Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2473 E. 2024/2356 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya tescili istemiyle açılan davada, istinaf ve temyiz incelemesinin miktar yönünden reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve miktar veya değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi olması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunu miktar nedeniyle reddeden ek kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1058 E., 2022/318 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/528 E., 2021/185 K.

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit dışı bırakılan tapusuz taşınmazın davacı adına tapuya tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun miktar nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ek kararı ile bu kez temyiz başvurusunun miktar nedeniyle reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı 19.07.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü, ... mahallesinde kani 130 ada 18 parsel sayılı adına kayıtlı taşınmazın iddiaya konu bölümünün 130 ada 17 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde davalı İbrahim Biber adına tespit ve tescil edildiğini, oysa iddiaya konu taşınmaz bölümünün 130 ada 18 parsele dahil olduğu ve dava konusu bölümde dedesinin mezarı olduğunu belirterek çekişmeli taşınmaz bölümünün 130 ada 17 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 130 ada 18 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi talep etmiştir. Öte yandan ... mahallesi çalışma alanında bulunan adına kayıtlı 238 ada 17 parsel sayılı taşınmazının yakın çevresinde kalan ve detaylı sınırlarını keşif mahallinde tanıklarla birlikte göstereceği taşınmazın her nasılsa 238 ada 14 parsel numarası ile davalı idare adına tespit ve tescil gördüğünü, bu taşınmaz üzerinde davalı idarenin veya üçüncü şahısların herhangi bir hak sahipliğinin söz konusu olmadığını ileri sürerek 238 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek 238 ada 17 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi veya ayrı bir ada parsel numarası verilerek adına tespit ve tescil edilmesini, ayrıca adına kayıtlı 454 ada 1 parsel sayılı samanlık vasıflı taşınmazın kuzey tarafında kalan yaklaşık 150 metrekare yüz ölçümündeki bölümün adına tescili gerekirken kadsatro sırasında tespit harici bırakıldığından taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.

Mahkemenin 2017/310 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde tescil harici bırakıldığı belirtilen ve Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü 454 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kuzey tarafında kaldığı belirtilen taşınmaz açısından tefrik edilmesine karar verildiği, bahsedilen taşınmaz yönünden davanın eldeki esas numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır.

II. CEVAP

Davalılar aşamalarda sözlü ve yazılı beyanlarıyla davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanmadığı, davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre dava konusu taşınmazın üzerinde davacının babasından kalan ev bulunduğunu, evin yanmasından sonra davacının evin bulunduğu yere samanlık inşa ederek taşınmazı kullanmaya devam ettiğinin sabit olduğunu, tescili talep edilen taşınmazın alanının fen bilirkişisi raporunda 110,41 metrekare olarak gösterildiğini, gerekçeli kararda taşınmazın ihya edilmediği ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığının belirtildiğini, oysa dava konusu taşınmaz üzerinde kanunun aradığı şartlara uygun olarak zilyetlik sürdürüldüğünün toplanan delillerle sabit olduğunu, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceleri ev sonraları samanlık ve hayvan yatağı olarak kullanıldığını, davacının dava konusu taşınmazı babasının vefatına kadar babası ile birlikte, 17 yaşından sonrada tek başına kullandığını, davacının zilyetliğinin 50 yılı aşkın süredir devam ettiğini, taşınmazın yüz ölçümü düşünüldüğünde ekim biçim yapmak için gereken büyüklüğün arazide bulunmadığını, davacının para ve emek harcayarak arazi üzerine bina yaptığını, bu suretle imar edilerek kullanım sürdürüldüğünü, hal böyle iken gerek ziraat bilirkişisinin ve gerekse fen bilirkişisinin aksi yöndeki raporlarını kabul etmenin mümkün olmadığını, Mahkemece yapılan keşifte alınan bilirkişi raporlarının denetime uygun olmadığını, Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğundan bahisle Yerel Mahkeme tarafından verilen hükmün kaldırılması suretiyle davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 07.02.2020 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, dava konusu edilen ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 110,41 metrekare yüz ölçümündeki tescil harici taşınmaz bölümünün değerinin 1.023,50 TL olduğunun belirtildiği, bu haliyle dava konusu taşınmaz bölümünün keşfen belirlenen değerinin karar tarihi itibariyle geçerli kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Davacı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2023 ek kararı ile dava değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle davacı vekilinin temyiz başvurusunun kesinlik nedeniyle reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, somut olayda uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğu, miktar veya değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi olduğu bu nedenle İstinaf mahkemesinin ek kararının isabetsiz olduğunu belirtip istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen ek karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.