Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3331 E. 2023/6792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 30.11.2022

SAYISI : 2023/178 E., 2023/455 K.

DAVA TARİHİ : 01.10.2021

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Göle Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/120 E., 2022/215 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar; kök mirasbırakan Sabri Atalay'ın 06.09.1963 yılında vefat ettiğini, mirasbırakanın muvazaalı bir şekilde kız çocuklarından mal kaçırmak saikiyle taşınmazları oğlu ...'a devrettiğini, ...'ın devir tarihinde herhangi bir geliri ve başkaca malvarlığı da bulunmadığını ileri sürerek davalılar ve mirasbırakanları Fuat Atalay üzerine kayıtlı Ardahan ili, Göle ilçesi, Salimbey Mahallesi 119 ada 10 parsel , 121 ada 4 parsel ve 121 ada 3 numaralı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

2.Asli Müdahil ...; Kök mirasbırakanın kızı Sittika Demir'in yasal mirasçısı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; dava konusu taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, muvazaa iddiasının dinlemeyeceğini, mirasbırakanları Ali Fuat'ın uzun yıllar babasının her tür ihtiyacı ile ilgilendiği, mirasbırakanın vefa duygusu ile hareket ederek dava konusu yerleri oğlu Ali Fuat'a devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli ve 2021/120 Esas, 2022/215 Karar sayılı kararıyla; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin 30.11.2022 tarihli dilekçe ile; gerekçeli kararda ihtiyati tedbir hususunda karar tesis edilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir hususunda ek karar verilmesini talep etmesi üzerine Mahkemece ihtiyati tedbirin etkisinin nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı açısından karar verilmesine yer olmadığına dair ek karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek karara karşı davacılar vekili ve asıl hükme karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Nedenleri

1.Davacılar vekili asıl ve ek karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin gerekçesini kabul etmediklerini, verilen hükmün mülkiyet hakkını ihlal niteliğinde olduğunu, taşınmazın satış bedelinin maddi olarak ödenmediği hususunun davalıların kabulünde bulunduğunu, kural olarak zamanın ayni haklar üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiş ve ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalılar vekili asıl hükme yönelik istinaf başvuru dilekçesinde; davanın reddine dair verilen karara itirazlarının bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesinin yasal dayanaktan yoksun hale geldiğini, ayrıca mahallinde keşif yapılarak belirlenecek dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli ve 2023/178 Esas, 2023/455 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin asıl ve ek karara yönelik istinaf başvurusu yönünden; ileri sürülen istinaf nedenleri kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle kadastro tesbitinin dava konusu 119 ada 10 ve 121 ada 4 parseller yönünden 01.01.1995 tarihinde, 121 ada 3 parsel yönünden 26.04.1996 tarihinde kesinleştiği ve davanın açıldığı 01.10.2021 tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, HMK’nın 397/2 inci maddesi uyarınca aksi belirtilinceye kadar ihtiyati tedbir kararının nihai kararın kesinleşmesine kadar etkisini sürdüreceğinden yazılı şekilde verilen asıl ve ek kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; ileri sürülen istinaf nedenleri kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davanın hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi nedeniyle hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nın 7 inci maddesi uyarınca belirlenerek hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığına göre davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

Asli müdahil vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemece, asli müdahale talebi olduğu halde ilk önce talebin reddedildiğini, mesleki mazeret ile katılmadığı karar celsesinde yokluklarında asli müdahale talebinin kabulüne karar verilerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddediğini, 16.11.2022 tarihinde gönderilen dilekçenin dosyaya eklenerek talep dilekçesi hakkında karar verilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesini, verilecek karara göre istinaf incelemesinin devam etmesini istemiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Hemen belirtilmelidir ki; asli müdahil vekili İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığından, taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Asli müdahil vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etme hakkı yoktur.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Somut olayda; mirasbırakan Sabri Atalay'ın kadastro tespitinden önce 1963 yılında öldüğü; kadastro sonucu; Ardahan ili, Göle ilçesi, Salimbey Mahallesi çalışma alanında bulunan 121 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 26.04.1996 olduğu, 121 ada 3,119 ada 10 parsel sayılı taşınmazların kesinleşme tarihinin 01.01.1995 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 01.10.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Asli müdahilin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

Peşin harcın istek halinde asli müdahile iadesine,

2.Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.