"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1278 E., 2023/171 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/7 E., 2020/25 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine temsilcisi dava dilekçesinde; ... Mevkiinde kain 125 ada 8 parsel sayılı taşınmazın evvelinde köy okulu olduğu hâlde kadastro çalışmaları sırasında hatalı şekilde senetsizden davalı adına 1.142,70 m2 yüzölçümüyle tarla vasfıyla tespit ve tescil edildiğini, tespite konu taşınmazın tapusuz olduğunu, davalının taşınmaz üzerinde 20 yıl çekişmesiz aralıksız zilyetliği olmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesine istinaden malik sıfatıyla zilyedi bulunmayan veya zilyetlikle edinme koşullarını taşımayan taşınmazların Hazine adına tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ve davacı Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 60 yıldır malik sıfatıyla nizasız fasılasız zilyedi olduğunu, vergilerini ödediğini, köydeki çocukların faydalanması amacıyla 1944 yılında bahsi geçen köy okulunun dava konusu taşınmaz üzerine yapılmasına izin verdiğini, 1966 yılında okul yıkıldıktan sonra yerine sahip çıktığını, ekip biçtiğini, dava konusu yerin 1.140 m2 değil tahminen 500 m2 yüzölçümlü olduğunu, kadastro sırasında tarlasına başka bir tarla daha eklenip yüzölçümünün artırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli ve 2019/7 Esas, 2020/25 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın köy içinde olduğu, 1958 doğumlu mahalli bilirkişinin dava konusu taşınmaz üzerinde olduğu iddia edilen okulda okumadığı, taşınmaz üzerindeki iki gözden oluşan yapının 60 yıl önce yıkıldığı, yeni okulun 50 metre mesafede inşa edildiği, mahalli bilirkişilerin beyanı ile davalının taşınmazı fiğ ekmek suretiyle kullandığı, 1956 tarihli hava fotoğrafında okul olduğu iddia edilen yapıya rastlandıysa da 1973 tarihli hava fotoğrafında sürüm izlerine rastlandığı, terör eylemleri nedeniyle göçlerin yaşandığı 1990'lı yıllara kadar davalının 20 yılı aşkın zilyetliğinin olduğu, davalının zilyetliği başlamadan önce davacı Hazinenin okul alanı olarak kullanılan taşınmazı kullanmaktan vazgeçerek başka yere okul yaptığı, köyde okul alanı ihtiyacının olmadığı, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; 1956 tarihli hava fotoğrafında dava konusu taşınmazda okul bulunduğunu, taşınmazda kamu hizmeti görüldüğünü, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve bilirkişi raporlarında davalının 20 yıl aralıksız ve çekişmesiz zilyetliğinin tespit edilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli ve 2019/7 Esas, 2020/25 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2023 tarihli ve 2020/1278 Esas, 2023/171 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki benzer sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2023 tarihli ve 2020/1278 Esas, 2023/171 Karar sayılı kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 16/A ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davaya konu; Tunceli ili, ... ilçesi, Kayırlar köyü, ... Mevkii, 125 ada 8 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında 02.10.2011 tarihinde 1.142,70 m2 yüzölçümüyle senetsizden tarla vasfıyla davalı adına tespit ve tescil edilmiş olup tespitin 27.12.2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 26.02.2019 tarihinde açıldığı; davacı Hazinenin, dava konusu taşınmazın öncesinde kamunun hizmetinde bulunan okul olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit edilmesi gerektiğini öngören 3402 sayılı Kanun'un 16/A maddesine dayandığı anlaşılmıştır.
2. İlk Derece Mahkemesince; taşınmaz üzerindeki iki gözden oluşan yapının 60 yıl önce yıkıldığı, mahalli bilirkişilerin beyanına göre davalının taşınmazı fiğ ekmek suretiyle kullandığı, 1956 tarihli hava fotoğrafında okul olduğu iddia edilen yapıya rastlandığı, ancak 1973 tarihli hava fotoğrafında sürüm izlerine rastlandığı, terör eylemleri nedeniyle göçlerin yaşandığı 1990'lı yıllara kadar davalının 20 yılı aşkın zilyetliğinin mevcut olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3. Davalı tarafından dava konusu taşınmazın 60 yıldır ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığı belirtilmiş ise de; dosya kapsamındaki 01.11.2019 tarihli ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazın 80-120 m2 kısmının kepçeyle düzeltilmiş, küçük bir kısmının üzerinde stabilize yol kalmış, kalan kısmının eğimli, ham topraklı zemine sahip, uzun yıllar ekilip biçilmemiş olduğu ve üzerinde yapı, ağaç, bitki olmadığı; 25.12.2019 tarihli harita bilirkişisinin raporunda ise uygulanan 1956, 1973, 1985, 1994 ve 2019 tarihli hava fotoğraflarından 1956 tarihli fotoğrafta okulun görüldüğü, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince zilyetliği zorunlu olarak terk ettiği 1990 yılına kadar davalının taşınmazı ekip biçmek suretiyle süregelen zilyetliğinin mevcut olduğu kabul edilmiş olsa da yalnızca 1973 tarihli hava fotoğrafında tarımsal sürüm izine rastlandığının belirtilmesi karşısında dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlanmadığı ve davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
4. Hal böyle olunca; davalı lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşulları gerçekleşmediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.