"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/539 E., 2023/135 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tazminat, olmadığı takdirde tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası ...'in dava konusu 570, 424, 1249, 397, 63, 778, 1262, 64, 522, 1846, 202, 62, 406, 281, 187, 628, 1407, 823, 1502, 1536, 1535, 230/8, 242/28, 242/32, 69/222 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ve ayrıca saklı payı zedeleme kastıyla davalı oğullarına satış veya bağış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında kendisi ve davalılar adına tescilini, davalılar tarafından elden çıkarılan taşınmazların bedelinin tahsilini, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; zamanaşımı itirazında bulunarak davacının da imzasının bulunduğu taksim sözleşmesi yaptıklarını, taksim sözleşmesiyle tüm terekenin paylaşıldığını, sözleşmenin davacıyı bağlayacağını, davacının miras hakkını aldığını, şimdi kötüniyetli olarak dava açtığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.12.2014 tarihli ve 2014/327 E., 2014/617 K. sayılı kararıyla; taksim sözleşmesi imzalayan davacının şekil şartlarına uyulmadığından sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Dairenin 30.10.2017 tarihli ve 2015/4311 E., 2017/5905 K. sayılı kararı ile "...Somut olayda; mirasbırakan 01.10.2001 tarihinde ölmüş, dava ise 06.09.2013 tarihinde açılmıştır. Davacının da yer aldığı 12.09.2002 tarihli taksim sözleşmesinde davacı bağış hususunu öğrenmiştir. Davalılara bağışlanan taşınmazlar yönünden TMK'nın 513 üncü maddesinde yer alan bir yıllık sürenin geçtiği sabittir. Bu durumda, bağışlanan taşınmazlar yönünden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Çekişmeli 62, 64, 202, 406, 522, 63, 397, 424, 570, 688, 778, 1249, 1262 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; mirasbırakanın yapmış olduğu işlemde, 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, anılan taşınmazlar yönünden de davanın reddedilmesi doğrudur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları da yerinde görülmediğinden reddine. Davacının diğer taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 230 ada 8 parsel ile 242 ada 28 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan tarafından davalı oğlu Nadir'e, 242 ada 32 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu Kerim'e, 1535 parsel sayılı taşınmazı vekili aracılığıyla davalı oğlu Nadir'e satış suretiyle temliki işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu yönünde yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gibi mirasbırakanın paydaşı olduğu 187 parsel sayılı taşınmaz ile 281, 628, 1407, 1502, 1536 ve 69 ada 222 parsel sayılı taşınmazların ilk tedavülünden itibaren kadastro tutanakları, geldi-gitti kayıtları ve tüm dayanak belgeleri getirtilerek mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptandığını söyeleyebilme imkanı yoktur....Hal böyle olunca, 187, 281, 628, 1407, 1502, 1536 ve 69 ada 222 parselin ilk tedavülünden itibaren tüm tapu kayıtları ve dayanak belgelerin getirtilerek anılan taşınmazlar ve 230 ada 8, 242 ada 28, 242 ada 32 ve 1535 parsel sayılı taşınmazlarda yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, toplanan ve toplanacak delillere göre mirasbırakanın temliklerdeki gerçek irade ve amacının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 62, 64, 202, 406, 522, 63, 397, 424, 570, 688, 778, 1249, 1262 parsel sayılı taşınmazlar yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilamıyla davanın reddinin doğru olduğu belirtildiğinden, anılan taşınmazlar yönünden davalılar lehine kazanılmış hak oluştuğu, dava konusu diğer taşınmazlar bakımından ise davacının da aralarında bulunduğu mirasçılar arasında düzenlenen 12.09.2002 tarihli taksim sözleşmesinde bir mirasçının imzasının bulunmaması nedeniyle usulüne uygun bir paylaştırmadan söz edilemeyeceği ancak anılan sözleşmede davacının imzasının bulunması yanında sözleşmenin büyük ölçüde yerine getirildiği de anlaşıldığından davacının taksim sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürerek dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle dava konusu tüm taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın tüm terekesinin hesaplanıp davacıya ve davalılara ne verildiğini hesaplanması gerektiğini, davalıların muvazaa ile anne Rabia'dan gelen taşınmazlarla mirasbırakan babaları Rasim'den gelen taşınmazları kendi aralarında denkleştirmeye tabi tuttuklarını, oysa tüm çocukların terekeyi paylaşmaları gerektiğini, bir kısım taşınmazların kadastro sırasında mirasbırakanın beyanıyla davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, mirasbırakan tarafından tapuda ve kadastro sırasında yapılan devirler bakımından iddiaların ispatlandığını, dava konusu taşınmazların tamamı yönünden muris muvazaasının söz konusu olduğunu, taksim sözleşmesinin geçersiz ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tenkis talepleri yönünden de hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve tazminat, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ıncı; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle dava konusu 281, 187, 628, 1407 ve 1502 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakandan davalılara yapılan bir temlik bulunmadığından 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yer olmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; davacı mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL
bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçılarından alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.