"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2170 E., 2023/896 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/373 E., 2022/379 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... geldiler. Gelen asil ve vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Garanti Bankasının başlattığı takip nedeniyle Yalova İcra Müdürlüğünün 2017/7735 Esas sayılı takip dosyasından kendisine ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin kendisine ulaşmadığını, tebligatların hep muhtara tebliğ edildiğini, muhtarın kendisine bildirimde bulunmadığını, itiraz süresini kaçırdığı için takibin kesinleştiğini, borcun 12.307,39 TL olduğunu, tüm masraflarla birlikte borcun 07.02.2019 tarihinde 25.864,96 TL olarak belirlendiğini, taşınmazının haberi olmadan ihaleye çıkarıldığını ve 11.12.2018 tarihinde davalıya 216.000,00 TL bedelle ihale edildiğini, haciz sırasında eve girilip haczi kabil mal olup olmadığına bakılmadığını, 12.307,39 TL’lik borç için 420.000,00 TL’lik evin satılmasının taşkın haciz olduğunu, taşınmazın değerinin gerçekte 600.000,00 TL üzerinde olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 82/12 hükmü uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, taşınmazın aile konutu olduğunu, satışı davalının evi boşaltması için araması üzerine öğrendiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz olduğunun, haczin taşkın haciz olduğunun, 22.02.2018 tarihli keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığının, takibin başından satışa kadar ki işlemlerin usulsüz olduğunun tespitine ve tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; icra dosyasındaki tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını, ayrıca ödeme emrinin usulsüz olmasının kendisini ilgilendirmediğini, taşınmazı tapu siciline güvenerek aldığını, içtihatlar uyarınca usulsüzlüğü iddia edilen işlemlere ihale alıcısı olarak katkısının ispat edilmesi halinde oluşan sicilin yolsuzluğundan söz edilebileceğini, davacının bu yönde bir iddiası olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2019/86 Esas, 2019/552 Karar sayılı ile; eldeki davada davacı tarafından yapıldığı iddia edilen usulsüz tebligat işlemlerine davalının bir katkısının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği, icra takibinde yapılan usulsüzlüklere davalının katkısının bulunduğunun ileri sürülmediği gibi bu hususta delil de sunulmadığı, sicilin yolsuzluğundan söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2020/714 Esas, 2021/1039 Karar sayılı kararı ile; Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/706 Esas ve 2021/579 Karar sayılı şikayet davasına ilişkin ilamının kesinleşmediği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu, kararın kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden icra takip dosyasında işlem yapılması gerektiği takdirde ne gibi işlem yapıldığının denetlenmesi, yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/706 Esas sayılı dosyasından verilen kararın 11.03.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının süresinden sonra Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/151 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu ihalenin feshi davasının ise reddine karar verildiği, istinaf edilmeksizin kesinleştiği, açılan davanın çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu, çekişme konusu taşınmazın icra dosyasında yapılan ihale sonucu davalı adına tescil edildiği, Yalova İcra Mahkemesinin yukarıda değinilen dosyalarında verilen karar ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde sicilin yolsuzluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davada ileri sürülen usulsüz tebligat işleminin takip aşamasında gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü, bu aşamadaki işlemlerin icra dairesince yapıldığı, usulsüzlüğü iddia edilen işlemlere ihale alıcısı davalının katkısının bulunduğunun tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı, Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/706 Esas (öncesi 2019/138 Esas), 2021/579 Karar sayılı ilamı ile de bu konudaki talebin reddedildiği ve kararın kesinleştiği, davalı bakımından sicilin dayanaksızlığından söz edilemeyeceği, icra dosyasındaki borç miktarının taşınmazın ihaleyle satışında bir etkisinin bulunmadığı, borç miktarı açısından ihale alıcısının kötü niyetinden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/1-321 Esas, 2011/382 Karar sayılı kararını gerekçeli kararında baz aldığını belirtmesine rağmen anılan kararın gereğini yerine getirmediğini, delillerin toplanılmadığını, icra dosyasında müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin haline münasip eşiyle yaşadığı tek evinin satıldığını satıştan sonra öğrendiğini, usulsüz olduğu iddia edilen tebligatların dosya arasına alınmadığını, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2007/4874 Esas ve 2016/539 Esas sayılı kararlarında iddia edilen işlemlere ihale alıcısı davalının katkısının bulunması halinde, oluşan sicilin yolsuzluğundan söz edilebileceğinin, ihale alıcısının takipte yapılan işlemlere bir katkısının bulunmaması halinde onun bakımından sicilin dayanaksızlığından söz edilemeyeceğinin belirtildiğini, takibe esas borç ilişkisinin doğru olup olmadığının, takibin usulüne uygun olup olmadığını araştırılmadığını, ihalenin feshi davasının eldeki davayı bağlamadığını, ödeme emrinin müvekkiline ulaşmadığını, 12.307,39 TL'lik borç için takip yapıldığını, takibin usulsüz kesinleştirildiğini, değeri 420.000,00 TL belirlenen evin 260.000,00 TL’ye davalıya ihale edildiğini, ev içerisindeki eşyalarla dahi borç tahsil edilebilecekken evin satıldığını, İcra ve İflas Kanunu’nun 82/12 hükmü uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, bu konuda araştırma yapılmadığını, Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/138 Esas, 2019/150 Karar sayılı kararında 2017/7735 Esas sayılı dosyasında davacı-borçluya yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile davacı-borçlunun yapılan tebligatları öğrenme tarihinin 23.02.2019 olarak belirlenmesine karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; Yalova İcra Müdürlüğünün 2017/7735 Esas sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacının kayden maliki olduğu dava konusu 114 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki 8 numaralı bağımsız bölümün 11.12.2018 tarihinde davalı ... ...’a ihale edildiği, Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/706 Esas (öncesi 2019/138 Esas) 2021/579 Karar sayılı kararı ile davacı ...’ın gecikmiş itiraz ve takibin durdurulması talebi yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, ihalenin feshi talebi yönünden kesin hükmün varlığı, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, anılan kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının temyizi üzerine de Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından 11.03.2022 tarihli kararı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle:
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Temyiz edilen davalı taraf vekili duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.