Logo

1. Hukuk Dairesi2023/369 E. 2024/3175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinin kabulünün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasçı sıfatıyla taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin devamlılığı, kadastro öncesi dönemden beri sürdüğü ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1081 E., 2022/1276 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/10 E., 2022/159 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince önceki tarihli kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacıya murisi evvellerinden intikal eden yaklaşık yüz seneyi aşkın bir süreden beri nizasız ve fasılasız tarımsal amaçlı biçimde malik olarak kullanılan çekişmeli taşınmazların Gölova ilçesi, ... köyü kadastro çalışma alanı içerisinde tespit ve tescil edildiği ve kadastro bilirkişileri komşu ... köyünden olduğundan bu yerlerin tarla vasfıyla malikleri bilinmediğinden davalı Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazların Hazine ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını belirterek çekişmeli 101 ada 173 ve 314 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı 17.10.2019 tarihli dilekçesinde, dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaralarının yanlış yazıldığını, iddianın konusu taşınmazların 101 ada 316 parsel ve zeminde bir bütün halinde kullanılan 101 ada 338 ve 341 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirterek maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili iştirak ettiği oturumlarda, davacının iktisaba elverişli zilyetlik süresi ve kazanım şartlarını sağlayamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2020 tarih ve 2017/381 Esas - 2020/209 Karar sayılı kararı ile; davacının 101 ada 173 ve 314 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak dava açtığı, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ibraz ederek davasını 101 ada 316, 338 ve 341 parsellere yönelttiği, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, dolayısıyla başlangıçta dava konusu 101 ada 314 ve 173 parsel sayılı taşınmaz dışında başka bir taşınmazın dava konusu haline getirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 10.12.2020 tarih ve 2020/790 Esas, 2020/701 Karar sayılı kaldırma kararında; '' Davaya konu edilen 101 ada 316, 338 ve 341 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, bu taşınmazların dava dilekçesinde ilk aşamada belirtilen 101 ada 173 ve 314 parsel sayılı taşınmazlara da komşu olduğu, davacı tarafından hasmın doğru gösterildiğini, ancak dava dilekçesinde parsel numaralarının yanlış yazıldığı, taşınmazların ada ve parsel numaralarının maddi bir hata sonucu yanlış yazıldığının anlaşıldığı, bu durumda yanlışlığın ıslah yoluna başvurulmaksızın her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu düşünülerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekçesiyle'' önceki tarihli kararın kaldırılmasına hükmedilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı yararına çekişmeli taşınmazlar üzerinde irsen intikalen zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; çekişmeli 101 ada 316, 338 ve 341 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karara esas alınan Jeodezi ve Fotogrametri bilirkişi raporunda 1973, 1976 tarihli ve 2004 tarihli üç adet hava fotoğrafı incelenmiş olsa da raporda gerekçelendirme yapılmadan yalnızca taşınmazlarda kullanım olduğuna dair kanaate yer verildiğini, oysa bu kanaate nasıl varıldığı, açıklanmadan bilimsel temelden uzak biçimde rapor tanzim edildiğini, buna rağmen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, dava konusu taşınmazlara ilişin zilyetliğin ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, kesintiye uğrayıp uğramadığı, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ekonomik amacına uygun bir zilyetlik olup olmadığı hususlarının net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, tarla vasfında olan taşınmaz üzerine ev yapılması, ağaç dikilmesi, kendiliğinden yetişen otların biçilmesinin ekonomik amaca uygun bir zilyetliğin varlığı için yeterli olmadığını ayrıca incelenen hava fotoğrafları arasında uzun yıllar olması zilyetliğin devam edip etmediği hususunda tereddüt oluştuğunu, öte yandan zilyetliğin terki konusunda da araştırma yapılmasını gerektiğini, yine davanın zilyetliğe dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil davası olması karşısında kök mirasbırakanda dahil olmak üzere davacı ve miras bırakanlarının belgesizden edindiği taşınmaz miktarı konusunda gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verildiğini belirterek kararır kaldırılmasını talep etmiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; çekişmeli taşınmazların kadastro tespiti sırasında da tarla vasfıyla tespit edildiği, halen bu nitelikte oldukları, öncesinde davacının babası, sonrasında ise davacı tarafından kullanıldığı, zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğunun tespit edildiği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14'üncü maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713'üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda Sivas ili, Gölova ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 316, 341 ve 348 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazlar 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tüm aramalara rağmen, mülkiyet hususunda herhangi bir müracaat bulunmadığı, muhtar ve bilirkişilere ısrarlı sorulmasına rağmen malik ve zilyedinin bilinmediği gerekçesiyle Hazine adına tespit edilmiş, tespitler 01.07.2008 tarihinde kesinleştirilerek taşınmazlar Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.