"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
...
...
...
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyü, ... mevkiinde kain 130 ada 329 parsel sayılı taşınmazın evvelinde davacının babası...'a ait iken davacının, taşınmazı babasından satın aldığını, taşınmazı kısmen tarla, özel çayırlık ve kavaklık olarak kullandığını, sınırlarının sabit olup genişlemeye müsait olmadığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmayıp özel tarım arazisi olduğunu, nizasız ve fasılasız mâlik sıfatıyla eklemeli zilyetliğinin 40 yılın üzerinde olduğunu ileri sürerek hatalı şekilde Hazine adına tescil edilen tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini ve davacının kardeşi ... adına tespit edilen 127 ada 88 parsel sayılı taşınmazın 300 m2'lik kısmının tapusunun iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 329 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarafu altında, özel mülkiyete konu olmayan, kazandırıcı zamanaşımıyla ve zilyetlikle edinilemeyen yerlerden olduğunu, maddi ve hukuki gerçeklik karşısında Hazine adına hâli arazi olarak tespit edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... 31.08.2018 tarihli dilekçesiyle, 127 ada 88 parsel sayılı taşınmazın tamamının kardeşi davacıya ait olduğunu belirterek davayı kabul etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 2018/55 Esas, 2019/113 Karar sayılı kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca zilyetlikle edinme şartları sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 329 parsel sayılı taşınmazın 22.04.2019 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide kırmızı renkle gösterilen kısmının davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile 130 ada son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline; 127 ada 88 parsel sayılı taşınmazın aynı tarihli fen bilirkişi raporunda yeşil renk ve (A) harfiyle gösterilen 403,61 m2'lik kısmının davalı ... adına tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarih ve 2018/55 Esas, 2019/113 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında davacının uzun yıllar önce İstanbul'a göç ettiklerinin beyan edildiğini, zilyetlik şartının gerçekleşmediğini, mahalli ve aynı zamanda tespit bilirkişisi ...'nun beyanlarının çelişkili olduğunu, tanıkların taşınmazın icar karşılığı ekilip biçildiğine dair beyanlarının keşifteki mahkeme gözlemiyle çeliştiğini, mahkeme gözleminde yalnızca kavak ağaçlarına rastlandığını, tespit tarihinden önce en az 20-30 yıllık hava fotoğrafı gerektiğini, mahalli bilirkişilerin komşu köylerden olması, ziraat bilirkişilerinin 3 kişi olması ve keşfe jeodezi ve fotogrametri bilirkişilerinin de katılması gerektiğini, hava fotoğrafı olmadığını, öncelikle taşınmazın da zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olmadığını, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu olmaması, zilyetliğin de bulunmaması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 2018/55 Esas, 2019/113 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/1599 Esas, 2019/1979 Karar sayılı kararı ile; araştırma, inceleme ve uygulamanın hükme elverişli olmadığı, feodezi fotogrametri bilirkişi raporunun taşınmazın sınırlarını, niteliğini, imar-ihya tamamlanmışsa tamamlandığı tarihi, zilyetliğin şekli, başlangıcı ve süresini, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğinde kullanılıp kullanılmadığını, kullanımının hangi tarihler olduğunu irdelemediği, ziraat bilirkişisi raporunun ise taşınmazın niteliğini bildiren toprak yapısını, zirai durumunu, eğimini, ne olarak kullanıldığını, bitki örtüsünü değerlendirmediği, soyut mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının taşınmazın önceden kime ait olduğunu, kimden kaldığını, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığını, kimin tarafından ve ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığını içermediğini, komşu 239 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının getirilmediği, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi yönünden Karadoruk köyünde belgesiz araştırmasının yapılmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 2018/55 Esas, 2019/113 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Ç. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli ve 2020/10 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararı ile; 1960-1985-1999 ve 2016 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın kültür arazisi renginde olduğu, mahalde yapılan gözlem, tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları, 3 kişilik ziraat bilirkişi raporu, jeodezi fotogrametri bilirkişi raporunun birbirini desteklediği, taşınmazın evveliyatında ihyasının yapıldığı, komşu taşınmazlarla toprak ve bitki örtüsü olarak benzediği, 60-70 yıllık kavak ağaçları olduğu, zilyetliğin davacının mirasbırakanından beri mevcut olduğu, ekonomik amaca uygun zilyetliğin sürdürüldüğü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ilgili maddelerindeki kazandırıcı zamanaşımı şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 130 ada 329 parselde kayıtlı, fen bilirkişisinin 20.05.2022 tarihli raporuna ekli 2 nolu krokide kırmızı renkle gösterilen taşınmazın davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile 130 ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında, özel mülkiyete konu edilemez taşınmazlardan olduğunu, bilirkişi raporlarının hükme elverişli olmadığını, komşu tüm taşınmazların tespit tutanakları, dayanakları, hükmen veya ihdasen oluşan tapu mevcutsa ilgili ilâm, belge ve haritalar ile davalı olanlara ilişkin dava dosyalarının getirilmediğini, 329 parselin ne şekilde kullanılmaya başlandığı, kim veya kimler tarafından imar-ihya edildiği, ihyanın ne zaman tamamlandığı, kullanımın kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususlarına değinilmediği, ziraat bilirkişisi raporunun toprağın yapısı, alkali asitlik durumu, organik yapısı hususunda hükme elverişli olmadığı, komşu parsellerle bütün içerisinde toprak analizi, bitki deseni, yapay ya da doğal sınırlar, çevre parsellerin Devletin hüküm ve tasarrufunda olup olmadığı konusunda gerekli inceleme yapılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli ve 2020/10 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli ve 2022/1840 Esas, 2023/153 Karar sayılı kararı ile; dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi tarafından 1960, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarına göre yöntemince yapılan inceleme ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu raporu birlikte değerlendirilerek dava konusu 329 parsel sayılı taşınmazın tarımsal amaçlı kullanıldığı, imar-ihyasının yapıldığı, sınırların arazi üzerinde mevcut olduğu, tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir eklemeli olarak davacının nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki şartların sağlandığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... köyünde kain 130 ada 329 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına hâli arazi vasfıyla tespit edildiği ve tespitin 29.04.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.