"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 04/04/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen asıl davada davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar asıl ve birleştirilen davada, ortak mirasbırakan anneleri ...’ın 191 (yenileme sonucu 153 ada 33) parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, paylaştırma savunmasında bulunmuş, temlikin davacıların bilgi ve rızası ile gerçekleştirildiğini, mirasbırakan annesi ve dava dışı babasının tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşıladığını, mirasbırakanın geride pek çok taşınmazının kaldığını, 2004 yılında taşınmaza bina yaptığını, davacıların davayı açmakta kötü niyetli olduklarını, ayrıca birleştirilen davada davacı ...'nın muvafakatname ile dava konusu talebinden feragat ettiğini belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli, 2020/75 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10/11/2021 tarihli, 2021/1346 Esas, 2021/1427 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 25/05/2022 tarihli ve 2021/10394 E., 2022/4113 K. sayılı kararıyla; ''... Birleştirilen davada davacı ...’nın imzasını taşıyan ve imzası inkar edilmeyen 20/06/2007 tarihli “Muvafakatnamedir” başlıklı adi yazılı belge içeriğinde, davacı ...’nın, dava konusu 191 parsel sayılı taşınmaz da dahil olmak üzere birkaç parça taşınmazın davalıya satış veya bağış sonucu verilmesine hiçbir hak ve alacak talep etmeden muvafakat ettiğinin, eşi ve çocuklarının da bu muvafakatin kapsamı içinde olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Somut olayda, mirasbırakan temlikten sonra tüm malvarlığını oğlu davalıya vasiyet etmiş olduğundan temlikteki kastının mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır. Ne var ki, birleştirilen davada davacı ...'nın 20/06/2007 tarihli belge ile çekişmeye konu taşınmaz yönünden hak talep etmeyeceğini taahhüt etmesinden sonra dava açmış olması 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (TMK) 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan bu dava yönünden davanın reddine karar verilmesinden bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, asıl davada davacı ...’nın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmış, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 13/12/2022 tarihli ve 2022/349 Esas, 2022/407 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, birleştirilen davada davacı ...’nın imzasını taşıyan ve imzası inkar edilmeyen 20/06/2007 tarihli “Muvafakatnamedir” başlıklı adi yazılı belge içeriği, TMK'nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük kuralı gereği birleştirilen davanın reddine dair kararın kesinleştiği, mirasbırakanın temlikten sonra tüm malvarlığını oğlu davalıya vasiyet etmiş olduğundan temlikteki kastının mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastı olmadığının tanık beyanları ile ortaya konulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının davalıya ait olduğunun kanıtlandığını, bu hususun hükümde belirtilmemesinin ileride hukuken sorun çıkaracak nitelikte olduğunu, muvazaalı kabul edilen temlikin 2004 yılında yapıldığını, 2010 yılında yapılan vasiyetnamenin, altı yıl önce yapılan tasarruftaki kastın varlığını ortaya koymak açısından 15 yıl sonra tartışılmasının ve hükme tek dayanak yapılmasının hukuken olanaklı bulunmadığını, davacılara da başka taşınmaz satışlarından pay verildiğini, temlikin mal kaçırma kastıyla yapılmadığının davalı tarafça ispatlandığını, minnet duyguları ile devrin yapıldığını, davacının saklı payı dikkate alınmadan miras payı oranında fazla payın tapu iptal-tesciline hükmedildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK'nın 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı 15.946,11 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.