Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3321 E. 2024/6534 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde yirmi yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetlik şartlarını taşıdığına dair hava fotoğrafları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları gibi delillerle sabit olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1134 E., 2023/381 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/253 E., 2019/312 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Kars ili, .... ilçesi, ... köyünde babasından miras kalan taşınmazın kadastro tespiti çalışmalarında üç parçaya bölündüğünü, 210 ada 8 parsel sayılı taşınmazın adına, 210 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına, 207 ada 7 parseli sayılı taşınmazın 1.230,00 m2'lik kısmının ise davalı ..... adına tespit ve tescil edildiğini, ekli krokide (A) ve (B) ile taralı alanlar ile sarı alanın aslında tek bir taşınmaz olduğunu, 60-65 yıldır nizasız ve fasılasız olarak taşınmazı kullandığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada, 210 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın tefrikine karar verilmiş ve eldeki davanın esasını almıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın Hazine adına mera vasfı ile senetsizden tescil görmesine rağmen yaklaşık 45 senedir davacı ... tarafından tarla olarak kullanıldığı, evveliyatı itibariyle da çevresindeki meradan açılmış bir yer olmadığı, öncesinde bölgede yaşayan Ermeniler tarafından kullanıldığının tanık ....'ın somut anlatımlarından anlaşıldığı, ziraat bilirkişilerinin heyet raporunda da dava konusu yerin her türlü kültür bitkisi yetiştirmeye elverişli, su tutma kapasitesi yüksek, kolay işlenebilen toprak yapısına sahip, uzun yıllardır kültür bitkileri yetiştirilerek kullanılmış bir tarla olduğunun belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 210 ada 13 parsel sayılı taşınmaz göl alanı olarak ... adına tapuya kaydedildiğinden dava konusu alanın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz üzerinde (A) harfi ile gösterilen alan yönünden incelenen hava fotoğrafları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından zilyetlikle iktisap koşullarının eklemeli zilyetlik yolu ile davacı lehine oluştuğu, alanın sınırlarının belirgin olduğu, alanın davacı tarafından nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla yirmi yılı aşkın süredir kullanıldığı, davacı adına belgesizden tescil gören taşınmaz miktarı sınırının aşılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle:

a. İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanarak karar verildiğini,

b. Hazine'ye ait taşınmazların üzerinde zamanaşımı, zilyetlik, üzerindeki fazlalıkların (taş, bitki örtüsü vb.) temizlenerek ve toprağının işlenerek hamur haline getirilip ihya edilmesi ve tarımsal faaliyette kullanılması gibi durumlarla hak iddia edilmesinin mümkün olmadığını,

c. Toprak Tevzi Komisyonlarınca yapılan çalışmalar sonucu ilgili parsellerin Hazine adına kaydedildiğini, kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını,

d. Mahalli bilirkişilerin aynı köyde ikamet ettiklerini, beyanlarının taraflı olduğunu,

e. Taşınmazların eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü ve özellikle çekişmeli taşınmaz ile komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır olup olmadığı, komşu parsellerden nasıl ayrıldığı hususlarını içeren, çekişmeli taşınmaz ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendirilen bilimsel verilere dayalı rapor alınmadığını, bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını,

f. Dosyaya sunulan raporda dava konusu taşınmazın tarla niteliği taşıdığı belirtilmişse de Hazineye ait tarla vasıflı taşınmazların da bulunduğunun gözetilmediğini, dava konusu taşınmazın batısı ve kuzeyinin mera ile çevrili olduğunu, öncesinin mera olma olasılığının ya da meradan açma olup olmadığının yeterince incelenmediğini,

g. Taşınmazın hava ve uydu fotoğraflarında hangi nitelikte olduğunun yöntemince tespit edilmesi gerektiğini, yeterli araştırma yapılmadığını, delillerin tam olarak toplanmadan hüküm kurulduğunu, dosyaya sunulan raporların usul ve yasaya aykırı şekilde eksik hazırlandığını, dava konusu taşınmazın eğiminin yüksek olduğunu, bu hususun dahi özel mülkiyete konu olamayacağını gösterdiğini ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; Kars ili, .... ilçesi, .... köyünde yer alan 210 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 09.04.2011 tarihinde yapılan kadastro tespitinde mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırıldığı, tespitin 05.06.2007 tarihinde kesinleştiği, hükme dayanak bilirkişi raporunda dava konusu (A) harfi ile gösterilen kısmın 1955 tarihli hava fotoğrafında sınırlarının belirgin olduğunun, komşularıyla sınır ayrımlarının olduğunu ve bu suretle kullanıldığının tespit edildiği, 2017 yılında taşınmazın ifraz edildiği, davaya konu (A) harfi ile gösterilen alanın 210 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1. hükmü uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.