Logo

1. Hukuk Dairesi2023/256 E. 2023/4515 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargılama sırasında vefat eden davacıların mirasçıları tarafından taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin kararın temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Miras yoluyla intikali mümkün hakların söz konusu olduğu davada, vefat eden davacıların tüm mirasçılarının tespit edilip davaya dahil edilmesi ve terekeye temsilci atamasının sulh hukuk mahkemesinin görevi olduğu gözetilerek, davacı vekiline mirasçıların muvafakatini alması veya terekeye temsilci ataması için verilen kesin sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/74 E., 2022/255 K.

DAVA TARİHİ : 25.12.2012

HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adıyaman ili, Gölbaşı ilçesi, Çelik köyü 101 ada 33 ve 37 parsel sayılı taşınmazların iştirak halinde hisseli olarak davacının vefat eden eşinden miras kaldığını, davalı ...'in davacının oğlu olduğunu, Medine Çelik'in davacının torunu olduğunu, davacının 101 ada 33 parseldeki hissesi ile 101 ada 37 parseldeki hissesinin davalı ...'ye vermiş olduğu vekalet kullanılarak tapuda satış şeklinde devir yapıldığını, davacının satım amacı olmadığını, bu devirler karşılığı davalıdan herhangi bir bedel almadığını, davacının bu durumu 2012 yılı Eylül ayında öğrendiğini, davacının taşınmazlardaki hissesinin hileyle elinden alındığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının davacıdan alınan hisseler oranında iptalini ve davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

Davacı ... aşamada ölünce, mirasçıları davaya katılmıştır.

II. CEVAP

Davalılar vekili kanıtlanamayan davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.10.2015 tarihli ve 2012/890 Esas, 2015/480 Karar sayılı kararıyla, "...dava konusu taşınmazlardaki davacı hissesinin davacının yaşlılık ve cahilliğinden faydalanılarak davalı oğlu tarafından hile ile devir alındığı, davacının işlemin hileli olduğunu öğrendiği tarihten dava tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin de dolmadığı, her ne kadar taraflar arasında resmi şekilde yapılmış ölünceye kadar bakma vaadi bulunmasa da bu niyetle yapılan satışın da bedelsiz ve mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğu gözetildiğinde her halükarda muvazaadan dolayı geçersiz olacağının kabulü gerekeceği; davalılardan Medine yönünden ise dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında Medine Çelik'in hak sahibi olmadığı gibi bu davalı yönünden diğer iddiaların da sübut bulmadığı, vekalet görevinin kötüye kullanılması iddia ediliyorsa da bu talebin iş bu davanın konusunu oluşturmadığı" gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerinin ayrı ayrı temyizi üzerine, Dairemizin 19.11.2018 tarihli ve 2016/334 E., 2018/14638 K. sayılı ilamı ile; davalı ... hakkındaki davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı ... yönünden ise, davanın hile ile alınan vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı bulunduğu gözetilerek araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, bozma ilamına uyularak verilen 18.10.2022 tarihli ve 2019/74 E., 2022/ 255 K. sayılı karar ile yargılama sırasında ölen davacı mirasçıları Nuri ve ... yönünden davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen taraf teşkili sağlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili dilekçesinde özetle; kendilerine verilen kesin sürenin ara karar kurularak veya duruşmada verilmediğini, yapılacak olan keşfin ertelenmesine ilişkin tutanak ekinde bir paragraf açılarak yazıldığını ve gönderilen bu tebligat zarfının üzerinde ihtarat ve kesin süre verildiğinden bahsedilmediğini, tebligat zarfınının üzerinde sadece “Keşif Erteleme Tutanağı” yazıldığını ve bu yüzden kesin süre verildiğinden açıkça ve anlaşılabilir bir biçimde bilgi ve ihtar sahibi olamadıklarını, bu sebeple mahkemenin şekil şartlarına uymayan, konuya ve usûle aykırı bir tebligatla kesin süre vermesini dayanak alarak davayı usulden reddetmesinin doğru olmadığını, ara kararın hem metinde hem de tebligat zarfı üzerinde açık bir şekilde yazılması gerektiğini, keşif erteleme tutanağının da hukuka ve usule aykırı olduğunu, kesin süre hususunun davanın reddi aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bu madde uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin ve yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklanması gerektiği, dosyada keşif erteleme tutanağı başlığı altında kurulan ara kararın usule uygun olmadığını, tebligat zarfında kesin süre verildiğinin yazmadığını, bu hususla ilgili HMK maddesi ve benzeri hiçbir emare kullanılmayan ve şeklen geçersiz olan kesin süreye ilişkin tebligatın yok sayılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava hile ile alınan vekalet yetkisinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup taraf teşkili yönünden verilen usulden ret kararı temyiz konusu yapılmıştır.

2.İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 640 ıncı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 55 inci, 59 uncu ve 60 ıncı maddeleri;

3. Değerlendirme

Bilindiği üzere; davanın açıldığı sırada mevcut olmasına rağmen yargılama sırasında taraflardan birinin ölümüyle taraf ehliyetinin sona ermesi durumunda “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir” şeklindeki 55 inci maddesi hükmü uygulama bulur.

Bu durumda; Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu eldeki davada Mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının tek bir mirasçısının bulunması hâlinde bu mirasçı, birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de TMK’nın 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye elbirliğiyle malik olmaları sonucu aralarında HMK’nın 59 uncu maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek mirasbırakanları tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıkları belirlenmelidir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Mahkemece, davayı takip için kayyım tayin edilebilecektir.

Somut olayda; nüfus kayıtlarına göre davacı mirasçılarından .... ve ...'nin yargılama devam ederken vefat ettiği ve taraf ehliyetini kaybettiği, Mahkemece "taraflardan ... ile ...'in vefat etmesi nedeni ile taraf teşkili sağlandıktan sonra keşif yapılmak üzere şu aşamada keşif yapılamadığı" şeklinde düzenlenen 25.08.2022 tarihli tutanağın içeriğinde, "yargılamanın uzamaması adına davacılar vekiline ... ve ... mirasçılarının muvafakatini alması aksi halde terekeye temsilci ataması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi halde taraf teşkili dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden ret olacağının ihtarına, (ihtarın iş bu tutanağın tebliği ile yapılmış sayılmasına)" ibaresinin yer aldığı, ayrıca bu ihtarın gönderildiği tebligatın üzerinde keşif erteleme tutanağının bulunduğuna dair şerh bulunduğu görülmektedir.

Bunun yanında davacı vekilinin tebligat içerisinde muhtıra bulunmadığı yönündeki beyanının aksine dosyada delil bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; mahkemece, ...ve ... mirasçıları nüfus kayıtlarından tespit edilerek HMK’nın 55 inci maddesi hükmü uyarınca taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya devam edilmesi yönünde işlem tesis edilmesi gerekirken, davacılar vekiline davacıların muvafakatinin alınması ya da terekeye temsilci ataması için kesin süre verilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı; kaldı ki terekeye temsilci atamanın davacı vekilinin değil Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi olduğu hususları göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunduğundan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

VI. SONUÇ

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenden ötürü kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.09.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.