Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3711 E. 2024/1499 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakılan bir yerin tescili davasında, 20 yıl süreyle nizasız ve fasılasız zilyetlik koşulunun oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce aynı taşınmaz için açtığı hükmen tescil davasının reddine ilişkin kesinleşmiş karar bulunması ve bu karardan sonra 20 yıllık hak düşürücü süre dolmadan tekrar dava açması sebebiyle, nizasız ve fasılasız zilyetlik koşulunun oluşmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/201 E., 2023/98 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesin'ce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 14.04.1966 tarihli satış senediyle iktisap ettiği ve o tarihten beri zilyetliğini aralıksız sürdürdüğü sınırları belirtilen taşınmazın davacı adına hükmen tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının her yönü ile haksız ve dayanaksız bir dava olduğunu, öncelikle kesin hüküm itirazında bulunduklarını, dava konusu taşınmaz ile ilgili yargılama yapıldığını ve red ile sonuçlandığını, davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğunu belirtip haksız ve dayanaksız davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın Belediye yönünden husumetten reddi gerektiğini, davaya konu muhatabın Maliye Hazinesi olduğunu, Belediyenin taraf sıfatı olmadığını, aksi halde davanın esası incelenerek reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, Ayvacık ilçe sınırları kapsamında kaldığı gerekçesiyle Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 28.10.2020 tarih ve 2016/17122 Esas, 2020/4882 Karar sayılı ilamı ile; " Mahkemece öncelikle, dava tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1 inci maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırlarının tüm ilin idari sınırları olacak şekilde genişletilmiş olması nedeniyle davacıya, davasını ...'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığından savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde toplanmalı ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek (ve özellikle her iki tarafında tutunduğu Edremit 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/91-2006/618 Esas, Karar sayılı bozma ilamı sonucunda aynı Mahkemenin 2007/482-676 Esas, Karar sayılı dosya içeriği ve bu dosya içerisinde bulunan 01.07.2005 tarihli keşif krokisi de uygulanmak suretiyle kesin hüküm itirazları da dikkate alınarak) sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ...'in 2005 yılında hükmen tescil davası açarak taşınmazın tescilini istediği ancak yapılan yargılama sonucunda verilen red kararının 02.03.2009 tarihinde kesinleşmesinden itibaren davasızlık şartının gerçekleşmesi için 20 yıl beklemesi gerekirken 2005 yılında hükmen tescilini istediği alan ile ilgili eldeki davayı 20.03.2015 tarihinde açmış olduğu, davacının davasının, 20 yıl süre ile nizasız fasılasız zilyetlik koşulunun oluşmadığı kanaatine varıldığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargıdaki görüş değişikliğinin davacı aleyhine mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğunu; davacının Hazineye karşı açtığı davanın zamanaşımını kesmeyeceğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14'üncü ve 17'inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'inci maddesi

3. Değerlendirme

3.1. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

3.2 Çekişmeli taşınmaz, yörede 1986 yılında yapılan kadastro sırasında " dere yatağı" olarak tescil harici bırakılmıştır.

3.3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve bozmaya uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Bakiye 247,70-TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,26.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.