Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4458 E. 2024/5408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla yaptığı muvazaalı temlikler nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, toplulaştırma sonucu oluşan parsellerde davacı mirasçının payının nasıl belirleneceği ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Toplulaştırma parsellerinin geldiği kayıtların incelenmemesi, davalıların mirasbırakandan gelen payları dışında üçüncü kişilerden edindikleri payların olup olmadığının belirlenmemesi, davacı mirasçının payının metrekare üzerinden değil miras payı üzerinden hesaplanmaması ve davacının paydaş olarak kabul edilmemesi suretiyle bozma ilamına uyulmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/402 E., 2022/437 K.

HÜKÜM : Ret-Davanın Açılmamış Sayılmasına

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davacı ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... yönünden tüm davalılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın, davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'ın davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'nun davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'nun davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'ın davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ve birleştirilen davanın davacıları; mirasbırakan ...'ın toplam 235 adet parseldeki paylarını mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde davalılara temlik ettiğini ileri sürerek payları oranında tapu iptali-tescil istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; 09.06.2004 tarihli duruşmada davayı kabul ettiklerini imzalı beyanıyla bildirmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.11.2009 tarihli ve 2001/46 Esas, 2009/380 Karar sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.İlk Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.05.2010 tarih ve 2010/1807 Esas, 2010/5905 Karar sayılı kararıyla; "...Getirtilen kayıt ve belgelerden, miras bırakan ... ...'ın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını davalılara 06.11.1978 tarihinde satış yoluyla devrettiği, sonradan taşınmazların kısmen toplulaştırma işlemine tabi tutulduğu; mirasbırakanın 02.05.1993'te öldüğü ve geride beş kızını, bir oğlunu ve kendinden önce ölen oğlundan olma iki torununu mirasçı bıraktığı, kızlarından ... de 1996'da ölünce eşi ...ve beş çocuğunun kaldığı görülmektedir. Asıl ve birleştirilen dava, mirasbırakan ...'nin kızı ... ile ölen kızı ...'nin eşi ...ve beş çocuğu tarafından açılıp mirasbırakanın temliklerinin mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde gerçekleştirildiği ileri sürülmüş, davacı ... aşamada bazı davalılar hakkındaki davasından feragat etmiş, ayrıca yargılama sürerken ...ölünce, ikinci eşi ... davaya katılmıştır. Mahkemece, toplulaştırma ile oluşan bir kısım parseller üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten de, mirasbırakanın temliklerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu dosya içeriğiyle sabittir. Nitekim, davalılar da vekilleri aracılığıyla 09.06.2004 günlü duruşmada davayı kabul etmişlerdir. Öte yandan, daha önce mirasçılardan üç kız tarafından davalılar aleyhine aynı nedenle ve aynı taşınmazlarla ilgili açılan 1998/111 Esas sayılı dava da kabulle sonuçlanıp kesinleşmiştir. Değinilen hususlar karşısında, muvazaa olgusu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, toplulaştırma sonucunda oluşanlar da dahil muvazaalı temlike konu tüm taşınmazlar yönünden davacıların miras payları oranında davanın kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bir kısım toplulaştırma parselleri üzerinden kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, .....'in ölümüyle mirasçısı sıfatıyla davaya katılan ikinci eşi ... bakımından olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Ayrıca, kabule göre de, bazı davalılar hakkındaki davasından feragat eden davacı ...'nin bu beyanının değerlendirme dışı bırakılması da isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre anılan husus neticeye etkili değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 25.05.2011 tarihli ve 2010/218 Esas, 2011/206 Karar sayılı kararı ile; davacı ...'in, ..., ... ve ... dışındaki davalılara karşı ve diğer davacıların ve birleştirilen davanın davacıları ile mirasçı müdahil davacının, davalılara karşı açmış oldukları davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalılar ve davacı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 17.01.2012 tarihli ve 2011/10577 Esas, 2012/215 Karar sayılı kararıyla;" ...Dava ve birleştirilerek görülen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında değinilen hususlar doğrultusunda davaya konu tüm parseller üzerinden davacıların miras payları oranında davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kabul kapsamına alınan taşınmazlar toplulaştırma sonucunda oluşmuş olup davalılar vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazlarda mirasbırakandan intikal edilen paylar dışında üçüncü kişilerden satın aldıkları paylarının da bulunduğunu, Mahkemece bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmadığını, tamamı mirasbırakan tarafından temlik edilmiş gibi değerlendirme yapılarak sonuca gidildiğini ileri sürdüğü, ayrıca davacı mirasçılardan ...’in hüküm fıkrasında yer almadığı görülmüştür. Hal böyle olunca; kabul kapsamına alınan toplulaştırma taşınmazlarının geldi kayıtlarının irdelenmesi, gerekirse bu yönde bilirkişi tarafından inceleme yaptırılması, davalıların mirasbırakandan intikal eden payları dışında üçüncü kişilerden satın almış oldukları paylarının bulunup bulunmadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca davacı mirasçıların tümüne hüküm fıkrasında yer verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya arasında bulunan feragatnameler incelendiğinde davacıların bir kısım davalılar yönünden davadan feragat ettiği, bu nedenle davasından feragat eden davacıların, feragat ettikleri davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, 14.07.2016 tarihli celsede davacı ... dışındaki tüm davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 13.10.2016 tarihli celsede ise ... dışındaki tüm davacılar yönünden davanın açılmamış sayıldığının tespit olunduğu, ... yönünden davanın devamına karar verildiği, bozma ilamı ve feragatler doğrultusunda alınan 02.08.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda dava konusu tüm taşınmazlarda kök muris ... ...'ın hissesinin hesaplandığı, akabinde mirasçılar ile müdahil davacı ...'nin hisse bedelinin ayrı ayrı hesaplandığı, sonuç olarak kök muris ... 'ın kızı ... ...'ın mirasçısı ve dava dosyasına müdahil olan ...'ın varislerinden ...'a gelecek olan tüm parsellerin toplulaştırma gördüğü ve yeni parsellerin oluştuğu, oluşan bu parsellerin blok olarak tasarruf edildiği, müdahil davacı ...'a gelen parsel sayılarının fazlalığı nedeniyle ekonomik olarak tarımsal amaçlı tasarrufunun mümkün olamayacağı, ayrıca 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile 3083 sayılı Sulama Alanlarındaki Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reform Kanunu dikkate alındığında müdahil davacı ...'ın hissesine isabet eden 2.198,12 m2 alanın davalı ... adına kayıtlı bulunan 148 ada 2 nolu parselden, 4.802,73 m2 alanın davalı ... adına kayıtlı bulunan 149 ada 2 nolu parselden, 3.568,08 m2 alanın ise davalı ...'ın mirasçıları adına kayıtlı bulunan 127 ada 2 nolu parselden verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, Şanlıurfa Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 27.04.2022 tarihli cevabi yazısında Şanlıurfa ili ..... ilçesi Konuksever Mahallesinde bulunan 148/2, 149/2, 127/2 nolu parsellerin ifrazının 3083 sayılı Yasa'nın norm ve esaslarına uymadığı, İl Müdürlüklerince ifrazın uygun görülmediğinin bildirildiği gerekçesiyle davacı ... yönünden davanın reddi gerektiği gerekçeleriyle; davacı ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'ın davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'nun davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'nun davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ...'ın davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ... yönünden ve davalı ... yönünden davasının feragat nedeniyle reddine; davacı ...'ın davalılar ..., ..., ... yönünden davasının açılmamış sayılmasına; davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama devam ederken 22.09.2005 tarihinde birleştirilen dava davacılarından ... vefat etmiş olup müvekkili ... dışındaki mirasçıları esasen daha önce de davacılar arasında bulunduklarından, mirasçı ...'ın da 14.04.2008 havale tarihli dilekçesi ile davaya dahil olduğunu, bu dahiliyet sonrasında her ne kadar davalılar kan bağları bulunmayan müvekkili ...'ı dava dosyasının varlığına da sebebiyet veren yöre kültürü sebebiyle hakkından mahrum bırakmak istemişse de dosya kapsamına alınan veraset ilamları ve bilirkişi raporlarında müvekkilinin mirasçılık hakkı sabit olduğu halde mülkiyet hakkı hiçe sayılarak davanın reddedildiğini, müvekkili aleyhine verilen karara gerekçe olarak yargılama sürecinde şaibeli olarak gerçekleştirilen toplulaştırma işlemi sonucu Orman Müdürlüğünden gelen ifrazı mümkün değildir yazısı gerekçe gösterilmiş olup bu durumun somut gerçekle örtüşmediğini, ayrıca tek başına davanın reddine de yeterli olmadığını, müvekkilinin miras hakkını ortadan kaldırmayacağını, Yargıtay kararlarına göre bu gibi durumlarda ifrazı mümkün olmasa dahi, paylı mülkiyet biçiminde hüküm kurulmasının mümkün olduğunu, ayrıca müvekkilinin bilirkişi raporlarıyla sabit olan miras payının 10 dönümün üzerinde olduğunu ve aynı bölgede başkaca tarım arazileri bulunan müvekkiline yine bilirkişi marifetiyle konumu tespit edilecek olarak denk ve yakın payların teslimi gerektiğini, bu durum Toprak Koruma ve Arazi Kanunu'nun gereği olup dava kapsamında muvazaa tespiti ve davalıların kabulü mevcut iken müvekkili aleyhine verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi,

Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,

Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1320 doğumlu mirasbırakan ...'ın 02.05.1993 tarihinde öldüğü, geride beş kızını, bir oğlunu ve kendinden önce ölen oğlundan olma iki torununu mirasçı bıraktığı, kızlarından ... de 1996'da ölünce eşi ...ve beş çocuğunun kaldığı, asıl ve birleştirilen davaların mirasbırakan ...'nin kızı ... ile ölen kızı ...'nin eşi ....ve beş çocuğu tarafından açıldığı, mirasbırakan ...'ın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını davalılara 06.11.1978 tarihinde satış yoluyla devrettiği, sonradan taşınmazların kısmen toplulaştırma işlemine tabi tutulduğu, Dairemizin önceki tarihli bozma ilamlarında muvazaa olgusu benimsenmek suretiyle davanın kabulü ile davaya konu tüm parseller üzerinden davacıların miras payları oranında davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak kabul kapsamına alınan taşınmazların toplulaştırma sonucunda oluştuğu, taşınmazların geldi kayıtlarının irdelenmesi, gerekirse bu yönde bilirkişi raporu alınması, davalıların mirasbırakandan intikal eden dışında üçüncü kişilerden satın almış oldukları paylarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı ...'in son bozma ilamından önce davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davasından, bozma ilamından sonra ise Şanlıurfa 1. Noterliğinin 11.04.2012 tarihli 11756 sayılı feragatnamesi ile diğer davalılar ... ve .... hakkındaki davasından feragat ettiği, yine son ilamından sonra davacı ...'ın Karamürsel Noterliğinin 21.06.2012 tarihli 14826 sayılı feragatnamesi ile ... ve ... yönünden davadan feragat ettiğini, davacı ...'ın Mersin 11. Noterliğinin 14.01.2014 tarihli 01025 sayılı feragatnamesi ile ... ve ... yönünden davadan feragat ettiğini, davacı ...'nun, Şanlıurfa 1. Noterliğinin 27.03.2014 tarihli 07393 sayılı feragatnamesi ile ... ve ... yönünden davadan feragat ettiğini, davacı ....'ın Şanlıurfa 1. Noterliğinin 27.03.2014 tarihli 07394 sayılı feragatnamesi ile ... ve ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirdiği, 14.07.2016 tarihli celsede davacı ... dışındaki tüm davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 13.10.2016 tarihli celsede ise ... dışındaki tüm davacılar yönünden davanın açılmamış sayıldığı hususu tespit olunarak ... yönünden davanın devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Yerel Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü vardır. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK).

Somut olayda; bozma kararına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Dairemizin önceki bozma ilamlarında toplulaştırma sonucu oluşanlar da dahil olmak üzere muvazaalı temlike konu tüm taşınmazlar yönünden davacının miras payı oranında davanın kabul edilmesi, toplulaştırma taşınmazlarının geldi kayıtlarının irdelenmesi, gerekirse bu yönde bilirkişi tarafından inceleme yaptırılması, davalıların mirasbırakandan intikal eden payları dışında üçüncü kişilerden satın almış oldukları paylarının bulunup bulunmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen; bozma sonrası alınan 02.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda davaya devam eden tek davacı ...'a gelecek olan tüm parsellerin toplulaştırma gördüğü, toplulaştırma işleminin revizyonu sonucunda yeni parsellerin oluştuğu ve oluşan bu parsellerin blok parsel halinde tasarruf edildiği belirtildikten sonra, müdahil davacı ...'a gelen parsel sayılarının fazlalığı nedeniyle ekonomik olarak tarımsal amaçlı tasarrufunun mümkün olamayacağı, ayrıca 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu dikkate alındığında müdahil davacı ...'ın hissesine isabet eden 2.198,12 metrekare alanın davalı ... adına kayıtlı bulunan 148 ada 2 nolu parselden, 4.802,73 metrekare alanın davalı ... adına kayıtlı bulunan 149 ada 2 nolu parselden, 3.568,08 metrekare alanın ise davalı ...'ın mirasçıları adına kayıtlı bulunan 127 ada 2 nolu parselden verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, Mahkemece Şanlıurfa İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 148 ada, 149 ada 2 ve 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazların bilirkişi raporunda belirtilen metrekare miktarlarının 5403 sayılı ve 3083 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ifraz edilerek davacı adına tescilinin mümkün olup olmadığının sorulduğu, gönderilen cevabi yazıda 148/2, 149/2 ve 127/2 nolu parsellerin ifrazının, 3083 sayılı Yasa'nın norm ve esaslarına uymadığından mümkün görülmediğinin bildirildiği, Mahkemece söz konusu cevabi yazı ve bilirkişi raporu dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca; dava konusu toplulaştırma taşınmazlarının geldi kayıtlarının irdelenmesi, bu yönde yeniden bilirkişi tarafından inceleme yaptırılması, alınacak bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazlarda iptal edilmesi gereken miktarın m2 üzerinden değil, davalıların muristen edindikleri kısmın belirlenmesi suretiyle davacı ...'ın miras payı üzerinden hesaplanması ve davacının paydaş kılınması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.