Logo

1. Hukuk Dairesi2023/427 E. 2024/1374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteminin reddi üzerine açılan temyiz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, tespit harici bırakılan taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin tapu sicilini etkileyecek nitelikte olmadığı ve taşınmazın niteliği itibariyle özel mülkiyete konu olamayacağı gözetilerek, davacıların temyiz itirazlarının reddine, davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1040 E., 2022/1107 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret-Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/90 E., 2021/743 K.

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile katılma yolu ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer taraflar gelmediler. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacıların malik olduğu 1967 tarih 36 sıra nolu tapu kaydının bir çok taşınmaza revizyon gördüğünü, ancak tapu kaydı kapsamı içerisinde kalan ve davacıların zilyet olduğu bir kısmın ise mera olarak tespit harici bırakıldığını, tapu malikleri arasında yapılan harici taksim ve ifraz sonucu bu kısmın davacılara kaldığını ileri sürerek davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve husumet nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan dere yatağı vasfında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2018 tarih, 2014/366 Esas 2018/133 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25.01.2019 tarihli ve 2018/1731 Esas, 2019/144 Karar sayılı kararıyla; yasal hasım olan ... Başkanlığı ile Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığının dosyada taraf olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin dava şartlarında görülen eksiklik nedeniyle kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-4 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz bölümlerinin tarıma elverişli arazilerden olmadığı, sınırlarının belirgin bulunmadığı, imar ihya çalışmalarının tamamlanmadığı, 20 yıl süre ile davacıların kullanımında olduğu hususunun ispatlanamadığı, dere yatağı vasfında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ncı (eski HMUK 275.) maddesine göre Mahkemenin, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebileceğini, hâkimin uygun görmediği bilirkişi raporu karşısında yeniden bilirkişiden görüş almadan, bilirkişi raporunun aksine veya gerektiğinde başka bilirkişinin düşüncesine başvurmadan hâkimin bilirkişi yerine geçerek bilirkişi raporuna aykırı düşen kişisel düşünce ve gözlemine veya tanık sözlerine dayanarak hüküm vermesinin bozma nedenlerinden olduğunu Mahkeme kararlarında olduğu gibi bilirkişi raporlarının da gerekçeli olması gerektiğini, gerekçesi olmayan ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm verilemeyeceğini, somut olayda ise iki ayrı bilirkişiden rapor alındığını, ancak bilirkişi raporları arasında açık çelişkiler olduğu halde çelişkinin yeni bir bilirkişi incelemesi ile giderilmeden ilk bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olduğunu, bu nedenle çelişkili bilirkişi raporlarına dayanarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak kararı istinaf etmiştir.

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, her ne kadar kararın taraflarınca istinaf edilmemişse de, davacının istinaf başvurusu karşısında 6100 sayılı HMK'nın 348 inci maddesi gereğince katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmak gerektiğini, hükümde yalnızca vekalet ücreti yönünden hukuka aykırılık söz konusu olduğunu, bu durumun ise yeninden yargılamayı gerektirmediğini, davacı tarafça, Devletin hüküm tasarrufu altında bulunan ırmak yatağı vasfındaki alan için tescil davası açıldığını, Mahkemece red kararı bilirkişi raporları doğrultusunda isabetli olarak verilmişse de yargılama sonucunda maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, davaya konu alanın dava tarihindeki değerinin 13.11.2017 tarihli ziraat bilirkişi raporuna göre 743.940,00 TL olduğunu, tapu iptali ve tescil davalarında avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalılar lehine taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu savunarak kararı istinaf etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacı ve mirasbırakanları tarafından hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığı, hayvan otlatmak sureti ile yararlanmanın ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılamayacağı, taşınmazın dere yatağı niteliğinde olduğu, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre Mahkemece ret karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf taleplerinin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmediğini açıklayarak istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile davaya konu taşınmazın değerinin belirlendiğini ve harcın buna göre alınmasına rağmen Mahkemece yargılama sonunda lehlerine maktu vekalet ücreti hüküm kurulduğunu, nispi vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek kararın sadece vekalet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmalarında tespit harici olarak bırakılan taşınmaz bölümünün tapuya tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17, 18 ve 20 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Dava konusu taşınmaz bölümleri, ... Mahallesinde 1987 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre tespit harici bırakılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemine gelince; somut olayda dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 inci ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 inci maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olup Mahkemece davanın esastan reddine karar verildiğine göre davalı lehine harcı tamamlanan dava değeri olan 743.940,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine;

Davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin

hüküm kısmının 5. bendinin tamamen hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "Dahili davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti ile davalı Hazine vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 55.075,80 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalılara verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Alınan temyiz gider harcının istek halinde davacılara iadesine,

30.12.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden davalı Hazine vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden duruşmaya katılmayan davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.