Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2509 E. 2025/338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında vekaletname ile devrettiği taşınmazın mirastan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlem olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından vekaleten devrinin muvazaalı olduğu ve mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıdığı, davalı ...’in de bu muvazaalı işleme katıldığı, ayrıca davanın değerinin temyiz kesinlik sınırının üzerinde olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2241 E., 2023/145 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/114 E., 2021/221 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve ek kararı davalı ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ile temyiz edilen davalı ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davacılar ... v.d. vekili, ihbar olunanlar, temsilci ... vekili gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davalılardan ... ile kardeş olduklarını, dava konusu 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından muris babaları ...'ten aldığı vekaletname ile eşinin kardeşi olan diğer davalı ...'e 21.11.2011 tarihinde satış yolu ile devredildiğini, murisin ölümünden 6-7 gün sonra 21.11.2013 tarihinde ise aynı taşınmazın aynı bedelle davalı ... tarafından geri devralındığını, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; mirasbırakan babaları ...'in, sağlığında taşınmaz mallarını çocukları arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm evlatlarını kapsar biçimde paylaştırdığını, Erdemli ilçesi ... ve ... köylerinde taşınmazları bulunduğunu, halen davacı çocuklarının taşınmazları kullandıklarını, bir kısmının kendilerine verilen taşınmazları sattığını, Erdemli ilçesi ... yaylasında bulunan taşınmazları da kendisi hariç diğer mirasçılara verdiğini, dava konusu taşınmazı murisin satarak parasını miras payına karşılık kendisine verdiğini, babasının vefatı nedeniyle Almanya'dan Türkiye'ye gelince ve taşınmazın satışa çıkartıldığını duyunca kendisinin taşınmazı tekrardan aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, davacı kardeşlerinin haksız olarak dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; davacıların iddialarının doğru olmadığını, murisin atadığı vekilin vekaletnamesine dayanarak taşınmazı kendisine sattığını, resmi memur önünde satış yapıldığını, satın aldığı taşınmazı ihtiyaç duyunca satmasının muvazaa oluşturmayacağını, davacıların yazılı delilinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2017 tarihli ve 2014/462 E. -2017/599 K. sayılı kararıyla; muris muvazaası iddiasının sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, söz konusu kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 16.02.2018 tarihli ve 2018/118 E. - 2018/157 K. sayılı kararıyla; " ...Somut olayda; dosya kapsamı ve gelen tapu kayıtları itibariyle bir kısım mirasçılara muhtelif miktar ve nitelikte temlikler yapıldığı görülmekte ise de; tamamına temlik yapılıp yapılmadığının belirli olmadığı, davalı ...'nın ileri sürdüğü ve iddia ettiği parsellerin tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren celp edilerek incelenmesi, Hazine adına kayıtlı olup üzerindeki işgalci'nin yazılı olduğu tapu kayıtlarının miras payı olarak verilme imkanı bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi, miras bırakanın tüm mirasçılara temlik yaptı ise bu temlikler sırasında hak dengesini gözetip gözetmediklerinin yukarıda belirlenen ilkeler dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Yine, davalı ...'in mirasçı olmayıp muristen vekaletle aldığı taşınmazı mirasçı ...'ya devretmesi nedeniyle taraf sıfatı bulunup bulunmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca; Dosyanın kül halinde bilirkişiye tevdi edilerek, yukarıda sözü edilen husus bakımından görüş alınması, gerekirse bu konuda yerinde yeniden keşif yapılması, davalının ileri sürdüğü ve muristen geldiği tespit olunan tüm taşınmazların ve değerlerinin belirlenmesi, ondan sonra deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde noksan tahkikatla karar verilmesi isabetsiz olmuştur." gerekçesi ile davalıların istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesince İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın muris muvazaasını ispatladığı, davalı ...'un muvazaa işleminde taşınmazın üzerine geçirilen kişi olduğu, daha sonra taşınmazın tekrar davalı ... üzerine geçirilmiş olduğunun gelen tapu kayıtlarından anlaşıldığı, bu davanın son kayıt malikine açılması gerekli ve yeterli olup varsa ara malik ya da maliklerin (mirasçı sıfatı taşısın veya taşımasın) davada yer alma zorunluluğunun olmadığı, bu nedenle muris muvazaası davasında davalı ...'un pasif husumet ehliyetinin bulunmadığının görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile murisin tüm mirasçıları adlarına tesciline, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve değerlendirmeye göre verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme ve araştırmaların yapıldığı, davalının iddia ettiği şekilde muris tarafından mirasçılar arasında hak dengesini gözetir bir paylaştırma yapılıp yapılmadığının araştırıldığı, herhangi bir paylaştırma yapılmadığı, davalının mirasçılara verildiği iddia olunun taşınmazların bir çoğunun Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazlar olduğu, mirasçılar adına kayıtlı taşınmazların muristen geçmediği, tesis kadastrosu ile mirasçılar adına tescil edildiklerinin anlaşıldığı, davacılar, tüm mirasçılar adına tescil isteminde bulunmuş olup dava dışı mirasçılar davacı yanında davaya katılmamış iseler de Sulh Hukuk Mahkemesince terekeye temsilci atandığı, tereke temsilcisi katılımı ile yargılamaya devam edildiği ve tüm mirasçılar adına tescil hükmü kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak İDM tarafından hüküm kurulurken dava konusu taşınmazın tamamı üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedildiği, dava konusu taşınmazın tamamının değeri 743.521,00 TL olup iptal edilen hisselerin (24/27 pay) toplam değeri 660.907,55 TL olup bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, her bir davacının miras hissesinin değeri 82.613,44 TL olduğundan kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2023 tarihli ek kararı ile; verilen kararın dava değeri itibariyle kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin HMK'nın 362/1-a maddesi delaleti ile aynı Yasa'nın 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili asıl kararı temyiz dilekçesi ile; aşamalarda ileri sürdüğü savunma ve beyanlarını tekrar ederek İstinaf Mahkemesince miktar itibariyle kesin nitelikte karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı ... adına kayıtlı taşınmazın toplam değerinin Mahkemece 743.521,00 TL olarak kabul edildiğini, ayrıca davacıların payları toplamı bakımından da davalıya ait taşınmazın 660.907,55 TL olduğunu, tüm dosya kapsamı itibariyle murisin sağlığında tüm mirasçıları arasında paylaşım yaptığı hususunun sübut bulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili ek kararı temyiz dilekçesi ile; verilen asıl kararın kesin nitelikte verilmesinin hatalı olduğunu, miktar itibariyle kararın kesin olmadığını belirtip asıl kararı temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ...'nın 14.11.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., ..., ..., ..., ..., davalı oğlu ... ve dava dışı çocukları ve torunlarının kaldıkları, murisin, adına kayıtlı 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazının Mersin 8.Noterliğinin 14.11.2011 tarih ve 35793 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil olarak tayin ettiği davalı oğlu ... tarafından 21.11.2011 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...'a temlik edildiği, onun tarafından da 26.11.2013 tarihinde satış yolu davalı ...'ya devredildiği, davalı ...'in davalı ...'nın eşinin kardeşi olduğu, davacıların yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek ve terekeye iade istemli olarak eldeki temyize konu davayı açtıkları, aşamada Erdemli 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/140 E.- 2015/433 K. sayılı kararı ile murisin terekesine ...'in temsilci olarak atandığı, tereke temsilcisinin davacılar vekiline vekalet vermek suretiyle davaya devam ettiği, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerinin 743.521,00 TL olduğu, davacıların bu değer üzerinden harcı ikmal ettikleri anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı ve terekeye iade istemli olarak açıldığı ve dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen toplam değerinin 743.521,00 TL olduğu gözetildiğinde; belirlenen değerin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının üstünde kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 06.03.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına ve temyiz talebinin incelenmesine karar verilmiştir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, özellikle ara malik davalı ... tapu kayıt maliki olmasa da muvazaalı eylemi kayıt maliki olan davalı ... ile el ve işbirliği içerisinde gerçekleştiren kişi olduğu ve eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi doğru değil ise de bu hususa yönelik temyiz itirazı bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, davalı ...'nın vekalet ücretine yönelik temyizinin de aleyhe bozma yasağı kapsamında kalması nedeniyle davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 33.859,94 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.