Logo

1. Hukuk Dairesi2023/364 E. 2023/1793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro çalışmaları öncesinde 20 yıllık zilyetlik koşullarını sağladığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46. maddesi uyarınca iktisap şartlarını taşıdığı gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen Kabul, Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Kayseri ili Kocasinan ilçesi ... Kasabasında bulunan 6712, 12486, 10097 parsellerin 1937 yılından itibaren babası ...’ye ait iken miras yoluyla kendisine intikal ettiğini, malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, vergi kaydı kapsamında olmalarına rağmen kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edildiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmaz değerlerinin düşük gösterildiğini, eksik harcın ikmali gerektiğini, 1963 yılında Hazine adına tescil edildiklerini, zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığını, belirtmelik tutanağında başka şahısların işgalinde olduğunun belli olduğunu, davacının bu yerlere zilyet olmadığının belli olduğunu, 10097 parsel hakkında evvelce kadastro mahkemesinde 1996/410 esas sayılı dosya ile dava açıldığını, yargılama sonucu hazine adına tescil edildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, iktisap koşulları oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kayseri Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine yargılamaya devam eden Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2008 tarihli 2004/15 Esas 2008/105 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 6712 ve 12486 parsellerin tamamı ile 10097 parselin teknik bilirkişi rapor ve ekli krokisinde A harfiyle gösterilen 3.239,00 metrekare yüzölçümlü bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.06.2009 tarihli 2009/1440 E- 2009/3022 K. sayılı kararıyla " .Dava konusu taşınmazlardan 6712 parselin çevresinde bulunan 6711 ve 6715 parsellere ait hüküm dosyaları ile çevre parsellerin belirtmesine esas alınan 1938 tarih 2624,2640,2642 ve 2642 tahrir nolu vergi kayıtları, aynı biçimde uyuşmazlık konusu 10097 parsele komşu 10096 parsele ait hüküm dosyası ve çevresindeki parsellerin belirtmesine esas alınan 1938 tarih 3016, 3060, 3073, 3074, 3081 ve 3084 tahrir nolu vergi kayıtları ile yine iptal ve tescili istenen 12486 parselin çevresinde bulunan 6103, 6104, 6131 ve 6141 parsellere ait hüküm dosyaları ile komşu parsellerin belirtmesine esas teşkil eden 1938 tarih 3627 tahrir nolu ve 6315 parselin belirtmesine esas 1942 tarih 33-1 sayılı vergi kayıtları getirtilerek keşifte uygulamaları yapılmamış ve dava konusu taşınmaz yönlerini nasıl gösterdikleri üzerinde gereği gibi durulmamıştır.

Bundan ayrı; davacı vekili eklemeli zilyetliğe dayanarak istekte bulunmuştur.3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilemeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 1617 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.07.1972 tarihinden sonra davacı, miras bırakanı ve diğer mirasçılar adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açtıkları tescil davaları olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil dosyaları ilgili mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları bakımından gözönünde tutulması gerekmektedir. Mahkemece,06.09.2005 tarihli oturumda davacı adına 66790 m2 ve 33041 m2 yüzölçümünde belgesizden taşınmaz tescili yapıldığı açıklanmış,Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından değişik zamanlarda gönderilmiş bulunan karşılık yazılarda, muris ... ile mirasçılardan davacı ... ile kardeşleri ... ve ... hakkındaki belgesizden kazanılan taşınmazların miktarları farklı şekillerde bildirilmiştir. Bu bakımdan davacı, miras bırakan ve diğer mirasçıların belgesizden kazandığı taşınmazların belirlenmesi konusunda duraksama hasıl olmuştur. Somut olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşulların ve ilkelerin gözönünde tutulmasında zorunluluk vardır.

Diğer yönden, davacı tarafça 10097 parselin tamamı hakkında talepte bulunulmuş, mahkemece teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen bölüm hakkında davanın kabulüne karar verilmiş, diğer bölüm hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi yargılamada vekil ile temsil olunan davalı ... yararına Avukatlık ücretine hükmedilmemiştir.Yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. " gerekçeleriyle incelemeye yönelik bozulmuştur.

3.Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli 2009/358 Esas 2016/189 Karar sayılı kararı ile davacı ... eklemeli zilyetliğine dayandığı murisi ile murisin mirasçıları yönünden aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmazların toplamının 130.794,00 metrekare yüzölçümünde olduğunun belirlendiği, dolayısıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile mülk edinme şartlarının davacı lehine oluştuğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarihli 2017/2877 E- 2021/4165 K. sayılı kararıyla " davacı yararına iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın doğrudan norm sınırının aşıldığı gerekçesine dayalı olarak karar verilmesi isabetli değildir. Diğer taraftan, hükmüne uyulan bozma ilamında, davacı ...' nin murisi ... mirasçıları yönünden zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilmiş olup, bu kişiler yönünden araştırma ve değerlendirme yapılması gerekirken, kök muris ...' nin murisi ... mirasçıları yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle işin esasına girilerek davacı yararına iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden bir değerlendirme yapılarak bu hususta bir karar verilmeli, iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacının murisi ... ve mirasçıları yönünden belgesizden tespit ve tescil edilen tüm taşınmazlar kesin olarak belirlenerek (bu kişiler adına tespit edilen tüm taşınmazların kadastro tutanakları ile hükmen tescil edilen taşınmazlara ait dava dosyaları celbedilmek suretiyle) Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki miktar sınırlamaları dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmelidir." gerekçeleriyle incelemeye yönelik bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2022 tarihli 2021/292 Esas, 2022/402 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 31/07/1963 yılından geriye doğru 3402 sayılı Yasa'nın 46. maddesi gereğince 20 yıllık iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Kayseri ili Kocasinan ilçesi ... köyü 6712, 12486 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 10097 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi Namık Türk'ün 22/03/2007 tarihli raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen ... renge boyalı 3.239 m2 yüz ölçümündeki kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 10097 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın kabulü ile davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesnin yanlış ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün olmadığını, kaldı ki taşınmaz üzerinde davacı tarafın zilyetlikle kazanma koşullarının da oluşmadığını, yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığını, mahalli bilirkişilerin beyanlarının soyut olduğunu, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

46.maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur. "

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda Kayseri ili Kocasinan ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 6273 parsel sayılı 19.155,02 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz 1963 tarihli 699 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, işgalcisinin ... ... ve ... ... olduğu, vergi kayıt fazlası olarak uygulama haritasında 7805 numarada gösterildiği belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş, hükmen ifraz edilmesi sonucu dava konusu 12486 parsel sayılı taşınmaz 11.804,90 metrekare yüz ölçümü ile Hazine adına tescil edilmiştir.

10097 parsel sayılı 11.509,00 metrekare yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz 1963 tarihli 89 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, işgalcisinin ... ... olduğu, 7511 numaralı uygulama haritasında kaldığı belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş, hükmen 23.12.1999 tarihinde tescil edilmiştir.

6712 parsel sayılı 8.323,48 metrekare yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz ise 1963 tarihli 803 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, işgalcisinin ... ... olduğu, uygulama haritasında 6222 parsele isabet ettiği belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.