"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/304 E., 2023/213 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili ile tereke idare memuru ... gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan ... ...'ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 1284 ada 76 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümünü torunları davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, murisin satış ihtiyacı olmadığını, devir tarihinde yaşları küçük olan davalıların alım güçlerinin bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline, olmadığı taktirde bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, alım güçlerinin bulunduğunu, annelerinin kendisini evlat edinen teyzesi ...'den kendisine miras yolu ile intikal eden taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle vermesi sonucu edindiği iki daireyi murise ve eşine bedelsiz devrettiğini, hastalıklarında ilgilendiğini, sağlık giderlerini karşıladığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, murisin kendisine ve eşine yıllarca bakan, eşine ve kendisine dairelerini devreden kızı ... ...'e olan minnet duygusu ile taşınmazı devrettiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar Dairece; mirasbırakan ... ...'ın dava konusu taşınmazı torunları davalılara satış suretiyle temlikindeki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı; diğer taraftan, murisin sağlık harcamalarının devlet eliyle karşılandığı sabit olup kendisiyle ilgilendiği için minnet duyduğu söylenen kızı ... ...'e yaptığı bir temlik de bulunmadığından bahsedilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 10.09.2020 tarihli ve 2018/4645 Esas, 2020/3996 Karar sayılı kararı ile; tereke temsilcisi ...’ın davayı takip etme yetkisinin ortadan kalktığına değinilerek terekeye döndürme istemli dava açıldığı gözetildiğinde, mirasbırakan ... ...’ın terekesine temsilci atanması için davacı tarafa usulüne uygun süre verilmesi, temsilci atanması halinde temsilci huzurunda davanın görülerek neticelendirmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, kesinleşen İstanbul Anadolu 23. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/487 Esas sayılı dosyası üzerinden temsilci tayin edilmek ve önceki bozma kararı da gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, murisin mal kaçırma kastından söz edilemeyeceğini, murisin kendisi ile ilgilendiği için minnet duyduğu kızı ...’a doğrudan yaptığı bir temlik bulunmadığı, bedeli de ödenerek yapılan satışta aile içi manevi ilişkilerin etkili olduğunu, tereke temsilcisinin davayı takip etme yetkisi olmadığına karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş iken kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen yeniden aynı konuda dava açılmasının ve aksi yönde karar alınarak davaya devam edilmesinin usuli yönden hatalı olduğunu, aynı hususta daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı var iken yeniden aynı kişinin tereke temsilcisi olarak atandığını, tereke temsilcisinin yetkisinin mahkeme kararı ile olmadığı tespit edilmiş iken, verilen bozma kararının Mahkemesi tarafından yeniden değerlendirilmesinin usule aykırı, eksik gerekçe ile kurulan bozma kararı ve devamındaki kararların hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, murisin gerçek iradesi değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...'ın, vekili ... ... aracılığıyla 76 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 8 numaralı bağımsız bölümünü 25.08.2000 tarihinde torunları olan davalılara 1/2'şer paylı olmak üzere satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 2.561,45 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Karşı taraf duruşmaya gelmeyip temsil edilmediğinden duruşma vekalet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.