"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1257 E., 2022/1759 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/82 E., 2020/55 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...,...’in 129 ada 247 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 22.02.1995 tarihinde huzurevi yapılması şartıyla davalı ... Belediyesine bağışladıklarını, ancak davalının taşınmaz üzerine huzurevi yapmadığını, baraka tarzı kafetarya olarak işletilen ticari alan yapıp kiraya verdiğini, yapılan işlemin aynı zamanda yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini veya ecrimisile hükmedilmesini, olmadığı takdirde saklı paylarının ödenmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıların mirasbırakanına ait 229 (129 ada 247 parselin ifrazından önceki parsel) sayılı taşınmaz ile 223 parsel sayılı taşınmazın bulunduğunu, imar planında yeşil alan ve resmi kurum alanı olarak görünen bu taşınmazlardan mirasbırakanlar faydalanamadığı için kamulaştırma yapılmasını istemeyip bedelsiz terk karşılığı yer talebinde bulunarak plan değişikliği için 11.12.1989 tarihli dilekçe sunduğunu, mirasbırakanların 07.10.1991 tarihli ve 2802 sayılı dilekçeleri ile 223 parselin yeşil alan, 229 parsel sayılı taşınmazın ise resmi kurum alanına ayrıldığını, 23.10.1991 tarihli tutanak ile resmi kurum alanı olarak görünen yerin park - yeşil alan olarak değiştirilmesine karar verildiğini, 26.05.1994 tarihli ve 3 sayılı meclis kararı ile park - yeşil alan olan yerin huzurevi olarak imar planlarına işlenmesine karar verildiğini, mirasbırakanların kamulaştırılacak olan taşınmazların bir kısmının imara açılıp kendilerine verilmesi yönündeki talepleri üzerine belediye meclisinin 17.10.1994 tarihli ve 6 sayılı kararı ile 900 m2 kısmın konut alanına açılarak imar planının değiştirilmesinin, geri kalan kısmın noterden tahhütname getirtilerek Belediyeye bedelsiz devredilmesi şartı ile kabul edildiğini, mirasbırakanların 22.02.1995 tarihli, 543 ve 544 yevmiye sayılı işlemlerle kayıtsız - şartsız olarak taşınmazları bağışladığını, mirasbırakanların şartının imar plan tadilatı olduğunu, noterde verilen taahhütnamenin iki taraflı olmayıp tek taraflı düzenlenmesi nedeniyle bu taahhütnamenin bağışlama belgesi olarak kabul edilemeyeceğini ve taahhütnamedeki huzurevi şartının uygulanamayacağını, mirasbırakanların amacının imar planı değişikliği olduğunu ve bu şart doğrultusunda 900 m2 yüz ölçümlü imar parseli kazandığını, bağışlamadan sonra yeşil alan olarak planlara işlenen taşınmazın 21.04.1994 tarihli ve 2 sayılı belediye meclis kararı ile öğrenci yurdu yapılmasının kararlaştırıldığını fakat vatandaşların başvurusu üzerine belediye meclisinin 14.07.1995 tarihli ve 4 sayılı kararı ile öğrenci yurdundan vazgeçilip yeniden yeşil alan olarak imar planına işlenmesinin kararlaştırıldığını ve o tarihten beri yeşil alan olarak kaldığını, huzurevi yapılmayacağının mirasbırakanlarca ve kamuoyunca da bilindiğini, bağışlamadan 21 yıl sonra bu davanın açılmasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.01.2020 tarihli ve 2016/82 Esas, 2020/55 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanların iradesinin kendilerine konut yapmak üzere alan bırakılması kaydıyla kalan kısmın bedelsiz olarak terk olduğu, kaldı ki bağışlamanın geri alınmasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, dava konusu taşınmazın imar planı değişikliği yapılması şartıyla kayıtsız ve şartsız bağışlandığı, davalı Belediyece de gerekli imar plan değişikliğinin yapıldığı, yapılan bağış işleminin şekle uygun olduğu ve bağışlayanların asıl iradesini kapsar nitelikte olduğu, davacıların iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanları ...,...’in 11.12.1986 tarihli dilekçelerinde davaya konu taşınmazın imar planında huzurevi gözüktüğünü, bu nedenle bu yerlerini huzurevi olması kaydıyla terk etmeleri karşılığı yan kısımdaki yerlerin imara açılması talebinde bulunduklarını, yine davacıların mirasbırakanları tarafından verilen 11.10.1994 tarihli taahhütnamede dava konusu yeri huzurevi için bedelsiz terk ettiklerini noter belgesiyle bildirdiklerini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacıların mirasbırakanları tarafından yapılan bağışın koşullu bağış değil yüklemeli bağış olduğunu, imar planı ve imar uygulaması yapılmasının belediyelerin asli görevi olduğunu, bu uygulamanın yapılması karşılığı dava konusu taşınmazın temlik alındığı savunmasının geçerli olamayacağını, davalının taşınmaza huzurevi yerine kafeterya yapıp kiraya verdiğini, mirasbırakanların açık iradesinin taşınmazın huzurevi yapılması için bağışlandığı yönünde olduğunu, yapılan bağış işleminin muvazaalı olup gerekli şekil şartlarını da taşımadığını, bu nedenle davalı adına oluşan tescilin de yolsuz olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 2020/1257 Esas, 2022/1759 Karar sayılı kararıyla; bağışlamayı yapan mirasbırakanlardan ...'in 12.07.2014 tarihinde öldüğü, davanın ise 19.02.2016 tarihinde, Türk Borçlar Kanunu'nun 297/3 üncü maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı, bu mirasbırakan açısından hak düşürücü sürenin dolduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu, mirasbırakanlardan Beytiye Tetik'in henüz 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmeden önce 28.08.2009 tarihinde ölmesi nedeni ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 1 inci maddesi gözönüne alındığında, 6098 sayılı Kanun'un 297/3 üncü maddesinin uygulanmayacağı, bu mirasbırakanın ölüm tarihi itibarı ile yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 246 ncı maddesinin uygulanması gerektiği, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 246 ncı maddesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 297 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında belirtilen "bağışlayanın sağlığında geri alma sebebini öğrenememesi halinde, ölümden itibaren 1 yıllık süre içerisinde mirasçıların geri alma hakkını kullanabileceğine" yönelik bir hükmün mevcut olmadığı, bu nedenle bu mirasbırakanın mirasçıları tarafından bu hakkın kullanılamayacağı, dava konusu 352 ada 229 parsel sayılı taşınmazın imar işlemi sonucunda ifraz edilerek 129 ada 247 parsel ve 129 ada 248 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, bunlardan 129 ada 247 parsel sayılı taşınmazın tapudaki resmi işlem senedinde kayıtsız - şartsız olarak davalı Belediyeye bağışlandığı, davacı tarafça, bu bağışlamanın 129 ada 247 parsel sayılı taşınmaz üzerine huzurevi yapılması şartına bağlandığının ileri sürüldüğü, davalı tarafça ise 129 ada 247 parsel sayılı taşınmaz üzerine huzurevi yapılması şartı ile değil ifraz sonucu oluşan diğer taşınmaz parseli olan 129 ada 248 parsel sayılı taşınmazın yeşil alan/park olarak görünen imar planının tadil edilip konut alanı olarak değiştirilmesi şartı ile bağışlandığını ve imar planında değişiklik yapılarak bu şartın yerine getirildiğininin savunulduğu; dosyanın incelenmesinde, davacıların mirasbırakanları ile davalı ... arasındaki ilk yazışma ve temasın mirasbırakanların 11.12.1989 tarihinde yazdıkları ve henüz ifraz edilmemiş hali ile 352 ada 229 parsel numarasını taşıyan taşınmazın imar planında huzurevi olarak görünen kısmını (ifrazla 129 ada 247 parsel) bedelsiz olarak belediyeye terk etmeleri karşılığında bu taşınmazın güneyindeki kısım (ifrazla 129 ada 248 parsel) ile bu kısmın önündeki Hazineye ait dere yatağı parçasının ve Belediyeye ait 2 nolu parselin bir kısmının mirasbırakanlara verilmesi ve bu yerlerin imar planında tadilat yapılarak konut (inşaat) alanına çevrilmesine yönelik olduğunun görüldüğü, bu dilekçede huzurevi yapılması karşılığında değil imar planında zaten huzurevi olarak görünen kısmın, 229 parsel sayılı taşınmazın diğer kısımlarının (ifrazla 129 ada 248 parsel) konut alanı olarak imar planı değişikliği yapılması karşılığında bedelsiz olarak temlik edileceğinin belirtildiği, mirasbırakanların 07.10.1991 tarihli dilekçelerinde de, yeşil alan ve resmi kurum alanı olarak ayrılan taşınmazdan faydalanamadıklarından imar planı tadili yapılmasını talep ettikleri, huzurevi yapılmasına yönelik herhangi bir beyan veya talepde bulunmadıkları, davacıların mirasbırakanlarının dilekçeleri, noter taahhütnameleri ve bunlar sonucu davalı ... meclisi tarafından alınan kararlar ile taşınmazların son tapu kayıtları incelendiğinde; davacıların mirasbırakanlarının amacının ve şartlı bağıştaki şartın huzurevi yapılmasına yönelik olmadığı, imar planında resmi kurum alanı (huzurevi veya öğrenci yurdu) olarak ayrılmış olan kısmın bedelsiz olarak Belediyeye verilmesi karşılığında, davacıların mirasbırakanlarına ait taşınmazın mirasbırakanlarda kalacak olan kısmının yeşil alan/park olarak görünen imar planı durumunun tadil edilerek konut alanına çevrilmesine yönelik olduğu, davacıların mirasbırakanının 129 ada 247 parsel sayılı taşınmazı davalı Belediyeye bağışlaması üzerine davalı Belediyenin de, davacıların mirasbırakanlarında kalacak olan ve sonradan kat irtifakına geçilmesi üzerine 474 ada 329 parsel numarasını alan taşınmazın imar planının değiştirip konut vasfını kazandırdığı, şartın bu şekilde gerçekleştiği, dolayısı ile İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bağıştan rücu ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı, 291 inci ve 295 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların mirasbırakanları ... ve ...adına kayıtlı 352 ada 229 parsel sayılı taşınmazın imar işlemi sonucu ifraz edilerek 129 ada 247 ve 48 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 129 ada 247 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer paylarla ... ve ...adına tescil edildiği, bu kişilerin de taşınmazdaki paylarını 22.02.1995 tarihinde davalı ... Başkanlığına kayıtsız ve şartsız bağış suretiyle temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...