Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2764 E. 2024/6021 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi satış senedine dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, kadastro mahkemesi kararına rağmen davanın kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin maddi hata sonucu davalı adına yapıldığı ve yolsuz tescil niteliğinde olduğu, hak düşürücü sürenin ise kadastro mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı gözetilerek, davacıların murisinin taşınmazı satın aldığına ve zilyetliğinin bulunduğuna dair delillerin bulunması nedeniyle, yerel mahkemenin davayı kabulüne dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/258 E., 2023/510 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/207 E., 2022/262 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi ... oğlu... tarafından çekişmeli 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 27.02.1989 tarihli harici satış senedi ile önceki zilyedinden satın alındığını, söz konusu taşınmazın satış tarihinden itibaren muris ... oğlu... tarafından çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla kullanıldığını, murisin ölümüne müteakip mirasçıları olan davacıların, taşınmazı zilyet ve tasarrufları altına aldıklarını belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu gayrimenkulün 2008 yılında kadastro çalışması neticesinde adına kayıt ve tescil edildiğini ve o tarihten beri dava konusu yerin zilyetliğinde olduğunu, davacıların taşınmazda hiçbir zaman zilyet olmadıklarını, davacıların daha evvel çekişmeli taşınmaza yönelik olarak açtıkları kadastro tespitine itiraz davasının da haksız bulunarak reddedildiğini, taşınmazı fiilen kullandığına ilişkin tanıklarının da mevcut olduğunu, dava açılması için belirlenen hak düşürücü sürenin de dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacıların üzerinde hak iddia ettiği 115 ada 1 parselin kadastro tutanağının 04.09.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tayin edilen yerel bilirkişiler mahallinde dinlenilmeden karar verildiğini, davacıların murislerinin ölümüne müteakip dava konusu taşınmazın zilyet ve tasarrufları altına alındığını, dava konusu taşınmaz satın alınıldığı tarihten bu yana nizasız ve fasılasız olarak davacılar ve murisleri tarafından ekilip biçildiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın hükmen tesciline esas Afyonkarahisar Kadastro Mahkemesinin 2013/46 Esas ve 2016/31 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiğine göre taşınmazın komisyon tespiti gibi tesciline karar verilmesi gerekirken maddi hata sonucu tespit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmesi sonucu oluşan tapu sicilinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve hak düşürücü süreye tabi olmadığı; aksi düşünülse bile 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin, çekişmeli 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin hükmen kesinleştiği 16.03.2017 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, hal böyle olunca, dava tarihi itibari ile hak düşürücü sürenin geçmediği, işin esası yönünden toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın davacıların murisine ait olduğu anlaşıldığından Mahkemece davanın kabulüne, ipotek şerhinin kaldırılması talep edilmediğinden mevcut ipotek şerhinin korunmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne, dava konusu 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacıların Afyonkarahisar 3. Noterliğinin 27.10.2020 tarihli mirasçılık belgesindeki miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. lehine 16.08.2018 tarih ve 759 yevmiye ile tesis edilen ipotek şerhinin korunmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın kadastro sonucunda adına hükmen tescil edildiğini, davacıların zilyetlik iddialarının gerçek dışı olduğunu, Kadastro Mahkemesi kararının maddi ve şekli anlamda kesin hüküm oluşturduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 14. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 ve 713. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda, Afyonkarahisar ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... oğlu ... adına tespit gördüğü, itiraz üzerine Komisyonca eldeki dosya davacıları murisi ... oğlu... adına tespitine ve önceki tespitin iptaline karar verildiği, bilahare Afyonkarahisar Kadastro Mahkemesinin 2013/46 Esas, 2016/31 Karar sayılı 16.03.2017 tarihinde kesinleşen kararı ile çekişmeli 115 ada 1 parselin tespit gibi davalı ... oğlu ... adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.662,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.