Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3322 E. 2024/6646 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfında tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davacı adına tapuya tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ibraz edilen vergi kaydının belirsiz hudutlara sahip olması ve dava konusu taşınmazın mera vasfındaki parselin ortasında kalarak bütünlüğünü bozması gözetilerek, davacının zilyetlik iddiasının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/950 E., 2023/289 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/905 E., 2019/356 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 50 yıldan fazla süredir zilyetliğinde bulunan taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 102 ada 35 parsel sayılı taşınmaz içerisine katılmak suretiyle mera olarak sınırlandırıldığını, oysa nizalı taşınmaz bölümünün mera ile bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, nizalı taşınmaz bölümünün de en önemli gelir kaynağı olduğunu, nizalı taşınmaz bölümünün sınırında müvekkilin mülkiyetinde bulunan 102 ada 18 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı vekili 28.01.2019 havale tarihli dilekçe ekinde, 1939 tarihli ve 230 tahrir nolu vergi kaydını sunmuştur.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, mera, yaylak, kışlak niteliğindeki taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... Köy Tüzel Kişiliğini temsilen muhtar ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tarla vasfında olduğunu, mera parseliyle arasında ayırıcı sınırlar bulunduğunu, taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını, ona da babasından miras yoluyla kaldığını, davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamına göre nizalı taşınmaz bölümünün dava konusu 102 ada 35 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazın ortasında kaldığı, bu bölüm ile taşınmazın geriye kalan bölümü arasında belirgin şekilde ayırıcı sınırların bulunmadığı, her ne kadar keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından taşınmazın evvelden beri davacı tarafından kullanıldığı belirtilmiş ve incelenen hava fotoğrafları da bu durumu destekler nitelikte ise de uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımayacağından, kural olarak objektif nitelikteki eylemli duruma aykırı düşen yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilmemesi gerektiği, yerel bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığı yolundaki beyanlarının yasal bir dayanak oluşturmadığı, ziraat bilirkişilerin raporunda da dava konusu taşınmazın mera vasfında ve hayvan otlatılarak kullanıma uygun olduğunun belirtildiği, mahallinde yapılan keşiften sonra davacı tarafça sunulan 230 tahrir numaralı arazi kayıt örneği sunulmakla kayıt incelendiğinde, hudutlarının tepe, yamaç, bayır ve yamaç olduğu, bu haliyle kaydın uygulanmaya elverişli olmadığı, taşınmazın niteliği itibariyle geriye kalan bölümüyle bütünlük oluşturduğu da gözetildiğinde özel mülkiyete konu yapılması durumunda mera bütünlüğünün bozulacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın eklemeli şekilde 100 yılı aşkın zamandır müvekkili tarafından kullanıldığını, mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile fen bilirkişi raporunun iddialarını desteklediğini, Mahkemece çelişkili ziraat bilirkişi raporuna itibar edilmesinin ve taşınmaza ait vergi kaydına değer verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, zilyetlikle iktisabı ve özel mülkiyete konu teşkil edilmesi mümkün olmayan kamu orta malı mera niteliğinde olup mera parselinin ortasında kaldığı ve mera bütünlüğünü bozduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16/B ve 17. maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Kars ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 35 parsel sayılı 518.874,36 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kadimden beri köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davacının dayandığı 1939 tarihli ve 230 tahrir nolu vergi kaydının hudutları tepe, yamaç, bayır ve yamaç okuduğundan, bu hudutlar itibariyle her yere uyabilecek nitelikte olduğuna, dava konusu taşınmazın nizalı bölümüne ait olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığına, yine nizalı taşınmaz bölümü mera vasıflı dava konusu taşınmazın ortasında kaldığından mera bütünlüğünü bozar nitelikte olduğuna göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.