"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/25 E., 2023/966 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/161 E., 2020/217 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; kardeşi ve babası ile birlikte taşınmaz alım-satım işi ile uğraştığını, davalı ile aralarında daha önceden bir kaç kez taşınmaz alım-satım işi olması nedeni ile güven ilişkisinin oluştuğunu, dava konusu taşınmazın da davalıya satışı hususunda davalı ile anlaşmaya vardıklarını, davalının satış bedelini hazırlayamadığını, bir kaç gün sonra vereceğini söylemesi üzerine önceden yapılan alışverişlerde oluşan güven ilişkisine dayanarak tapuda satış işlemini yaptığını, fakat davalının satış bedelini vermediğini, genç ve deneyimsiz bir üniversite öğrencisi olduğunu, davalının bu durumdan faydalandığını ileri sürerek hile hukuki sebebine dayalı olarak tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacı ile aralarında daha önceden herhangi bir taşınmaz alım-satımı olmadığını, dava konusu taşınmazın satış bedelini davacıya ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2020 tarihli ve 2016/161 Esas, 2020/217 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları itibariyle davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazın satış bedelini ödememek için tehdit ve yağma iddialarıyla davacının babası ve kardeşi hakkında suç isnat ettiğini, fakat ceza davasının beraatle sonuçlandığını, ceza dosyasına ilişkin şikayetlerin, kendileri tarafından bu davanın açılmasından sonra yapıldığını, davalının satış bedelini tapuda verdiğini iddia ettiğini, fakat sonrasında Mudanya'daki evinde ödemeyi yaptığı şeklinde iddiada bulunduğunu, ceza dosyasındaki HTS raporlarından davacının satış günü Mudanya'ya gitmediğinin anlaşıldığını, davalının satış bedelini ödemediği hususunu toplanan delillerle ispatladıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ve 2021/25 Esas, 2023/966 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi işlem senedinde bedelin nakden ve peşin olarak tahsil edildiğinin belirtildiği, ispat yükünün davacıda olduğu ve davacı tanıklarından ... ile ...'ın davacının birlikte taşınmaz alım-satım işi yaptığı ortakları ve baba ile kardeş şeklinde akrabalık bağı bulunan kişiler olduğundan, davanın sonucunun bu kişiler hakkında da sonuç doğurması nedeni ile bu tanıkların beyanına itibar edilemeyeceği, davalı tanıklarının ise istikrarlı ve tutarlı şekilde davalının 240.000,00 TL'yi nasıl temin edip topladığı ve davacı ile ortaklarına ne zaman, nerede, ne şekilde ödediğini ayrıntılı bir şekilde belirtmeleri nedeni ile bu beyanlara itibar edilebileceği anlaşıldığından davacının davasını ispatlayamadığı, davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun (TBK) 36 ncı, 39 uncu ve 237 nci maddeleri.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 200 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bilindiği üzere; ″hile″ (aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1 inci maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Aynı Kanun′un 36/2 nci maddesi uyarınca da, üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde sözleşmeyle bağlı değildir.
Belirtilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden ; çekişme konusu 6763 ada 270 parsel sayılı, 11.356,96 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın 3125/5862 payı davacı ... adına kayıtlı iken 18.03.2016 tarihli satış işlemi ile davalı ...'a 60.000 TL bedelle devredildiği, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan akit ve dava tarihindeki değerinin 605.433,00 TL olduğu, davacı tarafından davalı ile aralarında bir kaç kez taşınmaz alım satım işi olduğu, bu nedenle aralarında bir güven ilişkisinin oluştuğu, dava konusu taşınmazın satışı konusunda da davalı ile anlaştıkları, ancak davalının satış bedelini bir kaç gün sonra ödeyeceğini söylemesi üzerine aralarındaki güven ilişkisine dayalı olarak taşınmazı davalıya temlik ettiği, fakat satış bedelinin ödenmediği ileri sürülerek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemli olarak eldeki temyize konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3.Hemen belirtmek gerekir ki ; tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller itibariyle davacının, maliki olduğu çekişme konusu taşınmazdaki payını satış iradesinin bulunduğu, iradesinin bu konuda hile ile fesada uğratıldığı idddiasının dinlenemeyeceği göz önüne alındığında tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Ne var ki; taşınmazın gerçek bedelinin ödendiği hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200 üncü maddesi gereğince senetle ispat edilmesi gerektiği, tanık beyanları ile bu iddianın ispatlanamayacağı gözetildiğinde davalı tarafından bedelin ödendiğinin ispatlandığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
5. Hal böyle olunca ; dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin ( resmi senette gösterilen 60.000 TL'nin ödendiğinin kabulü gerektiği göz önünde bulundurularak, fazla miktarın) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Yatırılan peşin harcın temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.