Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3334 E. 2024/5808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davacıların murisi tarafından davalılara taksim edildiği iddia edilen taşınmazların davalılar adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil talepli dava.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro öncesi tapusuz olan çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla yirmi yılı aşkın süre devam eden ekonomik amaca uygun zilyetliklerini ispatlayamadıkları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1539 E., 2023/395 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alucra Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/179 E., 2022/43 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; Giresun ili, .... ilçesi, .... köyü 170 ada 10 parsel sayılı taşınmazın hisseli şekilde davacılara, 170 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı Yunus Demiröz'e, 170 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'e, 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ...'e ait olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında müvekkillerinin malik sıfatıyla zilyetliklerinde bulunan ve kadimden beri maliki oldukları taşınmazın bir bölümünün davalılara ait taşınmazların sınırları içerisinde tespit edildiğini ileri sürerek 170 ada 8, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazların keşif esnasında sınırları gösterilecek olan bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile davacılara ait 170 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın müvekkiline ceddinden intikal ettiğini, müvekkiline ait taşınmaz ile davacılara ait taşınmazın sınırlarının kadimden beri aynı olup hiç değişmediğini, müvekkilinin babası ve dedesinin de çekişmeli taşınmazı hep aynı sınırlar içerisinde kullandığını, davacıların iddialarının haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; kendisine ait 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının sabit olduğunu, kadastro çalışmaları yapılırken sabit sınırların aşılarak davacıya ait taşınmazın bir bölümünün kendi parseline eklenmesinin mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazların kadimden beri aynı sınırları içerisinde kullanıldığını, kadastro tespitlerinin fiili kullanım sınırları esas alınarak yapıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde kendisine ait ev dışında hiç bir şey bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların dava konusu ettiği yerlerde salt kendilerinin davasız aralıksız 20 yıllık ve ekonomik amacına uygun zilyetliklerinin bulunduğunu ispatlayamadıkları, tarafların diğer mirasçıların katılımı olmaksızın kendi aralarında yaptıkları taksim anlaşmasının hukuken geçerli olamayacağı tespitine yer verilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bir kısım mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında davacıların murisinin sahiplendiği ancak kullanmadığı belirtilen ve köy merası olarak gösterilen yerin esasında halen zeminde araba yolu olarak kullanılan kısım olduğunu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin ortak beyanlarında "dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi tarafından üç erkek evlada eşit olarak verildiğini, diğer evlatların başka yerlerden haklarını aldıklarını, müvekkili davacıların murisi ile davalı kardeşlerinin her birinin evlerinin arkasından başlayarak yukarıdaki yola kadar devam edecek şekilde çekişmeli taşınmazları eşit olarak paylaştıklarını" ifade ettiklerini, aynı şekilde davalı ...'ün dosyaya sunduğu 30.09.2021 tarihli dilekçesinde "evlerin yola kadar olan üst kısımlarının ev sahipleri adına eşit olarak tespit ve tescil ettirildiğinin" belirtildiğini, davacı ve davalıların uzun yıllardır evlerinin bulunduğu alanların alt ve üst kısımlarında olmak üzere ayrı bağımsız bölümler kullanıyor olmalarının ve taraflar arasında bu konuda hiçbir ihtilafın yaşanmamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde Mahkemenin kanaatinin aksine davacı ve davalılar arasında harici ve rızai taksim yapıldığının açık göstergesi olduğunu, buradaki uyuşmazlığın kadastro tespitinin paylaşıma ve eşitliğe uygun şekilde yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, müvekkillerinin kadastro çalışmaları sırasında il dışında olmaları ve davalıların da kendi lehlerine olacak şekilde kaydırma yaparak yer göstermeleri nedeniyle esasen müvekkillerine ait olan bir kısım arazinin davalılar adına tespit edildiğini, kadastro tespitinin dosya kapsamına, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına ve davalı ...'ün beyanlarına uygun olmadığını, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiğini, Hazine yeri ve mera olduğu ifade edilen yer ile ortak murisin mirasçılara bıraktığı yerlerin sınırlarının belirlenmediğini, murisin diğer mirasçılarına başka parsellerden yer verilip verilmediğinin araştırılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin sağlığında ya da ölümünden sonra yapılan bir taksimin geçerli olması için eşitlik kuralına uyulmasının zorunlu bulunmadığı, gerek keşifte alınan beyanlar gerekse de dosyada mevcut bilirkişi raporları ile yakın çekim renkli fotoğraflara göre davaya konu taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun herhangi bir kullanımın bulunmadığı, kadastro öncesi tapusuz olan çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf ve murislerinin nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla yirmi yılı aşkın süre devam eden ekonomik amaca uygun zilyetliklerinin bulunduğunun ispatlanamadığı değerlendirilerek davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş; harca ilişkin hususların resen dikkate alındığını, Harçlar Kanunu gereğince davanın reddine karar verilmesi halinde dava değeriyle bağlı kalınmaksızın maktu harca hükmedilmesi gerektiği ve eldeki davada dava değerine göre harca hükmedildiği ve hükmün ikinci fıkrasında davacı tarafça yatırılan 85,39 TL peşin harcın 19,77 TL'lik kısmının davacıya iadesine karar verilmesine rağmen sonraki fıkrada 85,39 TL harcın tamamının davacı üzerinde bırakıldığı ve böylelikle harca ilişkin fıkralar arasında çelişki yaratıldığı değerlendirilerek davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve 713/1. maddesi,

6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucunda; Giresun ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 170 ada 8 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal,taksimen ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına; 170 ada 9 parsel sayılı taşınmazın aynı gerekçelerle davalı ... adına; 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın aynı gerekçelerle davalı ... adına tespit ve tescil edildikleri anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.