Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3878 E. 2024/4414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, iradesinin sakatlanması suretiyle yapılan bağış işleminin iptali talebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının iradesinin sakatlanıp sakatlanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iradesinin sakatlandığı iddiasını destekleyen delillerin bulunmaması ve davacının hukuki ehliyetinin mevcut olduğunun tespit edilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1246 E., 2023/849 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/237 E., 2021/122 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 1933 doğumlu olup 84 yaşında olduğunu, bu itibarla melekelerinde doğal bir zayıflığın söz konusu olduğunu, eşi ile Çanakkale Merkez ... köyünde ikamet etmekte iken eşi ...'ın 21.05.2016 tarihinde öldüğünü, iki oğluyla uzun yıllardan bu yana görüşmediğini, bu nedenle eşinin vefatı, yaşının ve sağlık durumunun da olumsuz etkisi ile büyük bir manevi boşluğa düştüğünü, bu aşamada davalı Derneğin Çanakkale Şubesindeki yöneticileri ile görüştüğünü ve dernekle işlem yapması halinde kendisinin tüm sorunlarının çözüleceği, bakımı için her türlü desteğin hayata geçirileceği, ölünceye kadar mülkünün maliki olacağı vs. sözleri verilince, içinde bulunduğu müzayaka halinin de etkisi ile bu işlemin yasal detaylarına dikkat etmediğini ve dernek yöneticilerinin insiyatifi ile maliki bulunduğu 202 ada 10 parsel taşınmazının intifa hakkı kendisinde kalmak üzere davalı Derneğe bağış yolu ile devrettiğini, sayılan gerekçelerle iradesi ile beyanı arasında hataya düşürüldüğünü ve kendisini güvenceye alacağını düşünerek yaptığı bir işlemle bunun tam aksi bir sonuç doğduğunu, müzayaka halinin etkisi ile yanlış yaptığını gördüğü işlemin iptalini ve tapusunun kendisine geri verilmesini talep ettiğini, ancak bu talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek hata-hile-gabin sebebine dayalı olarak davalı Dernek adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların haksız, geçersiz ve dayanaksız olduğunu, davacının tüm sorunlarının çözüleceği, bakımı için her türlü desteğin hayata geçirileceği sözü verildiği için dava konusu taşınmazını Derneğe bağışladığı iddiasının doğru olmadığını, Derneğin davacının bakımı için destek vermek gibi bir işlevi olmadığı gibi, tüzüğü gereğince de böyle bir hizmet vaat etmesinin mümkün olmadığını, Derneğin amacının gençlerin eğitimine destek olmak olduğunu, davacının, taşınmazını sağlığı boyunca kullanmak, kiraya vermek, semeresinden istifade etmek ve bu tür tasarrufları kendisinde olarak intifa hakkını uhdesinde tutarak, çıplak mülkiyetini davalı Derneğe bağışlamak istediğini ve işlemin de bu isteği doğrultusunda gerçekleştirildiğini, dava dilekçesinde davacının "müzayaka halinin etkisiyle" bu işlemi yaptığı iddiasının hukuken izah edilebilir bir yönünün olmadığını, davalı Dernek davacının malını sanki davacının ekonomik darlık ve sıkıntı (müzayaka) içinde olmasını fırsat bilerek değerinden düşük bir bedelle satın almış gibi "müzayaka" gerekçesine dayanılmasının anlamsız olduğunu, dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin kayıtsız şartsız bağışlandığını, TBK'nın 295 inci maddesinde düzenlenmiş olan bağıştan dönme hallerinin hiçbirinin olayda söz konusu olmadığını, bu nedenle bağıştan dönmenin de hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli ve 2017/237 Esas, 2021/122 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, resmi sözleşmede mevcut irade beyanının davacının gerçek iradesi olmayıp kendisine intifa hakkı tanınmak suretiyle çıplak mülkiyet bağışı yapma iradesini hiçbir zaman taşımamış olduğu kanaatine varıldığı, sözleşme yapılırken 83 yaşında olduğu, manevi dünyasında yaşlılığa ve özel hayatına bağlı olarak yalnızlık çektiği, iradesinin sakat olduğu yönündeki iddianın bu bağlamda ispatlanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iddianın genişletilmesine muvafakatleri olmadığı ve dilekçeler teatisinde ileri sürülmediği halde iyi görmeme iddiasına dayalı karar ikame edilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacının ayırt etme gücünün bulunmadığı iddiası ile işbu davayı ikame ettiğini, davacının iddiaları arasında iyi görmemenin yer almadığını, davalının (ÇYDD), "Kamu Yararına Dernek" statüsünde olup taşınır/taşınmaz dernek mallarının kamu malı sayıldığını, Dernekler mevzuatı gereği dernek mallarını korumaları, usul ve hukukun uygulanmasını sağlamaları gerektiğini, haricen öğrenildiği üzere davacı tarafından bilinçli ve hür iradesiyle yapmış olduğu bağıştan sonra çocukları tarafından yoğun baskı altında tutulduğu ve bağışın geri alınması hususunda yönlendirme yapıldığını, davacının intifa hakkını saklı tutarak çıplak mülkiyetli taşınmaz hakkında bağış tesis ettiğini, intifa hakkı kapsamında davacının oturma, kullanma ve yararlanma hakkının devam ettiğini, iddia edildiği üzere bir mağduriyetin mevcut olmadığını, davacının kendisine bakılacağı inancıyla hareket ettiği, yanılgıya düştüğü iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, taşınmaz bağışında; tapu memurunun tarafları bağış hakkında sözlü olarak aydınlatmakta, devamında taraflarca resmi senet okunmakta ve imzalanmakta olduğunu, davacının iyi göremediği gerekçesiyle bağışlama sözleşmesinin geçersizliğine ilişkin ikame edilen kararın somut olayın değerlendirilmesine, usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacının çıplak mülkiyeti bağışta hataya düştüğü veya iyi görmediği iddiasının bağıştan kurtulmaya yönelik gerçeğe aykırı beyanlar olduğunu, kesinlikle kabul etmemekle birlikte, taşınmaz bağışlama işleminde resmi senedin kesin delil niteliğinde olup geçersizliğinin aynı nitelikte bir delille ispatı gerektiğini, davacının yaptığı işlem itibariyle ayırt etme gücünün bulunduğunu ve bağışlama iradesiyle hareket ettiğini, bağışlamayı, müvekkili derneğin kabul ettiğini ve bağış sözleşmesinin kurulduğunu, bağışlayanın bağışının müvekkili dernek tarafından kabulü ve tapuda resmi senedin düzenlenmesi ile tarafları bağladığını, bilirkişi raporu ile davacının ayırt etme gücünün bulunduğunun sabit olduğunu, kesinlikle kabul etmemekle birlikte görme engelinin, tapuda resmi senetle devir usulü de göz önüne alındığında neticeye etkisi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.05.2023 tarihli ve 2021/1246 Esas, 2023/849 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz davacı tarafından davalı Derneğe kayıtsız, şartsız bedelsiz olarak bağışlanmış olup bağış karşılığında davalıya davacının sorunlarının çözülmesi, bakımı için her türlü desteğin hayata geçirilmesine dair yüklenmiş bir mükellefiyet bulunmadığı gibi; Mahkemece dinlenen davacı tanıklarının bağış işlemine ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafından davalı Dernek tarafından bağış karşılığında davacının tüm sorunlarının çözüleceği, bakımı için her türlü desteğin verileceği vaadinde bulunularak bağış işleminde iradesinin sakatlandığı iddiasının da dosya kapsamında toplanan delillerle ispatlanmadığı, bu itibarla iddianın ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece dosya kapsamına uygun düşmeyen resmi sözleşmedeki iradesinin davacının gerçek iradesi olmayıp kendisine intifa hakkı tanınmak suretiyle çıplak mülkiyet bağışı yapma iradesini hiçbir zaman taşımadığı, davanın kabulüne dair kararın yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyip davacının eşinin ölümü itibari ile sözleşme tarihine kadar tam bir duygusal boşluğa düşmüş olduğunu, etki altında kalmasının çok kolay hale geldiğini, bu hususların gerek dinlenen tanık beyanları ve gerekse de alınan sağlık kurulu raporları ile sabit olduğunu, çocuklarının kendisine karşı olağan dışı olumsuz tutumlarının onun bu durumunu çok ağırlaştırdığını, davalı kurum temsilcilerinin de onun bu durumundan yararlanarak davacıyı aldattıklarını, dernek yöneticilerinin bir anlık samimi davranışları ve acılarına ortak olmuş gibi takındıkları tavırlar ile onların istemi gibi hareket ettiğini, yoksa bu yaşta bir kişinin tek güvencesi olan evini hiçbir bedel almadan devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin davacıyı bizzat gözlemleyerek verdiği kararın doğru olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik, hata, hile ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 28, 30, 36/1 ve 39 uncu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı; 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 9 uncu, 10 uncu, 13 üncü, 15 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu 202 ada 10 parsel sayılı, 267 m2 miktarlı, arsa vasıflı taşınmazını 05.10.2016 tarihinde -intifa hakkının tamamını süresiz üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetinin tamamını- davalı ... Derneğine kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak bağışladığı, davalı Dernek adına da Fatma Kaynaş'ın temsilen beyanlar ve irtifak haklarının varlığını bilerek ve hukuki sonuçlarını kabul ederek bu bağışı aynı şartlarla kabul ettiği, adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan raporda davacının hukuki ehliyeti haiz bulunduğunun belirtildiği, davacının dosya temyiz aşamasında iken 09.10.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL harcın temyiz edenden (mirasçılarından) alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.