Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4185 E. 2024/265 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçişiyle dava hakkının ortadan kalktığı ve bu nedenle tazminat talebinin de reddedilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/16 E., 2023/306 K.

DAVACILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/293 E., 2022/387 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesinde bulunan 164 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1/3'ünün davacıların babası ... tarafından 18.12.1973 tarihli noter senedi ile satın alındığını, taşınmazın 47 yıldır davacılar tarafından kullanıldığını ve vergisinin ödendiğini ancak 1/3 payın resmi şekilde devrinin gerçekleşmediğini ileri sürerek dava konusu 164 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının davacılar adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmaz bedelinin yasal faizi ile davacılara iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı yargılama sırasında, dava konusu taşınmazı dava dışı ...'den satın aldığını, davacı ...'nin evde oturan kiracı olduğunun kendisine söylendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebi yönünden, davanın kadastro öncesi nedene dayandığı, kadastro tespitinin 2002 yılında yapıldığı, davanın ise 2021 yılında açıldığı, Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı tarafın tazminat talebi yönünden ise davalının tapu siciline güvenen iyi niyetli üçüncü kişi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince tazminat taleplerinin davalının iyi niyetli olduğundan bahisle reddedildiğini ancak davalıya taşınmazı satın alırken davacı ...'nin taşınması halinde davacı ...'nin ev yapılırken yaptığı masrafı ödeyerek evi alabileceğinin belirtildiğini, böylece davalının iyi niyetli olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleşme tarihi olan 2002 yılı ile davanın açıldığı 2021 yılı arasında Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde aranan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, diğer yandan davalının tapu kaydına güvenen iyi niyetli 3. kişi olduğundan bahisle tazminat taleplerinin de reddedilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiş, 18.12.2023 tarihli beyan dilekçesi ile davalının davacı ...'ye karşı açmış olduğu Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/41 Esas sayılı dosyasında dinlenen davalı ... tanıklarının beyanları ile davalının iyi niyetli olmadığının anlaşıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Kadastro sonucu ... çalışma alanında bulunan 164 ada 5 parsel sayılı 158,64 metrekare yüzölçümündeki avlulu kargir ve kerpiç ev vasfındaki taşınmaz dava dışı ... ... adına tespit ve tescil edilmiş, 17.08.2020 tarihinde dava dışı ...'a satılmıştır. Davacı taraf dava konusu taşınmazın 1/3 payının müşterek mirasbırakandan intikal ettiği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 01.10.1974 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra, 11.10.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılacak davada ileri sürülecek hakkın türü bakımından 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında herhangi bir ayrıma yer verilmemiştir. Anılan hükümde belirtilen hak ayni hak olabileceği gibi kişisel bir hak da olabilir. Hak düşürücü sürenin dolması ile birlikte sadece hakkın dava edilebilirliği değil hakkın kendisi de yok olmaktadır. Nitekim anılan hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020/(16)1-691 Esas, 2022/1680 sayılı Kararında da vurgulanmıştır.

4. Tüm bu nedenlerle, dava hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından mülkiyet hakkı bulunmayan davacı tarafça artık bu hakka dayalı olarak tazminat isteminde de bulunulamayacağı anlaşıldığından tazminat isteminin bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilip düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, sonucu itibariyle doğru olan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi (V/C-3-1) nolu paragraftaki gibi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.