Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2944 E. 2025/1828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında iki oğluna yaptığı taşınmaz satışlarının muris muvazaası olup olmadığı ve mirasçının saklı payının ihlal edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaası ve saklı pay ihlali iddialarının ispatlanamaması, HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. ve 565/4. maddeleri gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/851 E., 2023/1082 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/589 E., 2022/699 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu 35 ada 25 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü ve 4917 parsel sayılı taşınmazını önce 31.07.2007 tarihli vasiyetname ile davalı oğulları ... ve ...'e bırakıp daha sonra 07.04.2010 ve 09.04.2010 tarihli akitlerle eşit paylarla davalı oğullarına satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın 31.07.2007 tarihli vasiyetnamede davacıya da iki parça taşınmazını bıraktığını, dava dışı kardeşleri ...’in yüklü miktardaki borcu sebebiyle mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmaya karar vermesi üzerine aile yadigarı olan taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını, mirasbırakanın geride birçok taşınmazının kaldığını, ayrıca mirasbırakanın davacıya da gençliğinden itibaren birçok kazandırmada bulunduğunu, borçlarını ödediğini, yine mirasbırakanın davacının eşine de bir parça taşınmazını bağış yoluyla devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2016/181 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali-tescil isteğinin reddine, tenkis isteği yönünden ise aynı taşınmazlar hakkında davacı tarafından açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının eldeki dava yönünden derdestlik teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.09.2022 tarihli ve 2022/2033 Esas, 2022/2076 Karar sayılı kararıyla; harç ikmalinin davaya devam şartlarından olduğu için öncelikle incelendiği, taşınmazların dava tarihindeki değerleri üzerinden harcın tamamlatılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm ortadan kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; harcın tamamlandığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali-tescil isteğinin reddine, tenkis isteği yönünden ise aynı taşınmazlar hakkında davacı tarafından açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının eldeki dava yönünden derdestlik teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillere göre verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, tenkis talebi yönünden de muvazaalı olduğu iddia edilen tasarrufun ivazlı olduğunun kabulü durumunda tenkis istenemeyeceği gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalı oğullarına önce vasiyet edip sonrasında satmasının muvazaanın göstergesi olduğunu, davalılar dava dışı ...’in borçları için dava konusu taşınmazların satıldığını savunmuşlarsa da dosyada ...’in borcu olduğuna dair tek bir belgenin bulunmadığını, davalıların satış bedelini ödediklerini ispatlayamadıklarını, mirasbırakanın en değerli taşınmazlarını davalılara devrettiğini, kalan malların değerli olmadığını, mirasbırakanın davacının eşine bağışladığı taşınmazın da değerli olmadığını, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yaptığını, eşinin kaybından sonra ruhsal çöküntüye giren mirasbırakanın bu durumundan davalıların yararlandığını, Fatsa’nın ileri gelen zenginlerinden olan mirasbırakanın dava dışı oğlunun borcu için en değerli taşınmazlarını satmasının düşünülemeyeceğini, yine tenkis bakımından Mahkemece derdestlik nedeniyle ret kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...'ın 12.08.2013 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak davacı oğlu Mehmet Şefik, davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı çocukları ..., ... ve ...'nın kaldıkları, mirasbırakanın dava konusu 4917 parsel sayılı taşınmazını 07.04.2010 tarihinde, 35 ada 25 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü ise 09.04.2010 tarihinde 1/2'şer payla davalı oğulları ... ve ...'e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca muris muvazaası iddiası ispatlanamadığı gibi, tenkis talebi yönünden de TMK’nın 565/4. maddesine göre temliklerin saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapıldığı iddiasının ispat edilemediği anlaşıldığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.