"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/281 E., 2023/171 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 52 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu depoyu kredi temin edebilmesi amacıyla dava dışı kız kardeşi ...’nin damadının babası olan davalı ...’a satış suretiyle ancak bedelsiz temlik ettiğini, davalının da taşınmazı diğer davalı ...’ye devrettiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, taşınmazın kiralarını hala kendisinin aldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa taşınmazın bugünkü değerinin yasal faiziyle tahsilini istemiş, bilahare davacı vekili, HMK'nın 125 inci maddesi gereğince dava konusu taşınmazı devralan Vakıflar Bankası'na karşı davaya devam etmek istediklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; iddianın doğru olmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
2. Davalı ..., taşınmazı bedelini ödeyerek iyiniyetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ... vekili, banka tarafından verilen kredinin teminatı olarak dava konusu taşınmaz üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, kredinin ödenmemesi nedeniyle dava tarihinden önce takibin başlatıldığını, cebri satış sonucu dava konusu taşınmazın bankaya geçtiğini, davalı bankanın taraflar arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 11.03.2020 tarihli ve 2016/18196 Esas, 2020/1771 Karar sayılı kararıyla; davacının yazılı delil ibraz etmediği, yemin deliline dayandığı, davalı ...'ın 16.06.2016 tarihli oturumda yemin eda ettiği, ne var ki adı geçen davalının hükümden sonra 28.06.2019 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan ettiği, davalı ...'ın kabul beyanı gözetilerek ikinci el konumunda bulunan davalı ...'nin iyiniyetli olmaması halinde ediniminin korunmayacağı, ancak bu yönde bir araştırma yapılmadığından bahsedilerek, son malik davalı ...'nin iyiniyetli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli ise davanın reddine aksi halde kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın davalı ...'ye devir işleminde Sümeyye'nin iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bilahare dava dışı üçüncü kişi Vakıflar Bankası A.Ş. vekili, taşınmazın alacağa mahsuben ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ihalede satın alındığını, ihalenin feshine yönelik açılan davanın da Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, taşınmazın cebr-i icra yoluyla banka adına tescil edildiğini, bu nedenle taşınmaz üzerine konulan davalıdır şerhinin kaldırılmasını istemiş, Mahkemece 25.11.2021 tarihli ek karar ile; taşınmaz üzerine konulan şerhin talepte bulunan Vakıflar Bankası'nın hukuki durumunu etkilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Asıl karara karşı süresi içinde davacı vekili, ek karara karşı süresi içinde Vakıflar Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 30.03.2022 tarihli ve 2022/268 Esas, 2022/2630 Karar sayılı kararı ile; davalı ...’ın yargılama sırasında öldüğü gözetilerek HMK’nın 55 inci maddesi uyarınca mirasçıların davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu; öte yandan, HMK’nın 125 inci maddesinin cebri icra yolu ile gerçekleşen temliklerde de uygulanacağına değinilerek, öncelikle dava sırasında ölen davalı ...’ın tüm mirasçılarının tespit edilmesi, HMK'nın 55 inci maddesi gereğince işlem yapılması, bundan sonra HMK'nın 125/1 inci maddesi gereğince davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 06.04.2023 tarihli ve 2022/281 Esas, 2023/171 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ...'ya kredi kullandırılırken davalı bankanın davacı ile Nevzat arasındaki inançlı işlemden haberdar olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, tapu siciline güvenerek ...'ya ait olduğuna inanılan dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edip kredi kullandıran davalı bankanın ipotek hakkının korunması, bu ipotek hakkına istinaden de kredinin ödenmemesi nedeni ile ipoteği paraya çevirerek adına tescil edilen taşınmazdaki kazanımının korunması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 05.05.2015 tarihinde tensip tutanağı ile dava konusu taşınmaza “davalıdır şerhi” konulduğunu, davalı ...'nın ise bunu bilerek ve kötüniyetle dava konusu taşınmazı dava devam ederken devraldığını, davacıya ait olmayan bir borçtan dolayı dava konusu taşınmazının mülkiyetinin alınmasının kanuna, hakkaniyete ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı ile hiç bir ilgisi olmayan bir borç nedeniyle dahili davalı ... lehine kurulan ipotek hakkının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 5 nolu bağımsız bölümünü (depolu dükkan) vekil kıldığı dava dışı ... aracılığıyla 13.03.2008 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, davalının da Vakıflar Bankası A.Ş. lehine taşınmazı ipotek ederek kredi kullandığı ve bu krediye istinaden taşınmaz üzerine 09.03.2009 tarihinde ipotek tesis edildiği, bilahare taşınmazın 15.10.2009 tarihinde satış suretiyle diğer davalı ...'ye devredildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine banka tarafından 23.10.2013 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlandığı, bu takibe ilişkin olarak dava konusu taşınmaz üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğine dair 29.09.2014 tarihli şerh tesisi edildiği, eldeki davanın 28.04.2015 tarihinde açıldığı ve bu dava nedeniyle "Davalıdır" şerhinin ise 06.05.2015 tarihinde tesis edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu 25.4.2017 tarihinde yapılan açık artırmada alacağa mahsuben taşınmazın Vakıflar Bankası A.Ş tarafından satın alındığı, davalı ...’nin ihalenin feshine yönelik açtığı davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin denetiminden geçerek kesinleştiği, takibin kesinleşmesi ile de taşınmazın 30.03.2021 tarihinde Vakıflar Bankası A.Ş. adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, Dairece HMK'nın 125/1 inci maddesinin cebri icra yolu ile gerçekleşen temliklerde de uygulanacağından bahsedilerek HMK'nın 125/1 inci maddesi gereğince işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması üzerine davacı vekili, HMK'nın 125 inci maddesi gereğince dava konusu taşınmazı devralan Vakıfbank'a karşı davaya devam etmek istediklerini bildirmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.