"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/446 E., 2022/399 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Kabul-Birleştirilen Dava Ret
Taraflar arasında birleştirilerek görülen asıl tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar asıl davada davalı-birleşitirilen davada davacı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., ekonomik sıkıntı yaşaması ve kredi temin edememesi sebebi ile kayden maliki olduğu kat mülkiyeti kurulu 679 ada 224 parseldeki 25 nolu meskenini uzaktan akrabası olan davalı ...'a satış göstermek suretiyle devrettiğini ve onun bankadan aldığı kredi ile ekonomik sıkıntılarını giderdiğini, kredi taksitlerini yatırmaya devam ettiği sırada gönderilen ihtarname ile taşınmazın diğer davalılara aktarıldığını öğrendiğini, eşi aleyhine tahliye davası açıldığını, davalıların taşınmazı görmeden muvazaalı olarak aldıklarını ve kötüniyetli olduklarını ileri sürerek tapu iptal ve tescile, aksi takdirde taşınmaz değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleştirilen davanın da reddini savunmuştur.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ..., çekişmeye konu bağımsız bölümü emlakçı aracılığı ile 65.000TL bedelle satın aldıklarını, davacının inançlı işlem iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlar; birleştirilen davada ise, dava konusu bağımsız bölümü satın aldıktan sonra bu durumu eski malikin kiracısı olan davalılara ihtarname ile bildirdiklerini, ayrıca tahliye davası açtıklarını, davalı tarafın kiracılık ilişkisini inkar ettiğini, bu durumda haksız işgalci konumunda olduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Birleştirilen davada davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEMENİN KARARI
Mahkemece, çekişmeye konu taşınmazın davalılar ... ve ...'ye satışının gerçek olup muvazaalı devir iddiasının ve resmi aktin aksinin aynı kuvvette resmi belge ile ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, kayden birleştirilen davanın davacılarının maliki olduğu taşınmazda davalıların haksız işgalci konumunda bulundukları gerekçesi ile birleştirilen elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-bileştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dairenin 11.02.2016 tarihli ve 2015/5101E., 2016/1551K. sayılı kararıyla, davacının sunduğu Garanti Bankasına ait özet ödeme planı ile, ''kartsız para yatırma'' başlıklı belgeye dayanak kayıtların anılan bankadan getirtilmesi, davalı ...'ın söz konusu bankadan kredi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise geri ödemelerinin kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiği belirlenerek, davacının yaptığı ödemeler mevcut ise buna ilişkin kayıt ve ödeme belgelerinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılıp sayılmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.09.2018 tarihli 2016/356E., 2018/919K. sayılı kararı ile; davacı ... ile davalı ... arasında inançlı işlem ilişkisi bulunduğu, ancak son kayıt maliki davalıların iyiniyetli oldukları gerekçesiyle haklarındaki davanın reddine, davalı ...′a yönelik bedel davasının kabulüyle taşınmaz bedelinin davalı ...′dan alınarak davacıya ödenmesine, birleştirilen elatmanın önlenmesi davasının da kayda üstünlük tanınarak kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-bileştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dairenin 21.02.2021 tarihli ve 2019/2996E., 2021/334K. sayılı kararıyla, taşınmazın davacı ... tarafından davalı ...′a inançlı işlem gereği temlik edildiği, davalılar ... ve ...′nin iyiniyetli sayılıp sayılamayacakları yönünden yapılan araştırmanın hükme yeterli olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 25.10.2022 tarih 2021/446E., 2022/399K. sayılı kararı ile, temliğin inançlı temlik olduğu, davalıların taşınmazı görmeden satın aldıkları, konut kredisi kullanılmasının gerçek temlik olduğunu kanıtlamaya yetmediğini, kayıt maliklerinin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı- birleştirilen davada davacı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın satışı konusunda Adnan ile anlaştıklarını, inançlı temlikten bahsedilmediğini, tapuda şerh olmadığını, kredi kullandıklarını, taraflar arasına dahi yazılı delil bulunmadığını, bilinmesinin mümkün olmadığını, iyiniyetli olduklarını, yazılı delille ispat gerektiğini, birleşen dava yönünden ise tapuda malik olduklarının tahliye edilmesini talep ettikleri ancak çıkmadıklarını talebin kabulü gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, inançlı işlem ve muvazaalı temlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu 1023 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Yasanın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Karar başlığından birleştirilen davada davalı ...’in asıl davada da davalı olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüş, bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılan bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.