınmaz mülkiyetini devretmesi şeklindeki beyanın aldatmayı ispat eder mahiyette olmadığı, yazılı deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek devir işleminin hileye maruz kalınarak gerçekleştirildiği sonucuna varılamadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; tahkikat aşamasında deliller toplanmadan, sözlü yargılama için süre verilmeden hüküm tesis edildiğini, bozmaya konu olan tanığın ifadesinin görmezden gelindiğini, tanık ...'ın beyanında hile olgusunu gayet açık şekilde gösterdiğini, tanık ifadeleri ile SGK belgeleri karşılaştırıldığında davalıların miras bırakanlarının hile ile elde ettiği vekaletnamelerle belediye, SGK ve diğer resmi kurumlarda inşaat sahibi-işveren olarak müvekkili göstermek sureti ile aldattıklarının ortaya konduğunu belirterek kararın bozulmasın istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 36/1 nci ,39 uncu maddeleri
Hukuk Genel Kurulunun 20.04.1983 tarihli ve 1980/1-1846-397 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, Şile ilçesi, Kumbaba mevkiinde kain dubleks ev niteliğindeki 470 ada 1 parsel sayılı taşınmazının çıplak mülkiyetinin 04.08.1999 tarihinde davacı tarafından davalılar ... ve ...'e yarı yarıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.