Logo

1. Hukuk Dairesi2023/294 E. 2024/3310 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, Hazine adına kayıtlı taşınmazın kayınbabasından intikal ettiğini ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı kazandığını iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kesintiye uğradığı, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresini tamamlayamadığı ve önceki Kadastro Mahkemesi kararının da bu yönde kesinleştiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/1682 E., 2021/222 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/56 E., 2018/190 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, Akkışla ilçesi, ... Mahallesi 138 ada 37 parsel numaralı 33.003,22 metrekare yüz ölçümlü taşınmazının kadastro çalışmaları sırasında sehven Hazine adına kayıt edildiğini, taşınmazın davacının kayınbabası ...'dan davacıya intikal eden tarla vasfındaki taşınmaz olduğunu, taşınmazı davacıdan önce kayınbabasının imar ve ihya yolu ile nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet olarak ekip biçtiğini, sonra da davacının aynı şekilde 40-50 yıldır yani 20 yılı aşkın süredir tarla şeklinde kullandığını ileri sürerek taşınmazın davalı adına yapılan tespit ve tescilin iptaline, dava konusu taşınmazın belgesizden imar ve ihya yolu ile kazandırıcı zamanaşımından dolayı davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kazanma koşulları oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafı incelemesine göre 1999 ile 2006'lı yıllarda zilyetliğin sürdürülmediğinin mahalli bilirkişi, tespit bilirkişi ve tanık beyanlarıyla da doğrulandığı, 20 yıldır kesintisiz zilyetliğin sürdürülmediği, kesintiye uğradığı, böylelikle dava konusu taşınmaz açısından Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki zilyetlik koşullarının oluşmadığı, Gemerek Kadastro Mahkemesinin 2014/2 Esas, 2016/45 Karar sayılı dosyasında da davacının eşi Nuriye tarafından açılan davanın reddedilip kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanıldığını, üzerinde muhtelif meyve ağaçları bulunduğunu, çevresindeki taşınmazlarla aynı özellikleri taşıdığını, zaman zaman nadasa bırakıldığını, nadas süresinin zilyetlik terki olarak yorumlandığını, zilyetliğin terk edilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yerin, gerek kadastro tutanağındaki tespitler gerekse bilimsel verilere dayalı teknik bilirkişi raporlarına göre 1985 yılında kullanılmış ise de 1999 ve 2006 yıllarında taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığı, 2010 yılında kullanılmaya başlandığı, toprak yapısı itibarı ile taşlık ve yüksek eğime sahip olup su tutma kapasitesi bulunmadığı, eğim nedeniyle makineli tarıma elverişli olmadığı gibi Kadastro Mahkemesi kararıyla taşınmaz üzerinde kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının bulunmadığının tespit edildiği, kesinleşen bu kararın eldeki dava yönünden güçlü delil niteliği taşıdığı, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğini uzun yıllar iradi olarak terk ettiği, 2010 yılında tekrar kullanmaya başladığı, bu tarihten tespit tarihine kadar davacı lehine kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmediği, Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kayseri ili, Akkışla ilçesi, ... Mahallesi 138 ada 37 parsel numaralı 33.003,22 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın 30.01.2007 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, askı ilan süresi içinde 08.05.2007 tarihinde davacının eşi ... tarafından babası ...'dan intikal ettiği gerekçesiyle tespite itirazen dava açıldığı, Sarıoğlan ilçesinin bağlı bulunduğu Gemerek Kadastro Mahkemesince Yargıtay bozması üzerine zilyetlikle kazanma süre ve koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın 11.10.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydının oluştuğu; bu kez davacının, taşınmazın kayın babası ...'dan intikal ettiğine ve kazandırıcı zamanaşımına dayanarak 24.01.2017 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.