Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2337 E. 2024/4367 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın çocukları, babalarına ait taşınmazların kadastro sırasında anneleri adına tescil edildiğini ve daha sonra babalarının mirasçılarından birinin eşi olan davalıya devredildiğini iddia ederek, tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, miras payları oranında tapu iptali ve tescili talep etmeleri nedeniyle terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığı ve davalı terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olduğundan davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1199 E., 2023/108 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/60 E., 2022/111 K.

Taraflar arasındaki pay oranında tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde; Ordu ili Mesudiye ilçesi, ... Mahallesi 131 ada 5 parsel, 132 ada 13 parsel, 133 ada 174 ve 176 parsel, 138 ada 4 parsel, 170 ada 332 parsel, 201 ada 7 parsel, 215 ada 4 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babaları ...’e kendi mirasbırakanlarından kalmasına rağmen kadastro tespitinde anneleri ...’in adına tespit ve tescil edildiğini, sonrasında da kendilerini mirastan mahrum bırakmak için erkek kardeşlerinin eşi olan davalıya temlik edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ...’nin veraset ilamındaki hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; miras sebebiyle istihkak davası açılması gerekirken tapu iptali ve tescil davası açılmasının doğru olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, eşi ile 2004 yılında boşandığını ve eşinin ailesi ile yakın ilişkileri olmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, temlikten davacıların da haberi olduğunu, ... hayatta iken muris muvazaasına dayalı dava açılamayacağını ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların evveliyatının davacıların babası olan ...'den geldiği, ... adına yapılan tespitin hukuka aykırı olduğu ve yapılan tescillerin yolsuz tescil olduğunun sabit olduğu, davacılarla davalı arasında görümce-gelin ilişkisi olduğu, satıştan önce malik olan ... 'nin davalının eşinin annesi olduğu, ayrıca ...'nin de eşinin babası olması, davalı tanığı ...beyanına göre davalının tespit sırasında köyde olduğu, ayrıca ... 'nin başka bir köyden gelin gelmesi göz önüne alınarak davalının, dava konusu taşınmazların ... adına tescilin yolsuz tescil olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağı gerekçesiyle davanın pay oranında kabulüne verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; talebe bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde kadastro öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların, dava konusu taşınmazların kök mirasbırakandan gelen miras payı talebiyle dava açtıkları, davacıların bu taleplerine yönelik ıslah veya düzeltmenin de bulunmadığı, davalının terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olduğu dolayısıyla davacıların açmış olduğu dava açısından aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili ve davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Tereke temsilcisi ve davacılar vekilleri temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'e ait olmasına rağmen kadastro tespitinde ...'in eşi ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...'in daha sonra taşınmazları gelini olan davalı ...'ya temlik ettiğini, veraset ilamındaki payları oranında adlarına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açtıklarını, ... mirasçılarının tamamından vekaletname almalarının mümkün olmadığını, bu nedenle terekeye temsilci tayin ettirilerek yargılamaya devam ettiklerini, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne karar verirken tapu kaydını kısmen iptal ettiğini, bu durum eksik görülse de lehlerine sonuç doğurduğu için itiraz etmediklerini, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın usulden reddine karar verdiğini, tapu kayıtlarının tamamen iptal edilmiş olmasından bütün paylar için talepte bulunulduğunun açıkça anlaşıldığını, davalı tarafın da bu duruma itirazı olmadığını, terekeye temsilci de tayin ettirildiğini, öninceleme duruşmasında Mahkemece taleplerinin miras ortaklarının tamamının paylarına yönelik olduğu, mülkiyetin ... mirasçılarına ait olduğu ve miras payları oranında tescil edilmesini istedikleri, bunun için de terekeye temsilcisi tayin ettirmek için yetki ve süre istediklerinin açıkça ifade edildiğini, Mahkemenin talepleri ile ilgili farklı bir kanaati olmuş olması halinde çelişkinin giderilmesinin isteneceğini, yargılama aşaması boyunca davalı tarafta da aksine bir kanaat oluşmadığından Bölge Adliye Mahkemesinin nitelendirmesi yönünde bir savunma yapılmadığını, bu durumun Bölge Adliyesi Mahkmesinin dikkatinden kaçmış olduğunu, davanın nitelendirilmesinde hataya düşüldüğünü, dosyanın esasına girilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı pay oranında tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi,

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Ordu ili Mesudiye ilçesi ... mahallesi 131 ada 5 parsel, 132 ada 13 parsel, 133 ada 174 ve 176 parsel, 138 ada 4 parsel, 170 ada 332 parsel, 201 ada 7 parsel, 215 ada 4 parsel sayılı taşınmazların dava dışı ... adına yapılan kadastro tespitlerinin 03.09.2009 tarihinde kesinleştiği, ...'in taşınmazları 26.08.2010 tarihinde davalı ...'ya temlik ettiği, ...'nin 10.10.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak ..., ..., ... ve ...'in kaldığı görülmüştür.

3. Hemen belirtilmelidir ki; eldeki davada davacılar payları oranında talepte bulundukları için tereke temsilcisi atanmasına gerek ve yer olmadığı halde tereke temsilcisinin gereksiz yere atandığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla 352/1-ç fıkrası gereğince tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

4. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Tereke temsilcisi vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davacılar vekili yönünden; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı fazla yatırılan 2.067,75 TL harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.06.2024 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.