"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/601 E., 2019/507 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince önceki tarihli Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda ise bu kez Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Çankırı ili, Merkez ilçesi, ... köyü, çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği 2 adet taşınmazın 50 yılı aşkın bir süreden beri nizasız fasılasız malik sıfatı ile davacının zilyetliğinde olduğunu, bu taşınmazların davacıya mirasbırakanından intikal ettiğini, yapılan taksim sonucu davacıya isabet ettiğini ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine, davanın reddini savunarak taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi yargılama oturumunda, taşınmazların Hazine'ye ait yerlerden olduğunu bildiğini, bu yerleri davacının ektiğini bildirmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.11.2011 tarihli ve 2009/24 Esas, 2011/483 Karar sayılı kararı ile; zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.01.2013 tarihli ve 2012/14380 Esas, 2013/397 Karar sayılı kararı ile; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.02.2015 tarihli ve 2013/195 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
Kapatılan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.07.2017 tarihli ve 2015/8666 Esas, 2017/5140 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, taşınmazın davacıya mirasbırakanından intikal edip etmediği, mirasçılar arasında yapılan rizai taksim sonucu davacının payına düşüp düşmediğinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmasına değinildiği halde, çekişmeli taşınmazların davacıya babasından kaldığı hususunun dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiği halde taksim hususunda beyan alınmadığı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı sıfatıyla Orman Mühendisi bilirkişi refakate alınmış ise de hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının açıklığa kavuşturulmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenilen davacı tanıkları ve mahalli bilirkişiler davacının dayandığı zilyetlik olgusunu doğrular nitelikte ise de; dosya içerisine kazandırılan hava fotoğrafları ve bilirkişi raporları incelendiğinde 1956, 1955, 1990 tarihli görüntülere göre taşınmazların sürülmediği, davanın 2009 yılında açıldığı gözetildiğinde 20 yıl davasız, aralıksız zilyet olma koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kararın usul ve esas yönünden hatalı olduğunu, davacının 4106 nolu parselin kuzeyinde kalan tapulama dışı iki adet taşınmazı eklemeli zilliyetle 50 yıldır nizasız, fasılasız ve kesintisiz kullandığını, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının davacı lehine olmasına karşın dava tarihinin 2009 yılı olması ve dosyaya kazandırılan 1956-1955-1990 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın sürülmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hava fotoğraflarında taşınmazın sürülmediği hususu tespit edilmiş ise de bu durumun tek başına gerekçe kurmak için yeterli olmadığını, tanıkların zilyetliği doğruladığını, 29.04.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda; dava konusu yerlerin tapulama sırasında kadastro harici olarak bırakıldığını, dosyada mevcut okunan vergi kayıtlarının hudut ve mevkii itibariyle dava konusu yerleri kapsadığını, hudutlarda mevcut isim değişikliklerinin kayıt maliklerinin mirasçılarına intikalinden kaynaklandığının tespit edildiğini, ziraat mühendisi bilirkişisi raporunda; fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların ikinci sınıf kıraç arazi olduğu, kuru tarım yapıldığı, toprak yapısı ve tarla tarımı olarak kullanım yönünden çevre taşınmazlarla bir bütünlük gösterdiği, komşu parseller gibi uzun senelerdir tarımsal faaliyette bulunulduğu yönünde tespitlerde bulunduğunu, orman yüksek mühendisi bilirkişisinin 17.11.2014 tarihli raporunda; dava konusu yere ait 1956 ve 1990 tarihli hava fotoğraflarının keşif sırasında araziye uygulandığı, her iki taşınmazın hava fotoğraflarında açıklık (tarımsal alan) olarak tespit edildiği şeklinde tespitte bulunduğunu, 1955-1956 yılında söz konusu dava alanının tarla vasfında gözükmüyor olmasının olası olduğunu, anılan tarihlerde tarla sürme işlemi hayvanlarla sağlandığını, tepelik arazilerin hayvanlarla sürülmesi güç olduğundan tarımın kısmen yapıldığını, diğer tarihlerdeki hava fotoğraflarında taşınmazın ekilip biçildiğinin göründüğünü, mahkemece hatalı gerekçe kurularak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Türk Medeni Kanunu'un (TMK) 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 17 nci maddeleri gereği tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı TMK'nin 713 üncü maddesinin birinci fıkrası
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.