Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2426 E. 2024/5731 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacının mülkiyet iddiasını kadastro sonrası mera tespitine itiraz ile ileri sürmüş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1097 E., 2022/1541 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/88 E., 2022/59 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin babasına ait olan dava konusu 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırıldığını, oysa taşınmazın önce miras yoluyla müvekkilinin eşine ondan da müvekkiline kaldığını, taşınmazın mera ile ilgisi olmayıp yıllardır müvekkili tarafından eklemeli şekilde tarım yapılmak suretiyle zilyet edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, öte yandan taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... .... Kişiliği adına muhtar Halil Karameşe 05.11.2021 tarihli duruşmada; davacı ve ailesinin dava konusu taşınmazı evvelden beri kullandığını ancak tapu kaydının bulunup bulunmadığını bilmediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın mera vasfında olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, öte yandan taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın vergi kaydı miktarı olarak mera vasfıyla sınırlandırılmasının hakkaniyetsiz olduğunu, 1937-1977 yıllarında halkın bilinçsiz olması ve eğitim seviyesi de dikkate alındığında müvekkilinin eşi ve babasının vergi miktarını ödemekte veya beyan etmekte hata yapmış olabileceğini, teknik bilirkişi raporunda bilirkişinin görev ve yetki sınırlarını aştığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu taşınmaz tapulama sırasında mera vasfı ile tespit görüp tespitin 07.10.1977 tarihinde kesinleşmesine ve davacının 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 2003 yılında yapılan mera tespit komisyon kararından sonra zilyetliğe dayanarak mülkiyet iddiasıyla itiraz ederek esasen kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre Mahkemece sonuç olarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda; Amasya ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 14 parsel sayılı 2.920,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, komşu taşınmaza uygulanan vergi kaydının miktar fazlası olmakla mera vasfı ile 07.10.1977 tarihinde sınırlandırılarak özel siciline yazılmış; 2003 yılında Mera Komisyonu tarafından yapılan çalışmalar sonucunda taşınmaz davalı ... Tüzel Kişiliği adına tahsis edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.