"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/201 E., 2022/408 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarihli ve 2016/16142 Esas, 2020/1585 Karar sayılı kararı ile onanmış; bu defa onama kararına karşı davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarihli ve 2020/9655 Esas, 2021/1561 Karar sayılı kararı ile onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; eldeki davadan önce dava dışı... tarafından evveli taşlık-çalılık olmakla tescil harici bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/225 Esas, 2010/47 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, Milli Emlak Daire Başkanlığınca yapılan araştırmada bu yerin halihazırda ...’ın işgalinde olduğunun tespit edildiğini ancak taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek dava dışı 1512 parsel sayılı taşınmazın çevresinde yer alan ve söz konusu dosyada hükme esas alınan 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümünün Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesinde öngörülen şartların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili 28.04.2016 tarihli duruşmada; nizalı taşınmaz bölümünün yanında müvekkiline ait 9 dönümlük taşınmaz bulunduğunu, bu taşınmazı da iyi niyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın 775 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında kalan yerlerden olup olmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli ve 2015/278 Esas, 2016/204 Karar sayılı kararıyla; Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/225 Esas, 2010/47 Karar sayılı dosyasında bulunan ve davacı dayanağı olan 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmazın zemine uygulandığı, bu yerin teknik bilirkişiden alınan 14.12.2015 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 4.192,62 metrekare yüz ölçümündeki yer olduğu ve taşınmaz tescil harici yerlerden iken davalıların kullanımı ile tarla haline getirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi ...'ün 14.12.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.192,62 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Onama Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarihli ve 2016/16142 Esas, 2020/1585 Karar sayılı kararıyla onanmıştır.
B. Kabul – Bozma Kararı
1.Daire onama kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarihli ve 2020/9655 Esas, 2021/1561 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyelerinin sınırları, tüm ilin mülki sınırları haline gelmiş olup Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki belde ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine katıldığı, eldeki davanın açıldığı 28.11.2014 tarihinde yürürlükte olan bu Kanun uyarınca Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının da taraf olması gerekirken bu hususun gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girildiği, öte yandan 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplam 7.159,62 metrekarelik bölüm içerisinde kalan ve hükme esas 14.12.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin yörede yapılan 22/a uygulaması sonucunda, eski 1512 (yeni 15308 ada 1) ve eski 898 (yeni 15307 ada 9) parseller ile mükerrerlik oluşturduğu belirtildiği halde Mahkemece bu rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulduğu, bahse konu raporun eki krokisi incelendiğinde, 19.08.2009 tarihli bilirkişi raporu ile mükerrerlik oluşturduğu bildirilen eski 1512 ve 898 sayılı taşınmazlara ait tesis kadastrosu paftası ile bu taşınmazlara ait 22/a paftası da çakıştırılmak suretiyle gösterilmediğinden bu bölümlerin gerçekten mükerrerlik oluşturup oluşturmadığının da denetlenemediği belirtilip, Mahkemece açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2021/201 Esas, 2022/408 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı ve teknik bilirkişiden bozma ilamında belirtildiği şekilde rapor alındığı, teknik bilirkişinin 16.02.2022 tarihli raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, bu rapora göre Mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan 14.12.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler ile yörede yapılan 22/a uygulaması sonucunda eski 1512 (yeni 15308 ada 1) ve eski 898 (yeni 15307 ada 9) parsellerin mükerrer olduğu ve taşınmazın kültür arazisi vasfında bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi ...'ün 14.12.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.192,62 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, yeni 15308 ada 1 ve yeni 15307 ada 9 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kayıtlı olmadığını, öte yandan lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamında belirtilen gerekçeler değerlendirilmeksizin bozma öncesi verilen kararın tekrar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin Sarıçam Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında olduğunu, bu nedenle aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi.
3. Değerlendirme
1. 1952 yılında Adana ili, .... ilçesi, ....Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.
Dava dışı..... tarafından, dava dilekçesinde hudutları belirtilen taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle açılan tapusuz taşınmazın tescili davasının yapılan yargılaması sonunda, Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.1998 tarihli ve 1996/221 Esas, 1998/7 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8.988,00 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 26.10.1999 tarihinde kesinleşmiş, kararın infazıyla 1512 parsel sayılı taşınmaz oluşmuş; bölgede yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda taşınmaz 15308 ada 1 parsel numarasıyla ve 8.990,88 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiş; taşınmaz bilahare satış suretiyle ... adına tescil edilmiştir.
Dava dışı ..... tarafından, 1512 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, bu taşınmazla birlikte zilyet ettiği tahmini 10 dönümlük taşınmazda zilyetlikle iktisap koşullarının lehine oluştuğu ileri sürülerek açılan tapusuz taşınmazın tescili davasının yapılan yargılaması sonunda, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2010 tarihli ve 2008/225 Esas, 2010/47 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 13.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; teknik bilirkişiden davacı Hazinenin dayanağı olan 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporu, eski 1512 ve 898 sayılı taşınmazlara ait tesis kadastro paftası ile bu taşınmazlara ait 22/a paftasını çakıştırır tarzda krokili rapor alınması ve bahse konu alanda mükerrerlik olup olmadığının tereddütsüz olarak saptanması gereğine değinilmiş; bozma sonrası teknik bilirkişiden alınan 16.02.2022 tarihli rapora ekli kroki incelendiğinde, teknik bilirkişi tarafından eski 1512 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu paftası, taşınmazın uygulama kadastrosu sonrası oluşan sınırları ile davacı Hazinenin dayanağı olan 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün çakıştırıldığının görüldüğü; 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporu incelendiğinde, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 2, 3, 4 ve 5 numaralı noktalarla gösterilen doğu sınırının 1513 parsel sayılı taşınmazın batı sınırı ile müşterek olduğu, yine (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 13 ve 14 numaralı noktalarla gösterilen batı sınırının ise 898 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırı ile müşterek olduğu ancak 16.02.2022 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmazın doğu sınırının 1513 parsel sayılı taşınmazla müşterek olmadığı, batı sınırının ise 898 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bulunduğu, zira (C) harfi ile gösterilen bölüm ile 898 parsel sayılı taşınmazın mükerrer olduğu, teknik bilirkişi raporunda bu hususların sebebinin ne olduğunun açıklanmadığı, Mahkemece yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, nizalı taşınmaz bölümünün sınırında bulunan taşınmazlarda uygulama kadastrosu çalışması yapıldığı halde, Mahkemece taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanakları ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan güncel paftanın getirtilip dosya arasına alınmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, nizalı taşınmaz bölümünün sınırında bulunan eski 898, 1512 ve 1513 parsel sayılı taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanaklarının onaylı örnekleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan güncel pafta getirtilip dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra teknik bilirkişiden davacı Hazinenin dayanağı olan 19.08.2009 tarihli harita mühendisi ...tarafından düzenlenen rapor, eski 898, 1512 ve 1513 parsel sayılı taşınmazlara ait tesis kadastro paftası ile bu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu (22/a) paftasını çakıştırır tarzda krokili, koordinatlı ve gerekçeli (eski teknik bilirkişi raporlarını da değerlendiren ve yukarıda bahsi geçen hususları açıklayan) rapor alınmalı; bu şekilde söz konusu alanda mükerrerlik olup olmadığı teredütsüz şekilde saptanmalı; bundan sonra toplanmış ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın temyiz eden davalı ... ile dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.