"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/742 E., 2023/635 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/113 E., 2022/11 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 635 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin 1987 tarihinde annesi ... tarafından bedelsiz olarak kendisine verildiğini, 2008 yılında davalı ile ikinci evliliğini yaptığını ve 10.05.2010 tarihinde davalının baskısı, tehdit ve korkutmaları ile dava konusu taşınmazdaki 1/2 hissesini davalıya bedelsiz olarak devrettiğini, davalı ile İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinin 21.11.2014 tarih ve 2014/828 Esas, 2014/874 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmak zorunda kaldığını, davaya konu taşınmaz nedeniyle Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat davası sonucu 1/2 hisse için ödenecek bedelin kendisine verilmesini ve dava konusu taşınmazın 1/2 payının kendisine tekrar devredilmesini istediğinde davalı tarafın sert çıktığını ve ödemeyi davacıya vermeyeceğini söylediğini, davalının, adına geçen taşınmazda hiç bir hukuki hakkının bulunmadığı için her halde davacı adına ödenmesi gerektiğini ileri sürerek dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı bulunan 1/2 hissesi için ödenecek alacağın tamamının kendisine ödenmesine, ayrıca davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; taşınmazın 10.05.2010 tarihinde satışının yapıldığını, davacının hissedarı olduğu ... A.Ş'nin kamu kurumlarına borcu olduğunu ve babası adına kayıtlı diğer yarı hissesi üzerine babasının borçları nedeni ile ihtiyati haciz konulduğunu, davacının da kendi hissesine de haciz konulursa maddi olarak zor durumda kalacaklarını düşünerek eşine yalvardığını, davalının da hisseli de olsa taşınmazı yatırım olarak ve yine eşini de büyük zorluktan kurtarmak için bedelini elden ödeyerek aldığını, eğer tehdit, korku ve hileyle yapılmış olsa bu tehdit ve korku geçtikten sonra en geç bir yıl içinde davasının açılması gerektiğini, davacı ile 21.11.2014 tarihinde anlaşmalı boşandıklarını, davacının iddialarının haksız ve gerçek dışı olduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; davanın irade sakatlığına dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu ,dosya arasına celbi sağlanan soruşturma ve ceza dosyası, taraf ve tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; tarafların 2008 yılında evlendikleri, 15.12.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamında davaya konu taşınmaza ilişkin olarak protokol uyarınca hüküm kurulduğu, davaya konu taşınmaz hissesinin 10.05.2010 tarihinde devredildiği, ceza ve soruşturma dosyalarındaki tanık anlatımları ile suç tarihleri de göz önünde bulundurulduğunda ve davacının davaya konu taşınmaz hissesinin tehdit ve korkutma etkisiyle devredildiği iddiasına ilişkin olarak devir tarihi de göz önüne alındığında taşınmazın devri ile davacının tehdit ve korkutma iddiası arasında illiyet bağı kurulamadığı, iddianın davacı tarafından ispata yeterli ve elverişli başkaca delillerle de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; toplanan delillere göre tarafların 2014 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, davacının davalı ile görüşmeye devam ettiği, davalı ve çocuğu ile tatil yaptığı, bu durumun tanık beyanları ile sabit olduğu, 2008 yılında evlenme tarihi sonrası başlayıp eldeki davanın açıldığı tarihe kadar sürdüğü iddia olunan tehdit ve baskı ile ilgili davacının hiç bir yasal yola başvurmamış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dolayısıyla temlikin yapılmasına yönelik olarak tehdit, baskı, şiddet iddialarının ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça yöntemince ispatlanamadığı, eldeki davanın protokol gereği tapuda hisse devri yapılmaması ve kamulaştırmasız el atma nedeniyle ödenecek tazminatın kendisine verilmesi talebine davalının olumsuz cevabı üzerine açıldığı, ispatlanamayan davanın reddi kararının dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; müvekkili ...' a 1987 tarihinde annesi ...'ın davaya konu taşınmazın 1/2 hissesini bedelsiz olarak verdiğini, davacı müvekkilinin 2008 yılında davalı ... ile evlendiğini, 2014 yılında tamamen davalının hazırladığı ve davacı müvekkilin hiçbir dahilinin olmadığı korkutma, hile ve desise ile imzalatılan bir protokol ile boşandıklarını, davalı tarafın evlilik dönemi içerisinde davacı eşi ...'a şiddet uyguladığını, kendisine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, sürekli davacı müvekkilinin kendisini, annesini ve babasını öldüreceği gibi sözlerle korkuttuğunu, davacı müvekkilinden davaya konu taşınmazın o dönem davacı müvekkili üzerindeki 1/2 hissesini istediğini, günün birinde davalının evi olan Kalamış Fenerbahçe'deki yüksek giriş evinde davalı tarafın tehdit, hakaret ve korkutmalarına aynen devam ettiğini ve "seni öldürürüm, tutar pencereden atarım" diye davacı müvekkiline bağırmaya başladığını, davacı müvekkilinin bu korku ve tehditler nedeniyle davaya konu taşınmazın kendisinde bulunan 1/2 hissesini davalı ...' a bedelsiz olarak 10.05.2010 tarihinde vermek zorunda kaldığını, dinlettikleri tanık beyanları ile iddialarının sübut bulduğunu, davalı tanıklarının beyanlarının ise öğretilmiş, çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tehdit (korkutma) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden ; davacının kayden maliki olduğu 635 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 10 nolu bağımsız bölümdeki 1/2 payını 10.05.2010 tarihli satış işlemi ile davalı eski eşi ...'a temlik ettiği, davacı ile davalının 30.05.2008 tarihinde evlenip 15.12.2014 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamının eki niteliğinde olan protokolde; davalı adına kayıtlı 1/2 hissesinin yarısının (1/4) davacıya verileceği, kalan yarısının ise intifa hakkının davacıya verileceği hususunun düzenlendiği, davacının 11.03.2018 tarihinde dava konusu taşınmazdaki 1/2 payını davalının baskı ve tehditleri sonucu davalıya temlik ettiğini, iradesinin korkutma suretiyle fesada uğratıldığını ileri sürmek suretiyle eldeki temyize konu davayı açtığı, çekişmeli taşınmazın kalan 1/2 payının davacının babası ... Işık adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.