"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1822 E., 2022/1627 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/413 E., 2020/370 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin hükmü kaldırılarak yerine davanın reddine, davalı lehine maktu vekalet ücreti verilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, Aksu ilçesi, ... mahallesinde bulunan 13160 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1990 yılından beri davacılar tarafından kullanıldığını, taşınmazın vergilerinin davacılar tarafından verildiğini, çekişmeli taşınmazla ilgili kadastro çalışmalarının yapılmadığını, taşınmazın tahsisen Belediyeye verildiğini belirterek dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların zilyetliğinin tespiti ile taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazla ilgili 6292 sayılı Kanun gereği kadastro çalışmaları yapıldığını, davacıların dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliklerini ispatlamaları gerektiğini belirterek, gerekli araştırmaların yapılarak sonucuna göre karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunmuş, davada zamanaşımının geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın cins değişikliğinden önce mera niteliğinde olduğu, bu nedenle zilyetlikle edinilemeyeceği, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın ne zamandır mera olarak kayıtlı olduğu hususunda hiçbir araştırma yapılmadığını, Mahkemece sadece taşınmazın 2005'te meradan çıkarıldığı hususu üzerinde durulduğunu, ancak ne zaman mera olarak tahsis edildiğini ve davacıların murisi tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususunda hiçbir değerlendirme yapılmamasının hatalı olduğunu, bir yerin mera olmasının tek başına davanın red sebebi olmadığını, mera, yaylak, kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamanın hatalı olduğunu, mahkemece celbine karar verilen 1985-1984-1986 tarihli hava fotoğraflarının gelmesinin beklenilmediğini, davacıların gerçekten de çok çok uzun zamandır taşınmazı bizzat ve murisi tarafından kullandıklarını, bu hususun da gerek tanıklar gerek mahalli bilirkişi gerekse de yazılı delillerle ispatlandığını, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taşınmazın zilyetinin davacılar olduğu hususunda ihtilaf olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;davacıların 13160 ada 11 parsel sayılı çekişmeli taşınmazın adlarına tescili istemiyle eklemeli zilyetliğe dayanarak dava açtıkları, çekişmeli taşınmazın 301 sayılı kadastro parselinden geldiği, 301 parselin ise kadastro çalışmalarında mera niteliği ile sınırlandırıldığı, Antalya Kadastro Mahkemesi'nin 1989/667 Esas-1998/195 Karar sayılı ilamıyla mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği ve 14.06.2004 tarihinde mera kütüğüne tescil edildiği, 29.08.2005 tarihinde cins değişikliği ile niteliği tarla olarak değiştirilerek Hazine adına tescil edildiği, davanın açıldığı 29.05.2018 günü itibariyle de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, zilyetlik tapulu olduğu dönem için devam ettiyse de tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin bir hükmünün bulunmadığı açıklanrak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yapılan incelemede, davacının davasının ret sebebine göre AAÜT'nin 7/2 nci maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile hükmün HMK'un 353/b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın reddine, karar tarihindeki AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraflara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Antalya ili, Aksu ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 301 parsel sayılı taşınmaz mera olarak sınırlandırılmış ve kadastro Mahkemesi kararı ile tespit kesinleşmiş, 2004 yılında siciline tescil edilmiş, 29.08.2005 tarihinde meradan tarla vasfı ile Hazine adına kayıtlanmıştır.
Davacılar vekili 29.05.2018 tarihinde, dava konusu taşınmazın ...’ dan satın alındığı ve 1990 yılından beri davacıların zilyetliğinde olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacıların adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 397,80 TL temyiz başvuru harcı ile 427,60 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.