Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2842 E. 2024/5982 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla edinilen bir taşınmazın kadastro tespiti sonucu davalı adına tescil edilmesi üzerine davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın miras paylaşımı sonucu kime isabet ettiğinin ve kadastro öncesi dönemde kim tarafından kullanıldığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın kime isabet ettiği ve kadastro öncesi kullanım durumu hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve özellikle hava fotoğrafları gibi önemli deliller incelenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2116 E., 2023/67 K.

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gündoğmuş Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/146 E., 2019/42 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 234 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında davalı ... adına kayıt edildiğini, davalı ile davacının kardeş olduklarını, söz konusu taşınmazın murisin vefatı üzerine miras olarak davacıya kaldığını, mirasçı olarak taşınmazın paylaşımı ve kullanımı hususunda kura çekimi yapıldığını ve tüm mirasçıların kura sonucuna göre taksim hususunda anlaşmaya vardıklarını, çekilen kuraya göre; 234 ada 7 parsel sayılı taşınmazın...'a, 234 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ...'a, 234 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davacının ablasına verildiğini (daha sonra davalı ...'ın satın aldığını), 234 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların ise bir bütün olarak davacıya verilmesine rağmen davalının kadastro çalışmalarında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak taşınmazı ifraz edip sadece 12 sayılı parselin davacı adına yazıldığını, 13 sayılı parselin davalı adına tapuya kayıt edildiğini, davalının dava konusu taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 234 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın 10 yıllık sürenin dolmasına 2 gün kala açıldığını, söz konusu tapuyu 02.01.2008 tarihinde aldığını, bu nedenle kadastronun kesinleşme tarihinin gözetilmesi gerektiğini, davacının iddialarının haksız olduğunu, kardeşler arasında yapılan kura çekiminde davacıya 234 ada 12 parsel sayılı taşınmazın çıktığını, arazilerin değersiz, yamaç araziler olduğunu, paylaşımın arazinin yapısına göre yapıldığını, arazisinin yola gittiği ve davacının arazisini kendi üzerine yazdırdığı şeklindeki iddialarının mantık dışı olduğunu, sınırların tamamiyle yapılan anlaşmaya göre tespit edildiğini, kurada isabet eden yere herkesin razı olduğunu ve dava konusu taşınmaz üzerinde yüklü miktarda masraf yaptığını, yamaç olan araziyi düzgün duruma getirdiğini, yapılan bakım sonrasında arazinin her türlü tarıma elverişli hale geldiğini, zeytin ağaçları diktiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gündoğmuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli ve 2017/146 Esas, 2019/42 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından verilen kabul kararının kendi içinde çeliştiğini, kadastrosu yapılmış ve tapuya tescil edilmiş bir taşınmazın artık olağanüstü zamanaşımı yolu ile TMK'nın 713/1. maddesi hükmü gereği kazanılmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olup hak düşürücü süreye tabi olduğundan usulden reddine kararı verilmesi gerektiğini, 10 yıllık dava açma süresinin 02.01.2017 tarihinde dolduğunu, davanın ise 29.12.2017 tarihinde açıldığını, miras paylaşımının tüm mirasçıların katılımı ile yapıldığının davacı tarafın da kabulünde olduğunu, davacı tanıkları ile davalının husumetli olduğunu bu sebeple doğru beyanda bulunmadıklarını, çekişmeli taşınmaza davalının zilyet olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli 2020/141 Esas, 2020/146 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar vekiline 23/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin ise 6100 sayılı Kanun'un 345. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçirildikten sonra davalı vekili tarafından 09.01.2020 tarihinde verildiği, süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında İlk Derece Mahkemesince bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı nazara alınarak Bölge Adliye Mahkemesince de bu yolda karar verilebileceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan istinaf dilekçesinin HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMA SONRASINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalılar tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Dairenin 04.10.2022 tarihli ve 2021/5002 Esas, 202263945 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının davalıya 26.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin ise 09.01.2020

tarihinde verildiği ve süresinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince esasa ilişkin karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; taraflar arasındaki taksim ve kullanım durumunu en iyi şekilde bilecek tarafların kardeşi de olan tanıklar... ve ...’in beyanlarına göre mirasçılar arasındaki taksim sonucu dava konusu taşınmazın davacıya düştüğü, davalının kadastro öncesi kullanımının olmadığının fen bilirkişisinin raporunda incelenen 2004 tarihli uydu fotoğrafının da bu hususu doğruladığı, yine uydu fotoğraflarına göre taşınmazın tespitten sonraki tarihe denk gelen 2015 ve sonrasında kullanılmaya başlandığı, bu nedenle keşifte davalının kullanımına yönelik beyanların da tespit sonrasına ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, miras paylaşımının tüm mirasçıların katılımıyla yapılmadığını, hak düşürücü süre geçtiğini belirtip istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 15. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu .... ili, ... ilçesi, ............ Mahallesinde 234 ada 13 parsel sayılı 1.173,47 metrekare taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ... adına tespit ve 02.01.2008 tarihinde tescil edilmiştir.

2.Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazın taksim sonucu davacıya düştüğü, davalıya taksimen düşen bölümün yolda kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir. Şöyle ki, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar mirasçıların taşınmazları aralarında taksim ettiklerini, dava konusu edilen taşınmazın davacıya ve davalıya düştüğü, davalıya düşen kısmın yolda kaldığını beyan ettikleri, ancak yola giden bölümün 3,5 metre eninde olduğu, taşınmazın fiziki durumu göz önünde bulundurulduğunda ince ve şerit şeklinde bir taşınmaz kullanımı olamayacağı, bu şekilde bir taksimin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, öte yandan taşınmazın kullanımı ve sınırlarını en iyi gösteren hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde kadastro öncesi döneme ait hava fotoğrafları incelenmeden eksik incelemeyle karar verildiği görülmektedir.

3. Dava konusu taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ...'dan kaldığı ve taksim edildiği yönünde taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmazın kimin ya da kimlerin payına düştüğü, taksim tarihinden kadastro tespit tarihine kadar kim veya kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı noktasında toplanmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece davaya konu taşınmazın tespit tarihinden (taksim tarihi olan 1983 yılını da içeren) 15-20-25 yıl önceki dönemlerini kapsayan tarihlerdeki hava fotoğrafları ile ortofoto ve uydu fotografları getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile bir fen bilirkişisinin ve bir jeodezi ve fotogrametri bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan kök murisin terekesinin ne zaman taksim edildiği, çekişmeli taşınmazın taksimen kime kaldığı ve ne zamandan beri kimin kullanımında ve kullanımın ne şekilde olduğu, taksim sonucu davalıya düşen payın yolda kalıp kalmadığı hususu açıklattırılmalı, yolda kalan kısım dışında taşınmazın içerisinde payı bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sınırlarının gösterilmesi hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.

4. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisine hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın sınırlarını ve önceki ile şimdiki niteliği, kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.

5.Fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde çekişmeli taşınmaz üzerinde taksim tarihinden tespit tarihine kadar kimin ya da kimlerin zilyet olduğu tereddütsüz belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.