Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2820 E. 2024/2581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tescil harici bırakılan ancak sonradan Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazın zilyetlikle kazanım yoluyla davacı adına tescil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın güncel tapu kaydı, toplulaştırma çalışmaları ve zilyetliğin başlangıç tarihi, süresi ve niteliği hususlarında Yargıtay'ın gerekli gördüğü araştırma ve incelemenin yapılmadığı, ayrıca taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşları ve hava fotoğraflarının zilyetlikle kazanımı ispata yeterli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının da yetersiz olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/951 E., 2022/1835 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/95 E., 2020/220 K.

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan ancak dava tarihinden evvel ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve yörede yapılan kadastro sırasında taşlık vasfıyla tescil harici bırakıldıktan sonra, dava tarihinden evvel tapuya ihdasen tescil edilen çekişmeli taşınmaz bölümleri yönünden imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından imar-ihyaya dayanılarak dava açılmış ise de zilyetlikle kazanım şartlarının tamamının ispatı halinde tapu iptali ve tescilinin mümkün olduğunu, davacı yararına davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğin mevcut olduğunun belgelerle, bilirkişi veya tanık beyanlarıyla ispat edilmesi gerektiğini, somut olayda zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddi ile dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili beyan dilekçesinde özetle; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın zilyedi adına tespit edilebilmesi için davasız ve aralıksız olarak en az yirmi yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurma şartlarının belgelerle, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarıyla ispat edilmesi gerektiğini, davacı yönünden bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin subüta ermesi gerektiğini yasada öngörülen şatları taşınmayan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

3.Davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Hazine adını tescil edilmiş bir taşınmaz olduğunu, dolayısı ile ilçe belediyesinin husumet ehliyeti olmadığını, dava konusu taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edildiğinin ispat edilmesi gerektiğini, taşınmazın imar ihya edilecek taşınmazlardan olmadığını, imar ihya şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin kararı ile davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 31.01.2017 tarihli fen bilirkişi raporundaki (A2), (B), (C1) harfli sırasıyla 26.521,35 metrekare, 29.207,20 metrekare ve 19.328,46 metrekare yüz ölçümlü bölümlerinin takip eden ada ve parsel numarasıyla davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C2) harfli 5.034,02 metrekarelik alana ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 26.10.2017 tarih ve 2017/427 Esas- 2017/425 Karar sayılı kaldırma kararında; '' Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek doğru sonuca varılabilmesi için bir fen bilirkişisi, bir zirai bilirkişi, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden oluşan teknik bilirkişi heyeti refakatiyle taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, uzman ziraatçi bilirkişi aracılığıyla taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğunun ayrıntılı şekilde belirlenmesi, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısının mukayese edilmesi, dosyada mevcut stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde zirai bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, taşınmazın hangi bölümlerinin imar ihyasının tamamlanarak idari tescilden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir zilyetliğin sürdürüldüğünün şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmazların kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, taşınmazların imar planı kapsamında kalması halinde imar planının mahallinde uygulanması, raporlarda belirtilen hususların somutlaştırılması için taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek şekilde çektirilecek fotoğrafları üzerinde çekişmeli taşınmazlar kabaca işaretlenerek denetime açık rapor alınması, dava konusu taşınmazlar dava tarihi olan 31.10.2014 tarihinden önce 14.01.2013 tarihinde hali arazi vasfı ile 332 parsel numarası verilerek idari yoldan ... adına tescil edildiğinden, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve ... köyü tüzel kişiliğinin husumetlerinin bulunmadığının gözetilmesi, dava konusu taşınmazların belirlenen değerlerine göre harç ikmali yaptırılması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilerek hükmün kaldırılmasına ve davanın belirtilen eksiklikler doğrultusunda yeniden görülmesi için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli 351 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 20.07.2019 tarihli fen bilirkişi raporundaki (A2), (B), (C1) harfli sırasıyla 26.521,35 metrekare, 29.207,20 metrekare ve 19.328,46 metrekare yüz ölçümlü taşınmazların takip eden ada ve parsel numarasıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C2) harfli 5.034,02 metrekarelik alana ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın yerinde olmadığını, bilirkişi raporlarında zilyetlikle kazanım koşullarına dair kesin bir ifade kullanılmadığını, dava konusu yerin imar-ihya edilmediğini, nizalı yerin imar planı içerisinde kalıp kalmadığının tespit edilmediğini, tapulu Hazine malının zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından usulüne uygun olarak keşif uygulamasının yapıldığı, alınan rapor ve beyanlar ile imar-ihya ve zilyetlik durumlarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildiği, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın imar-ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmediği, bir yerin imar ihya yolu ile iktisap edilebilmesi için öncelikle kültür arazisi haline getirilmesi gerektiği, ihyanın gerçekleştiği günün, taşınmaz malın tamamen kültür arazisi haline getirildiği ve ekonomik yönden yararlanılmaya başlanıldığı ve işe yarar hale getirildiği gün olduğunu kabulle birlikte ihya fiilini ilgilendiren ve maddi olaylardan sayılan bu olguların öncelikle tanık sözleri ile ispatının zorunlu olduğunu, somut olayda yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından hukuki niteliği itibarıyla ihya fiiline muhtaç olan taşınmazın ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususunun açık ve net bir biçimde anlaşılamadığı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihin doğru bir şekilde tespiti ve kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde karar verilmesinin doğru olmadığını, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edilmiş yerlerden olduğunu, tapuya kayıtlı taşınmaz yönünden davacının zilyetliğe dayalı tescil davası açmasının mümkün olmadığını, tapulu yerin zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro sırasında tescil harici bırakılıp dava tarihinden evvel ihdasen tapuya kaydedilen taşınmaza yönelik açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü ve 17 nci maddeleri

2. 4721 sayılı Yasa'nın 713 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve yörede yapılan kadastro sırasında taşlık vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümleri 14.01.2013 tarihinde ihdasen 332 parsel numarasıyla Hazine adına tapuya tescil edilmiş, bilahare taşınmaz ifraz ve toplulaştırma işlemlerine tabi tutulmuştur.

2. Mahkemece, yazılı şekilde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Şöyle ki; öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümlerini kapsamına alan kök 332 parsel sayılı taşınmazın birden fazla ifraz edildiği, nihayetinde yörede toplulaştırma çalışmaları yapıldığı ve taşınmazın kütüğünün kapatılıp değişik parsellere gittiği saptanmasına karşın bu yön üzerinde durulmadığı, taşınmazın güncel durumu belirlenmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

3. Öte yandan, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılan inceleme de oldukça yetersizdir. Hükme esas alınan ve içeriğine itibar edilen ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre hakkında davanın kabulüne hükmedilen (B) ve (C1) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde keşif tarihi itibariyle 8-10, 12-15 yaşını ikmal etmiş fıstık ağaçlarının dikili olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların yaşları itibariyle zilyetlikle iktisap süresini ispata elverişli olmadıkları tespit edildiği halde, çekişmeli taşınmazın niteliği, öncesinden itibaren kullanım şekli ve süresi hususlarında dosyadaki tereddütleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden gerekirse ziraat mühendislerinden teşekkül edecek 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamış, taşınmaz başında çekilen görüntüler de incelemeye elverişsiz olduğundan rapor içeriğinde yer alan kanaatin denetimi sağlanamamıştır.

4. Diğer taraftan, içeriğine itibar edilen ve hükme esas alınan jeodezi uzmanı bilirkişi raporuna göre monoskopik (tek hava fotoğrafı) inceleme yapıldığı, raporun ekinde yer alan hava fotoğraflarına ilişkin suretlerden ise rapor içeriğinin denetlenemediği anlaşılmıştır.

5. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle mahalli Tapu ve Kadastro Mdürülüklerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak (müzekkere ekine daha evvel dosya arasında alınan fen bilirkişi raporlarının da eklenmesi suretiyle) dava konusu taşınmaz bölümlerinin güncel kayıtları ve toplulaştırmaya ilişkin belgeler temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra taşınmazların başında yeniden, davada menfaati bulunmayan, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi uzmanı harita mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisi katılımı ile keşif yapılmalıdır.

6. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin ne olduğu, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki mevcut ve doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırını ve niteliğini, bu bölümlerde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmaz bölümlerinin konumunun hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenmeli; HMK'nın 290/2 nci maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz bölümleri ve çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip her bir taşınmaz bölümü ayrı ayrı ayırıcı şekilde gösterildikten ve Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli, toplulaştırma çalışmalarına ilişkin güncel durumu da gösterir şekilde krokili rapor alınmalı; iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme sonucunda karar verilmesi isabetli olmamıştır.

6. Kabule göre de, her ne kadar davacı tarafın temyizi olmasa da harcın kamu düzeninden olduğu ve re'sen gözetilmesi gerektiği bilinmeli, eldeki davaya konu taşınmazın dava tarihinden evvel ihdasen tapuya tescil edildiği, uyuşmazlığın da tapu iptali ve tescil hüviyetine büründüğü gözetilmeden, eldeki dava tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkinmiş gibi yargılama harçlarının davacı üzerinde bırakılması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.