"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/174 E., 2022/550 K.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen asil ve vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava dışı arkadaşı ... ile internet aracılığıyla temizlik işlerinin olduğunu ilan eden davalılardan ...'a ait Mavi Yachting Yat Kiralama isimli işyerine giderek temizlik işlerini yaptıklarını, temizlik işinden sonra davalılardan ...'ın kendisine ait işyerinde çalışma teklifini kabul ederek on gün kadar çalıştığını, bu esnada ekonomik yönden zor durumda olması nedeniyle 10.06.2010 tarihinde dava konusu 497 ada 91 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payının satışı için bu süre zarfında güvenini kazanan davalı ...'ın yönlendirmesi ile davalı ...'ı vekil kıldığını, ancak dolandırılabileceğinden şüphelenerek ertesi gün davalı ...'ın işyerine giderek satıştan vazgeçtiğini beyan ettiğini, davalı ...'ın araya hafta sonunun girdiğini, Pazartesi günü tapuyu ya da parasını alabileceğini beyan ederek kendisini ikna ettiğini, Pazartesi günü (14.06.2010) tapuya gittiğinde taşınmazdaki payının 11.06.2010 tarihinde davalı ...'a temlik edildiğini öğrendiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; taşınmazı bedeli karşılığında aldığını, iyi niyetli alıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.11.2014 tarihli ve 2010/332 Esas, 2014/700 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar vekil olan davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı sabit ise de devralan davalı ...'ın vekil ile çıkar ve iş birliği içerisinde hareket etmediği, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olmadığı, 4721 sayılı TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairenin 02.07.2019 tarihli ve 2015/15321 Esas, 2019/4277 Karar sayılı kararıyla; " ... Somut olaya gelince; İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/308 Esas sayılı dava dosyasının 19.06.2013 tarihli celsesinde tanık sıfatıyla dinlenen davalı ...’in ifadesinde; vekaleti gördüğünü, daha sonra diğer davalı ...’e haber verdiğini, tarafların daha sonra anlaştıklarını ve sözleşme yaptıklarını belirtmesine karşın vekaletname tarihinin 10.06.2010, sözleşme tarihinin ise 09.06.2010 olduğu, yani vekaletnamenin sözleşme tarihinden sonraki tarihte düzenlendiği, Mahkemece, davacının delil olarak dayandığı davalılar ... ve ...’ın imzasını taşıyan 09.06.2010 tarihli gayrimenkul alım-satım ve komisyon sözleşmesi davalı ... yönünden iyi niyet açısından değerlendirilmeden, yine dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle gerçek değeri keşfen belirlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; mahallinde usulüne uygun keşif yapılarak dava konusu taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin belirlenmesi, davalılar arasında el ve işbirliği olup olmadığı hususunun tarafların ceza davasındaki ifadeleri de gözetilerek değerlendirilmesi, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle karar bozulmuş,
bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 497 ada 91 parselde kayıtlı taşınmazda davacının 1/4 hisse sahibi olduğu, İzmir 20. Noterliğinin 10.06.2010 tarih, 011341 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazdaki hissesinin veya taşınmazın tamamının satışı hususunda davalılardan ...'ı vekil tayin ettiği, davalı ...'ın aldığı vekaletnameye istinaden davacıya ait 1/4 hisseyi davalılardan ...'a 11.06.2010 tarihinde tapuda satış yaparak devrettiği, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile o tarihte 35.000,00 TL değerde olduğu tespit edilen taşınmazın tapudaki resmi devir bedelinin 40.000,00 TL olduğu, davalı ... tarafından taşınmazın satın alınması sırasında 10.000,00 TL kapora ödendiği, ayrıca davalı ...'ın Akbank .... Şubesindeki hesabından 40.000,00 TL'yi vekil davalı ...'ın hesabına gönderdiği, bu şekilde davalı ... tarafından taşınmaz karşılığında 50.000,00 TL ödenmiş olduğu, davalı ...'ın taşınmazı kötüniyetle edindiğine dair davacı yanca sunulmuş bir delil bulunmadığı, dava konusu hissenin satışına esas olmak üzere verilen vekaletnamenin davacının iradesi doğrultusunda düzenlendiği, sahteliği ya da geçersizliği iddiasının bulunmadığı, her ne kadar davalılar .... ve ... hakkında açılan kamu davası sonucunda davalı sanıkların dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de davalı ...'in taşınmazın bedelini ödeyerek dava konusu taşınmazda malik olduğu, diğer davalılar ile el ve iş birliği içerisinde kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair kanıt bulunmadığı, bu nedenle iyi niyetli olarak kabulü gerektiği ve her ne kadar davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı sabit ise de vekalet ilişkisinde 3. kişi olan davalı ...'in vekil ile çıkar ve iş birliği içerisinde veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gereken kişi konumunda olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri belirlenirken hatalı hesaplama yapıldığını, bu şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, Yerel Mahkemece hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek tahkikatın bittiği ve sözlü yargılama aşamasına geçildiği bildirilmeden davanın reddine karar verildiğini, Yerel Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma ilamına uygun yargılama yapılmadığını, gerekçeli kararda tarafların ceza dosyasındaki ifadelerine dair değerlendirmeye yer verilmeksizin önceki kararın kelime kelime aynı şekilde yazılması suretiyle kararın tekrarlandığını, davalı ...'in mahkeme huzurunda ve hazırlık aşamasında verdiği ifadeler arasında çelişki bulunduğunu, emlakçıda düzenlenen satış sözleşmesinin 09.06.2010 tarihli olduğunu, müvekkilinin iradesi sakata uğratılarak hazırlanan vekaletnamenin tarihinin ise 10.06.2010 olduğunu, asıl önemli diğer hususun ise 09.06.2010 tarihli gayrimenkul alım-satım ve komisyonculuk sözleşmesinde satıcı olarak ...'ın görülmesi olduğunu, bu hususun davalılar ve tanık olarak dinlenen ... arasında irtibat olduğunu açıkça gösterdiğini, ... tarafından vekil tayin edilmeden önce satış sözleşmesi yapıldığını ve bu hususun da davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ederek davacıyı kandırdıklarını gösterdiğini, davalı ...'in iyiniyetli olmadığını gösteren diğer hususun ise satış vekaletnamesi olmadan vekil olmayan kişiye 10.000,00 TL kapora vermesi olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının .... ada 41 parsel sayılı taşınmazdaki payını satış yetkisini içeren İzmir 20. Noterliğinin 10.06.2010 tarih ve 11341 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalılardan ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ....’ın çekişmeli tşınmazdaki davacıya ait payı 11.06.2010 tarihinde diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Davalı ... vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
06.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.