"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1266 E., 2023/175 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/153 E., 2022/86 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.10.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile davalı ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin ve karşı tarafın sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ordu ili, Akkuş ilçesi, Çaldere Mahallesinde bulunan 321 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 6.803,35 m²'lik kısmının davacının murisi ...’e ait olduğunu, kalan kısmının da davalı ...’e ait olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında yolsuz bir şekilde tamamının davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, daha sonra taşınmazın davalı tarafından muvazaalı olarak diğer davalı ...’e devir edildiğini ileri sürerek taşınmazın 6.803,35 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında davacı asıl, taşınmazın iptalini istediği kısmın ... mirasçıları adına tapuya tescilini istemiştir.
..., çekişmeli 321 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapuda ... adına kayıtlı olduğunu, davacı ... tarafından tapusunun iptali için dava açıldığını, kendisinin de ... mirasçısı olması nedeniyle bu taşınmazda hissedar olduğunu belirterek asli müdahillik talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın muris ... tarafından kendisine verildiğini, davacının kardeşi ... tarafından da aynı taşınmaz hakkında daha önce aynı sebeple dava açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini ve bu ret kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., yargılama sırasında; ...’ün kayınvalidesi olduğunu, banka borçlarından dolayı dava konusu taşınmazın satılmak istendiğini, kendisinin parasını ödeyerek satın aldığını, taşınmazın öncesi ile ilgili bir bilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2021 tarih 2019/7 Esas, 2021/50 Karar sayılı kararı ile davacı ve asli müdahilin davasının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23.09.2021 tarih 2021/504 Esas, 2021/920 Karar sayılı kararıyla; davacının tereke adına tescil istemiyle dava açtığı, muris ...'ün dava dışı mirasçılarının tamamının davaya katılımının veya muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması için süre verilmesi gerektiği, aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esası yönünden inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca davalı ...'nin pasif dava ehliyetinin olup olmadığı, müdahilin talebinin Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünün uygulanmasının gerekip gerekmediğinin tartışılmaması sebebiyle davacı ve asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4.maddesi gereği dava şartlarında görülen eksiklik nedeniyle kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-4 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen mahalli bilirkişilerden ...'ın beyanından davalı ... ile davalı ... arasındaki satışın bedel karşılığında yapıldığı, mahalli bilirkişilerden ...'ın beyanından ise satışın 17000,00 TL karşılığında yapıldığı hususunun anlaşıldığı, davacı tarafın ...'ün iyi niyetli olmadığını ispatlaması gerektiği, dosya kapsamından davalı ...'nın iyiniyetli olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca her ne kadar davacı tarafça muvazaa iddiasında bulunulmuş ise de davacı asil ...'in 14.06.2022 tarihli 4 nolu celsede “taşınmazın davalı ... tarafından ...'ya düşük bedel karşılığında verildiğini” beyan ettiğinden, taşınmazın düşük bedel karşılığında verilmiş olmasının tek başına satış ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucunu doğurmayacağı, bu nedenle davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... ve ... kardeşlere ait olduğunu ve bu kardeşlerin tasarrufunda iken kardeşlerin bu yeri kendi aralarında böldüklerini, akabinde ...'e ait olan bu yeri mirasçılarının kullanmaya devam ettiklerini, ...'e ait olan yeri de ...'ün kullandığını, 2009 yılında kadastro çalışması yapıldığını ve yapılan bu çalışma neticesinde ...'ün yanıltıcı bilgi vererek 321 ada 3 parsel sayılı taşınmazı kendi adına tespit ettirdiğini, 1972-2020 tarihleri arasında davacıların kesintisiz olarak ilgili taşınmazı kullandıklarını ve zilyetliğinde bulundurduklarını, davalı tarafın hem kadastro tespiti hem de taşınmaz satışı yapılırken hileli ve muvazaalı hareket ettiklerini, kadastro çalışması sırasında hatalı işlem yapıldığınıileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... mirasçılarından ... tarafından daha önce davalılar aleyhine aynı taşınmaz hakkında aynı hukuki sebebe dayalı olarak açılıp kesinleşen Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1 Esas ve 2016/91 Karar sayılı kararı ile davalı ...'ün TMK 1023 hükümlerinden faydalanması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine dair kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2016/14404 Esas ve 2020/2668 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, anılan ilamın taraflar açısından güçlü delil mahiyetinde olmasına, Mahkemece yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları bir arada değerlendirildiğinde davalı tapu kayıt maliki ...'ün tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet hakkı kazanmadığının ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça kötü niyetli kazanımın varlığının ispat edilememiş olmasına göre Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 15, 17. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ,713 ve 1023. maddeleri,
3. Değerlendirme
Ordu ili Akkuş ilçesi, Çaldere Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 321 ada 3 parsel sayılı 14.671,55 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra 19.12.2014 tarihinde diğer davalı ...’e tapudan devir edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını ge-rektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyize gelen davacılardan alınmasına,
Temyiz edilen davalılar duruşmada kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.