"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/888 E., 2023/793 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/271 E., 2021/250 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 217 ada 38 parsel sayılı taşınmazının 4/9 payını davalı oğlu ...'e, 4/9 payını diğer oğlu olan davalı ...'e 04.02.2019 tarihinde devrettiğini, yine 04.02.2019 tarihinde dava konusu 195 ada 17 parsel sayılı taşınmazının çıplak mülkiyetini davalı ...'a, intifa hakkını ise davalı ...'a temlik ettiğini, ancak taşınmazların devrinin TBK'nın 30. ve devamı maddeleri gereğince iradeyi sakatlayan sebeplerin varlığı ve satış bedellerinin ödenmemesi nedeniyle batıl olduğunu, eşini kaybetmesi nedeniyle yeniden evlenmek istediğini, davalı çocuklarının kendilerinin pay alamayacağını, ölümü halinde ikinci eşin taşınmazlara ortak olacağını, bu nedenle taşınmazların devrini istediklerini, kira gelirlerini ise talep etmeyeceklerini söylediklerini, yeniden evlenmesini ancak taşınmazların devri halinde kabul edeceklerini, aksi halde aralarındaki baba-oğul ilişkisini bitireceklerini beyan ederek aldatarak, korkutarak taşınmazların kendilerine devrini sağladıklarını, duygusal ve psikolojik sömürüye maruz bırakıldığını ve taşınmazlarını çocuklarının baskısı altında devrettiğini, taşınmazlarını devre zorlandığını, satıştan sonra kira gelirlerinin kendisine verileceğini söylemelerine rağmen davalıların kira gelirlerini ödemediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, 38 parsel sayılı taşınmazdan devir tarihinden sonra elde edilen kira gelirlerinin bilirkişi tarafından tespit edilerek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; davacı babalarının yanında olup tüm ihtiyaçları ile ilgilendiklerini, evlenme sürecine müdahaleleri bulunmadığını, dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazdaki binanın aile apartmanı olduğunu ve 1989 yılında ailece inşaatına başlandığını, 17 parsel sayılı taşınmazın yalnızca kendi gelirleriyle 1999 yılında kredi çekerek alındığını, küçüklüklerinden beri ailelerine destek olduklarını, bedenen ve ruhen taşınmazlarda emekleri bulunduğunu, davacının taşınmazlar üzerinde tek emek sahibi olduğu iddiasının yerinde olmadığını, ikinci eşinden gördüğü baskı sebebiyle dava açtığını, tapudaki işlemin gerçek olduğunu, taşınmaz bedellerinin davacıya verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; irade sakatlığı iddiasının haksız fiil olması nedeni ile tanık dahil her türlü delille ispatının mümkün olduğu, davacının iradesinin davalılar tarafından sakatlandığının davacı tarafça ispatlanması gerektiği, bu hususun davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; davanın niteliği itibariyle nispi vekalet ücretine tabi olduğu, dava değeri üzerinden davalılar lehine nispi ücreti vekalete hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı, haksız olduğunu, tanık beyanlarının yeterince incelenmediğini, doğru değerlendirilmediğini, davacının taşınmazları devretme iradesinin davalıların kira bedellerini davacıya bırakacağı sözü ile sağlandığını, davacının rızasının mülkiyetin davalılarda kalması ancak taşınmazların semerelerinin ölünceye kadar kendisinde kalmasına ilişkin olduğunu, eksik ve hatalı karar verildiğini, gabin iddiasının değerlendirilmediğini, davalı tarafın satış bedelini ödediğini ispatlayamadığını, taşınmazların resmi senetteki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen devir ve dava tarihi itibariyle değerleri dikkate alındığında gabin koşullarının gerçekleştiğini, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, adli yardım kararı verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, aldatma (hile), korkutma (ikrah), aşırı yararlanma (gabin) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali - tescil ve kira gelirlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1948 doğumlu davacı ...'in 217 ada 38 parsel sayılı taşınmazının 1/9 payını kendi üzerinde bırakarak, geri kalan payını 4/9'ar paylarla 04.02.2019 tarihinde satış suretiyle davalı oğulları ... ve ...'a devrettiği, yine aynı tarihte 195 ada 17 parsel sayılı taşınmazının ise intifa hakkını davalı oğlu ...'a, çıplak mülkiyetini ise diğer davalı oğlu ...'a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Temyiz eden davacının adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 886,80 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.