Logo

1. Hukuk Dairesi2023/389 E. 2023/2219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile satılan taşınmazın, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve adına tescili istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek, HMK'nın 370. maddesi uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11/04/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... ... v.d. vekili gelmedi yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davacının maliki olduğu 216 parsel sayılı taşınmazın satışı için davalılardan Sınırlı Sorumlu ... ... Kooperatifi yetkililerini ... 3.Noterliğinin 19/01/1993 tarihli ve 1460 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, davalılardan ... Işıktaş ve ...'in davacıya ait dava konusu taşınmazı 29.03.2018 tarihinde dava dışı ... ...'e 7.000 TL bedelle sattığını, bu işlemden davacının haberinin olmadığını, dava dışı ... ...'in de taşınmazı 02.04.2018 tarihinde diğer davalı ...'e 20.000 TL bedelle devrettiğini, satıştan herhangi bir bedel elde etmediğini, davalı ...'in 20.000TL satış bedeli ödemesi karşısında iyiniyetli sayılamayacağını, davalıların el ve ... birliği içerisinde hareket ettiğini, davacıyı zarara uğrattıklarını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm takyidatlardan arındırılarak davacı adına tesciline, aksi takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili, davalının dava dışı 217 parselde ikamet ettiğini, 216 parsel sayılı taşınmazı da anılan taşınmaza komşu olması nedeni ile satın aldığını, diğer davalılar ile bir ilişkisinin bulunmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

2.Davalılar ... ve ..., SS ... ... Koop nin 02.01.1992 yılında kurulduğunu, kurucu ortaklarının ...olduğunu, davacının 4 yıl süre ile Yönetim Kurulu Yedek üyesi olarak seçildiğini, dolayısıyla Kooperatifin ... ... tarafından kurulmadığını, dava konusu taşınmazın ... ... tarafından teminat olarak SS ... ... Koop.ne verildiğini, teminat olarak Kooperatife verilen taşınmazın davacı adına tescil edilmesinin Kooperatif üyelerinin tasarrufu olup bu nedenle davacıdan Kooperatif adına vekaletname alındığını, Kooperatife teminat olarak verilen taşınmazın asıl sahibine iade edilmesinde ve devamında yapılan satış işleminde hiçbir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının en başından itibaren bu durumdan haberdar olduğunu, bu durumun Kooperatif kayıtlarıyla da sabit olduğunu, taşınmaz Kooperatife ait olduğu için davacının Kooperatif yetkililerine vekalet verdiğini, ... ... Kooperatifinin taşınmazın sahibine iade edilmesi amacıyla ihya edildiğini, davacının bu durumdan da haberinin olduğunu, 10/03/2018 tarihli genel kurulda alınan kararlara karşı ihtirazi kayıt koymadığını, vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasının gerçek dışı olup asıl davacının güveni kötüye kullandığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile dava dışı ... ...'in dava konusu 216 parseli Kooperatife teminat olarak verdiği, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/340 Esas 2017/393 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın ... ...'e iade edilmesi işlemine münhasır olarak dava dışı S.S ... ... Kooperatifinin ihyasına karar verildiği, 10/03/2018 tarihli ... ... Kooperatifinin ihyasına yönelik 2018 yılı olağanüstü genel kurul toplantısında oy birliği ile Kooperatifin ihyasına karar verildiği, hazirun listesinde davacı ...'in de imzasının bulunduğu ve vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 14/01/1993 tarihinde dava dışı ... tarafından davacıya temlik edildiğini, davacının da üyesi olduğu dava dışı ... ... Kooperatifinin 11/10/1992 tarihli genel kurul toplantısında dava konusu taşınmazın Kooperatifin gerçekte almayı vaad ettiği Dikili ilçesindeki taşınmazların hukuki ihtilaflar neticesinde alınamaması nedeni ile teminat olarak verilmesine; Dikili’de bulunan taşınmazların Kooperatif adına tescili sağlandıktan sonra dava konusu taşınmazın iade edileceğine karar verildiğini, aradan geçen sürede Kooperatifin Dikili’deki taşınmazları alamadığını, davacının Kooperatif üyelerinin herhangi bir hak kaybına uğramaması için dava konusu taşınmazın her yıl vergilerini ödeyerek söz konusu taşınmazı uhdesinde tuttuğunu, davacının ve diğer üyelerin Kooperatife ödemiş oldukları paraların teminatı olması açısından dava konusu taşınmazın önem arz ettiğini, dava konusu taşınmazın geri alınması amacıyla ... Asliye Ticaret Mahkemesine başvurularak kooperatifin ihya edildiğini, Kooperatife yapılan masraf ve ödemelerin göz ardı edildiğini, Kooperatif üyeleri bilgilendirilmeden Kooperatifin ihyasının sağlandığını, son genel kurul toplantısında da dava konusu taşınmazın iade edileceği hususu bildirilmeyerek sadece toplantıya gelindiğine dair imza istendiğini, davalılardan ...’nin Kooperatifin yeni üyelerinden olduğunu, durumu bilmeme olasılığının bulunmadığını, vekaletnamenin 1993 yılında düzenlendiğini, aradan geçen zamanda davacı tarafından varlığının dahi unutulduğunu, davalıların iddia ettikleri hususlar doğru kabul edilse dahi davacının yeni bir vekaletname düzenlemesi veya işlemin kendisi tarafından yapılması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazları tekrar ederek ve istinaf incelemesinde dava konusu taşınmazın devrine ilişkin Kooperatif kararının usulüne uygun olarak alınmış olup olmadığı irdelenmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ... Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

2. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

3. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu Yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.