"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, alacak, sözleşmenin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, alacak davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 28/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili Avukat ... Açı ile temyiz edilen birleştirilen davada davacı asil ..., temyiz edilen asıl(karşı) davada davacılardan ... ve vekilleri Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar ... ve ..., mirasbırakan anneleri ...'un erkek evladını kayırmak ve kız çocuklarını mirastan mahrum etmek amacıyla Ankara'daki dava konusu 5974 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamı ile Isparta'daki iki adet taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya vermeyi vaadettiğini ve Ankara'daki taşınmazı temlik ettiğini, davalının mirasbırakana ait banka hesaplarındaki parayı çektiğini, Isparta'daki taşınmazların kiralarını aldığını ileri sürerek 5974 ada 10 parselin ½ payının tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkisine, banka hesaplarından ve kiralardan payına isabet eden bedelin tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında kira alacağı isteklerini ... terk etmişlerdir.
2. Birleştirilen davanın davacısı ..., aynı gerekçelerle ölünceye kadar bakma sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile iptalini ve davalı adına kayıtlı 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, banka hesaplarından ve kiralardan payına isabet eden bedelin tahsilini istemiş, yargılama sırasında kira alacağı isteğini ... terketmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ..., sözleşmenin gereğini yerine getirdiğini, mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma gibi bir amacı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.03.2013 tarihli ve 2009/196 E., 2013/76 K. sayılı kararıyla, asıl ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil- tenkis- sözleşmenin iptali isteklerinin reddine, mirasbırakanın bankadaki hesabından davalı oğlu tarafından çekilen para nedeniyle alacak isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 26.05.2016 tarihli ve 2016/7800 E., 2016/6424 K. sayılı kararıyla; ''...somut olayda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilke ve esaslar uyarınca araştırma yapılması, murisin temlik tarihindeki tüm malvarlığının eksiksiz saptanması, ondan sonra aynı sözleşme ile davalıya devrettiği Isparta ilinde bulunan 1095 ada 18 parseldeki 5 no.lu bağımsız bölüm ve 769 ada 5 parsel sayılı taşınmazların yerinde keşif yapılarak değerinin saptanması, yine mirasbırakan üzerinde kalan Isparta'daki 430 ada 28 parseldeki murisin payının karşılığı ile 2515 ada 180 ve 2154 ada 191 parsel sayılı taşınmazların da aynı yöntemle değerlerinin belirlenmesi, sözleşmeye konu her üç taşınmazın tamamı ile temlik dışı taşınmazlar kıyaslanarak yapılan temlikin makul ölçüler içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, toplanacak deliller, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairenin 18.10.2017 tarihli ve 2017/2 E., 2017/5540 K. sayılı kararıyla, karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02.04.2019 tarihli ve 2017/579 E., 2019/115 K. sayılı kararıyla, asıl ve birleştirilen davada tapu iptali tescil-tenkis-sözleşmenin iptali isteklerinin reddine, alacak isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar vekili ve birleştirilen davada davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 25.05.2021 tarihli ve 2019/3022 E., 2021/2806 K. sayılı kararıyla; ''...Dosya içeriği ve toplanan delillerden, bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporlarından; ölünceye kadar bakma akdine konu olan ancak tapuda ferağı verilerek davalıya devredilmeyen 1095 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölüm ile 769 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibari ile değerleri toplamının 821.062.79 TL, yine ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya devredilen dava konusu 5974 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin ise 406.696.00 TL olduğu, murisin adına kayıtlı dava dışı 28- 180 ve 191 parsel sayılı taşınmazların toplam değerlerinin ise 486.996.28 TL olarak belirlendiği, bu durumda murisin adına kayıtlı olan taşınmazlar ile ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya verilen taşınmazların değerleri arasında makul oranın aşıldığı, murisin diğer mirasçıları olan kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı olarak hareket ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca asıl (karşılık) davada davacılar ... ve ...’nın tapu iptali ve tescil isteğinin, birleştirilen davada davacı ...’nin tapu iptali ve tescil ile sözleşmenin iptali taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.12.2021 tarihli ve 2021/576 E., 2021/164 K. sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle asıl(karşılık) ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil isteğinin, birleştirilen davada ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali talebinin kabulüne, asıl(karşılık) ve birleştirilen davada alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; son bozma ilamında mirasbırakanın malvarlığı değerini toplamada ve malvarlığının tespitinde hata yapıldığını, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin makul oranda, hukuka uygun olduğunu, mirasbırakanın tüm terekesinin dikkate alınmadığını, taraflar arasında imzalanan mirasbırakan babalarının vefatı üzerine miras taksim sözleşmesi imzalandığını, devrin temel dayanağının bu sözleşme olduğunu, mirasbırakana bakıp gözettiğini, davacıların iddiasının ispatlanamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis, tazminat, birleştirilen davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali, tapu iptali ve miras payı oranında tescil, tazminat isteklerine ilişkin olup ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı asıl davanın tefrikine karar verilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer(TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun;
"Taleple bağlılık ilkesi" başlıklı 26. maddesi şöyledir:
"(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır."
3. 6100 sayılı Kanunu'nun 297. maddesinin ikinci fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Kanun maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, asıl ve birleştirilen dava yönünden yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Ancak, somut olayda; dava konusu taşınmazın tamamının davalı adına kayıtlı olduğu, 1/2 (4/8) payın kendisine ait olduğu, 1/2 (4/8) payını ise mirasbırakandan temlik aldığı gözetilerek davalının mirasbırakandan gelen 1/2 (4/8) payı üzerinden her bir davacının veraset ilamındaki miras payı (1/4) esas alınmak suretiyle davacıların her birine 1/8 pay verilip kalan 5/8 payın da davalı üzerinde bırakılması gerekirken, talepten fazlasına hükmedilerek her bir davacıya dava konusu taşınmazda 1/4 pay verilip davalı üzerinde 1/4 pay bırakılması doğru değildir.
Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Mahkeme kararının;
Hüküm fıkrasının 1-A) bendi çıkartılarak yerine 1-A) bendi olarak "Ankara ili Keçiören ilçesi ... Mah. 5974 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının 2/8 oranında iptali ile 1/8 payının davacı ..., 1/8 payının davacı ... adına kayıt ve tesciline," cümlesinin yazılması,
Hüküm fıkrasının 2-A) bendi çıkartılarak yerine 2-A) bendi olarak "Ankara ili Keçiören ilçesi ... Mah. 5974 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının 1/8 oranında iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren ve 28/06/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.