Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2494 E. 2024/3934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/783 E., 2020/86 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili; Selçuklu ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 221 ada 113 parsel sayılı 529.800 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 3.274,76 metrekarelik bölümünün 40 yıldır babası tarafından kullanıldığını ve babasından davacıya kaldığını belirterek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 3.274,76 metrekarelik kısmının tapu iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; taşınmazın mülkiyetini kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme şartlarının oluşmadığını, davanın haksız ve mesnetesiz olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... vekili; davaya dahil edilmesinin hatalı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2015 tarih ve 2014/43 Esas, 2015/654 Karar sayılı kararıyla; davalılar Emine, Azime ve ...’a karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazineye karşı açılan davanın kabulü ile çekişmeli 221 ada 113 parsel sayılı taşınmazın 12.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda kırmızı çizgi ve (A) harfi ile gösterilen 3.274,76 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı ada son parsel numarası verilerek bahçe vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.04.2019 tarih ve 2016/6162 Esas, 2019/3016 Karar sayılı ilamı ile; davacının dava konusu taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi gereğince davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Davacı ... vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarih ve 2019/4052 Esas, 2019/8221 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi gereğince davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda taşınmazın üzerinde kavak ağaçlarının 30-35 yaşında olduğunun ve taşınmazda 8-10 yıl gibi bir süredir tarım yapılmadığının, taşınmazın eğimli olduğunun ve açılan kuyulardan su çıkmadığının belirtildiğini, ancak dava dilekçesinde de belirtildiği üzere taşınmazın davacıya babasından kalmış olduğunu ve babasının taşınmazı 40 yıldan uzun bir süredir zilyetliğinde bulundurduğunu ve kavak ve meyve ağaçlarını diktiğini, sınırlı imkanlarla tarım yaptıklarını, Mahkemece dinlenen tanıkların da davacı ve babasının taşınmazı kullandığını buğday arpa ektiklerini belirttiklerini, davacının kavak ve ağaçlarının dikildiği tarihten sonra bu alanda tarım yapmamasının zilyetliğin son bulduğu ya da kesintiye uğradığı anlamını taşımadığını, zamanı gelince kavak ağaçlarını kesip gelir elde edeceğini, meyve ağaçlarının ise zamanla yaşlanmış, kurumuş ve sulama imkanı olmadığı için yenilerinin dikilmediğini, 20 yılı aşkın süredir nizasız, davasız ve fasılasız olarak dava konusu taşınmazda zilyet olduğundan taşınmaza kavak ağacı dikerek ve tarım yaparak taşınmazı malik sıfatıyla zilyet olarak kullandıklarının dosya içerisindeki tanık, mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davaya konu yerin bahçe olarak kullanıldığı ve bahçe olarak zilyetlik nedeniyle davanın kabulü gerektiğini, Yargıtay tarafından tarım yapılmadığı ve sürekli zilyetlik olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek

kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17, 18 ve 46 ıncı maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

Kadastro sonucu Selçuklu ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 221 ada 113 parsel sayılı 529.800 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

29.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.