"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2130 E., 2023/440 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/789 E., 2019/819 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma günün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve vekili Av. ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Av. ... geldi. Duruşmaya başlandı, gelen asilin ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, Erdemli ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 173 ada 88 parsel sayılı taşınmazın 1997’den beri davacı tarafından kullanıldığını, taşınmaz üzerinde 20-21 yaşlarında meyve ağaçları olduğunu, daha öncesinde davacının aile büyüklerince kullanıldığını, taşınmazın Hazine adına tespit edildiğinin tesadüfen öğrenildiğini belirterek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, 173 ada 88 parselde miktar eksilmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesinde dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı lehine oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davada hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 11.08.1989 yılında kesinleştiği açıklanarak davanın 2018 yılında açılması nedeniyle davada 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olmayıp kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, kadastro tespiti sırasındaki usulsüzlüğün dikkate alınmadığını, kadastro tespiti sırasında taşınmazın çalılık ve taşlık iken davacının babası ... tarafından ihya edildiği, ekilip biçildiği, taşınmaza havuz yapıldığı hususlarının tespit edilmesine rağmen taşınmazın Hazine adına kayıtlanmasının Yasa'ya aykırı olduğunu, taşınmaza ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinde davacının amcası ... tarafından açılan ve Hazine aleyhine sonuçlanan dava bulunduğunu, dava açıldığında malikin Hazine olmadığını, sahibinin kayıtlar üzerinden anlaşılamadığını, gerçek hak sahibinin bilinememesi nedeniyle davanın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olduğunu, taşınmazın babasının vefatından sonra 20 yıldan fazla süredir davacı tarafından ekilip biçildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1984 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sonucu; Mersin ili, Erdemli ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 468 parsel sayılı 4.940,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz; 1968 yılında ... oğlu ... tarafından imar-ihya edilerek tarla haline getirildiği, taşınmaz üzerine 1978 yılında havuz yapıldığı, taşınmazın çalılık ve taşlık olması nedeniyle zilyetlikle edinilemeyeceği belirtilerek kargir su havuzu ve tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, tespit 11.08.1989 tarihinde kesinleşmiş, uygulama kadastrosu sonucunda davaya konu 173 ada 88 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.