Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2686 E. 2024/6044 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazların davacıların miras paylarına tecavüz edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin, mirasbırakanın sağlığında yaptığı hibe ve zilyetliğin devri ile kazanıldığı, bu nedenle de kadastro tespitinin davacıların miras haklarına tecavüz oluşturmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1408 E., 2022/1525 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/565 E., 2021/212 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Kastamonu ili, .... ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 139 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 10 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 11 nolu parselin ise davalılardan ...'in eşi ...'in dedesi ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, evveliyatında muris ... adına kayıtlı komşu 8 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak muris ...'dan geldiğini, kadastro öncesinde veya murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında taksim yapılmadığını, davalıların kadastro tespiti sırasında taşınmazları adlarına yolsuz olarak tescil ettirdiklerini, anılan taşınmazların evveliyatında bir bütün olarak kök muris ... adına İnebolu Tapu Sicil Müdürlüğü'nün geldi kaydı 05.07.1966 tarih ve 76 cilt, 46 sayfa ve 2 sıra no da tapuya kayıtlı olup intikal ile 247 yevmiye ve 49 sıra noda tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğunu belirterek 9, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına kök muris ...'nın veraset ilamındaki hisseleri nispetinde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle: 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar ve 8 parsel sayılı taşınmazın kök muris ...'dan intikal ettiğini, bu taşınmazlar ile ilgili olarak muris ...'nın sağlığında ev yapmaları şartı ile taşınmazları bağışlayacağını taahhüt ettiğini, davalılar tarafından 1997 yılında muris ...'nın telkin ve yönlendirmeleri sonucu 9 ve 10 parsel üzerinde ev inşaatına başlanmış olmakla bu parsellerin 1997 yılından itibaren 20 yılı aşkın süredir nizasız fasılasız fiilen kullanımında olduğunu, ev yapılması hususunun inşaata başlanıldığı tarihten itibaren davacıların bilgisi dahilinde olmakla davacılar tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, kadastro çalışmaları sırasında kök muris ...'nın sağ ve sağlıklı olmakla 2015 yılında vefat ettiğini, yani kadastro çalışmalarının ...'nın bilgisi ve muvafakati dahilinde gerçekleştiğini, iptali istenen kadastro çalışmalarında davacı ...'nın kayınpederi ...'ın da bilirkişi olarak görev yaptığını, bu yönle davacıların ilgili tespitten haberdar olmamaları hususunun da mümkün olmadığını, 11 parsel sayılı taşınmazın hiç bir zaman kök muris ...'nın mülkiyeti ve zilyetliğinde olmadığını, bu taşınmazın davalı ...'in murisi ...diye anılan ...'e ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kadastro tespit tarihinden önce taşınmazların davalılara murisleri tarafından hibe edildiği ve zilyetliğin devredildiği, davalıların hibe ve zilyetlik devri ile mülkiyeti kazandıkları; 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın mirasçılar tarafından terekeye karşı 3. kişi olan davalı müteveffa ...'e yöneltildiği, taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında mirasçının, mirasçı olmayan üçüncü kişiler aleyhine miras payının adına tescili istemiyle dava açması mümkün olmayıp iştirak halindeki mülkiyette paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kuralı ve davanın açılmasındaki ittifak şartı dava şartı niteliğinde olup üçüncü kişi durumunda bulunan kişi aleyhine bir kısım mirasçıların miras payları oranında dava açamayacakları gerekçesiyle, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın esastan reddine, 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden taşınmaz elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerektiği yahut terekenin tamamına tereke temsilcisi atanmak sureti ile eksikliğin giderilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece yapılan yargılamada ise diğer maliklerin muvafakatnamelerinin alınması için ihtar ve süre verilmediği gibi murisin terekesine temsilci atanmasına ilişkin de ihtar ve sürenin verilmediğini, ... ve ... adına tespit edilen 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların evveliyatında 139 ada 8 parseli de kapsar biçimde ortak muris Melehat İnanlı adına kayıtlı bir taşınmaz olduğunu ve İnebolu Tapu Sicil Müdürlüğünün geldi kaydı 05.07.1966 tarih ve 76 cilt 46 sayfa ve 2 sıra nolu tapuda kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazların bir bütün halinde ...'dan geldiğini ve ...'nın ...'den söz konusu taşınmazları bir bütün olarak satın aldığını, dava konusu 139 ada 8, 9, 10 ve 11 parselleri bir bütün olarak tarla vasfıyla ekip dikerek kullandığını, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ve mahalli bilirkişi beyanları ile karar verildiğini, murisin sadece davalıları kayırarak bu yerleri adlarına yazdırmasına muvafakat etmesinin murisin bağış iradesinden çok murisin mal kaçırma amacı güttüğünün açıkça kanıtı olduğunu, Yerel Mahkemece tapu kaydının çevre ve komşu parsellerinin kadastro tespit tutanakları getirtilerek çevre parsellerin tapulu olması durumunda sınırında dava konusu parselleri okuyan tapu kayıtlarının olup olmadığı hususu araştırılarak tekrar keşif yapılarak karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tereke karşısında tespit ve tapu maliki ... üçüncü kişi konumunda olduğundan ve davacı tarafın terekeye ait taşınmaz hakkında paya yönelik dava açamayacağı anlaşıldığından 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kök muris ...'ya ait olduğu, uyuşmazlık konusu olmadığı, uyuşmazlığın, kök murisin sağlığında dava konusu taşınmazları davalılara vererek zilyetliğini devredip etmediği noktasında toplandığı, davalıların murisin sağlığında bu yerleri kendilerine verdiği iddiasına dayandıkları ve murisin sağlığında taşınmazları davalılara ev yapmak üzere bağışladığını kanıtladıkları, dava konusu taşınmazlar belgesiz zilyetliğe dayalı olarak tespit edildiğinden tapusuz olup menkul mal hükmünde olduğundan mülkiyetin zilyetliğin devri ile birlikte geçeceği, keşifte alınan beyanlara göre davalıların muris vefat etmeden önce 1997 yılından bu yana dava konusu taşınmazları kullanmaya başladığı, taşınmazların murisin sağlığında davalılara devredildiğinin ve davalılar tarafından kullanıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi tapu kaydı ve miras hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi.

3. Değerlendirme

2008 yılında yapılan kadastro sonucu, 139 ada 9 parsel sayılı 202,04 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, kargir 3 katlı ev ve bahçesi vasfıyla davalı ... adına; 10 parsel sayılı 174,12 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, kargir 3 katlı ev ve bahçesi

vasfıyla davalı ... adına; 11 parsel sayılı 151,79 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, bahçe vasfıyla ölü olduğu belirtilmek sureti ile Salih oğlu ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile tespit edilmiş, tespit 29.01.2009 tarihinde kesinleşerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.