"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/356 E., 2023/32 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 194 ada 76 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, taşınmazın kuzeyinde bulunan 9.000,00 metrekarelik kısmın babasından kaldığını, dava konusu yerin kadastro çalışmaları sırasında ırmak olarak Hazine adına kaydedildiğini ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; davanın süresi içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın dere yatağı olmakla tescil harici bırakılan yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ...; Mahzemin Belediyesinin Kocasinan Belediyesine katıldığını belirterek itiraz hakları saklı kalmak üzere davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ...; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu yerin zilyetlikle iktisap edilebilmesi için gerekli olan sürenin dolmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, nizalı taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar davacı tarafından 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.06.2020 tarihli ve 2016/18191 Esas, 2020/2005 Karar sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen yasal düzenleme bulunmadığı, 6360 sayılı Kanunu'nun 1 nci maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmesi nedeniyle ilgili kamu tüzel kişiliği olarak yasal hasım sıfatını kazanan ... davada taraf olmadığı, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartlarından olduğu, bu şart yerine getirilmeden davanın esasına girilmesinin isabetsiz olduğu ve Türk Medeni Kanunu'nun 713/4-5 nci maddeleri gereğince zorunlu bulunan yasal ilanlar yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirlenerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; nizalı yerin 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 1963 yılındaki Toprak Tevzi Komisyonu tarafından tanzim edilen toprak tevzi paftasındaki sınırlara uyularak ırmak yatağı olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare köy tüzel kişiliği tarafından 1960 yılında davacının babası Abdullah'a satıldığı, davacıya da babasından intikal ettiği, nizalı alanın halen davacı adına kayıtlı aynı yer 194 ada 76 parselle bir bütün olarak en az 1960 yılından beri tarım arazisi olarak kullanıldığı, Kızılırmak ile arasında 4,4-5 metre kot farkının bulunduğu, ırmak yatağının düşmesi sonucu sulu tarım arazisi olarak kullanılmaya başlandığı, ırmak yatağı ile bir ilişkisinin kalmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddelerindeki yasal şartların mevcut olduğu belirlenerek davanın kabulüne, 24.04.2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide "B" harfi ile gösterilen 9.113,83 metrakarelik taşınmaz bölümünün ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup ırmak yatağı olduğunu, taşınmazın zilyetlikle iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, davacının delil olarak herhangi bir kayda ve belgeye dayanmadığını, mahalli bilirkişilerin beyanlarının soyut içerikli olduğu, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 1977 yılında Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümü nehir yatağı olarak tespit harici bırakılmıştır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.