"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1851 E., 2023/1146 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleştirilen Dava Kısmen Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Asıl ve Birleştirilen Dava Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/400 E., 2022/237 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil, bedel, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı; 12.06.2007 tarihinde ölen ... ...'ın mirasçısı olduğunu, murisin altsoyu olmaksızın öldüğünü, davacının babası... ile muris ...'ın kardeş olduklarını, ayrıca annesi.... ile muris ...'in, ...'in vefatı sonrası 1988 yılında evlendiklerini, yani murisin, davacının amcası ve aynı zamanda üvey babası olduğunu, davalıların ise davacının kız kardeşi ... 'in alt soyları olduklarını, muris ...'ın ölmeden önce yaptığı sağlararası tasarruflarla üzerine kayıtlı bulunan bazı taşınmazlarını muvazaalı şekilde davalılara devrettiğini, devredilen bu taşınmazların parsel numaralarının Kocaeli ili, ... ilçesi, .... köyü 3310, 3333 ve 3335 nolu parseller; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 2358, 2371, 2378, 2380, 2382, 2392, 2421, 2423, 2424, 2462, 2468, 2479, 2482, 2521, 2525, 2529, 2547, 2605, 2610, 2620, 2623, 2627, 2635, 2645, 2650, 2685, 2698, 2704, 2780, 2783, 2809, 2821, 2823, 2846, 2983, 2994, 3027, 3057, 3080, 3096, 3113, 3119, 3127, 3132, 3148, 3152, 3180, 3182, 3188, 3207, 3210,-3216, 3226, 3237, 3246, 3254, 3258, 3262, 3268, 3298, 3307, 3309, 3335, 3345, 3347, 3353, 3391, 3426, 3429, 3446, 3452 ve 3461 nolu parseller; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... ... Mahallesi 261 ada 53 parsel; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 1487, 3122, 3142, 3196 ve 3289 nolu parseller; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 1083 nolu parsel olduğunu, taşınmazların tapuda satış gösterilmek suretiyle bedelsiz olarak davalılara devredildiğini, muvazaalı şekilde gerçekleştirilen bu işlemlerin amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, davaya konu taşınmazlarda kendisinin (davacının) de miras payı bulunduğunu, ancak miras hakkından yoksun kaldığını, gerçekleştirilen intikallerin tapuda satış olarak gösterildiğini, parsel sayısı ve değeri düşünüldüğünde davalılar tarafından murise bedel ödenmesinin söz konusu olamayacağını, dolayısıyla gerçekte yapılan işlemlerin bağış niteliğinde olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, taşınmazların 3. kişilere intikal ettirilmiş olması halinde dava tarihi itibariyle değerlerinin saptanarak payına düşen miktarın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiş, davacı vekili sunduğu 16.01.2019 tarihli dilekçesinde; 2358, 2371, 2529, 2704, 3080, 3096, 3335, 3391, 3426 ve 1487 nolu parsellerin taraflarla ilişkisi olmadığını bildirmiş, cevaba cevap dilekçesinde de dava dilekçesinde 3446 parsel olarak bildirilen taşınmazın aslında 3436 parsel olduğunu beyan etmiştir.
Birleştirilen davada davacı; aynı iddiaları ileri sürerek mirasbırakanları ... tarafından davalı ...'ye satış gösterilmek suretiyle muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olarak devredilen 3173, 3287, 3296 ve 3317 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline, o da olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; mirasbırakanları ...'ın 1927 doğumlu olup 12.06.2007 yılında vefat ettiğini, muris ...'in 1956 yılında ölen kardeşi...'in geride eşi ... ile çocukları ... ile ...'nin kaldıklarını, muris ...'in ölen kardeşinin eşi.... ile evlendiğini ve ... ile ...'yi kendi kızı gibi büyüttüğünü, erkek çocukları olmadığı için ...'yi evlendirdiklerinde ...'i kendi evine aldığını ve damadını oğlu yerine koyduğunu, davalıların da ... ve ...'in çocukları olduklarını, davalılar ve vefat eden babalarının 1956 yılından sonra her zaman muris ...'in yanında olduklarını, hep birlikte çalışarak mal mülk sahibi olduklarını, ancak alınan yerlerin baba, dede kabul ettikleri ... adına tapuda kayıt altına alındığını, murisleri ölene kadar hep onun yanında olan tüm kazançlarını dedeleri kabul ettikleri ... namına toprağa yatırım yapan davalılara muris ...'in hisse devri yapmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davacı ...'un davalıların teyzesi yani anneleri ... ....'in kız kardeşi olduğunu, davacının muris ...'in üvey kızı olduğunu, davacının da anneleri ... gibi muris tarafından büyütüldüğünü ve kendisine daha ... yaşarken mallarından hisse verdiğini, davalıların alım güçlerinin bulunduğunu, davacının muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2021 tarihli ve 2015/240 Esas, 2021/182 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, söz konusu kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 15.12.2021 tarihli ve 2021/1233 Esas, 2021/1607 Karar sayılı kararı ile; " ... yukarıda anılan gerekçelerle, İlk Derece Mahkemesi kararının dava konusu eski 3142, 3122, 3196, 3289, 3317, 3173, 3287, 3296 parsel sayılı taşınmazların mirasçılara intikaline ilişkin belgelerin dayanakları ile birlikte getirtilerek davacı ve davalılara varsa intikal eden miras hisselerinin incelenmesi, yine dava konusu eski 2421, 2423, 2424 parsel sayılı taşınmazların da 11.05.2009 tarihinde davacı adına hükmen tesciline dayanak olan iş ve işlemlere dair evrakların dosya arasına alınarak muris muvazaası olgusunun kabulü halinde, davacının sonradan hükmen tescil yoluyla sahip olduğu taşınmazlar hakkında şartlarının oluşması halinde tazminat talebinde bulunmasına engel bir hal bulunmadığının dikkate alınması ve dava konusu eski 2378 parsel sayılı taşınmazın akit tabloları ve tüm tedavülleri ile birlikte güncel kaydı dosya arasına alınmak suretiyle, davacının dava konusu ettiği tüm taşınmazların toplulaştırma sonrası tüm ada ve parsel bilgileri titizlikle incelenerek davanın esasının karara bağlanması ..." gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 23.06.2022 tarihli ve 2021/400 Esas, 2022/237 Karar sayılı kararı ile; toplanan taraf delilleri ve dinlenen tanık beyanları doğrultusunda muris tarafından yapılan işlemlere konu taşınmaz sayısının fazlalığı, işleme konu taşınmaz değerleri bakımından davalıların alım gücü, tüm taşınmazların önce muris üzerine daha sonra ise davalılara devredilmesi hususunda davalı tarafın savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olması yanında aynı tasarruflarla ilgili Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas, 2019/291 Karar sayılı ilamında verilen kararının taraflar arasında güçlü delil niteliğinde bulunması nedeniyle muris tarafından davalılar ..., ..., ... hisseleri özelinde davacının miras payı 4/24 oranında tescil talebinin davalılar adına kayıtlı taşınmazlar bakımından kısmen kabulüne, bedel bakımından ise muvazaalı işlem olduğu ve üçüncü kişilere devrolunduğu kabul edilen taşınmazların değeri üzerinden muris hissesi olan 970/1280 hisse ve davacı miras hissesi olan 4/24 esas alınarak talep doğrultusunda 107.593,33 TL üzerinden davanın kabulüne, diğer davaya konu edilen ancak halen muris üzerine kayıtlı olan, murisin satış yapmayıp davalıların tamamının intikalle malik olduğu taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün 1 nolu bendinin 3 nolu paragrafında "Kocaeli, ..., ... mevkinde kaim 2809 parsel no (arazi toplulaştırması sonrası 258/3),Kocaeli, İzmit, ... mevkinde kaim 1083 parsel no (22.05.2006 tarih ... yevmiye no), Kocaeli, İzmit, ... mevkinde kaim 261/53 parsel no (13.04.2006 tarih 3042 yevmiye no) davalı ...’e muris ... tarafından devrolunan (08.03.2004 tarih ve 519 yevmiye nolu, 22.05.2006 tarih ... yevmiye, 13.04.2006 tarih 3042 yevmiye no) nolu senetler) dahilinde davalı ... tarafından alınan hissenin İPTALİ ile davacı adına Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1208 Esas, 2007/1249 Karar sayılı veraset ilamında yer alan 4/24 miras payı oranında davacı lehine TESCİLİNE bakiye kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına" şeklinde hüküm kurulmuş olduğunu, hükümde dava konusu Kocaeli ili İzmit ... mevkinde kaim 261 ada 53 parsel yönünden muvazaalı işlemin 13.04.2006 tarih 3042 yevmiye nolu ile senet ile yapıldığı belirtilmiş ise de Kocaeli ili İzmit ... mevkinde kaim 261 ada 53 parsel nolu taşınmazın 13.04.2006 tarih 3040 yevmiye nolu senet ile davalı ...'e devredilmiş olduğunu, infaz aşamasında tereddüt yaşanmaması adına bu maddi hatanın İlk Derece Mahkemesince düzeltilmesi talep edilmiş ise de 02.09.2022 tarihli karar ile "talebin reddine" karar verilmiş olduğunu, bahse konu yazım hatasının ilerleyen aşamalarda hükmün infazında karışıklık yaratmasının muhtemel olduğunu, hak kaybı oluşmaması ve karışıklığın önüne geçilmesi adına hükmün ilgili kısmının "Kocaeli, ..., ... mevkinde kaim 2809 parsel no (arazi toplulaştırması sonrası 258/3)(08.03.2004 tarih ve 519 yevmiye no), Kocaeli, İzmit, ... mevkinde kaim 1083 parsel no (22.05.2006 tarih ... yevmiye no), Kocaeli, İzmit, ... mevkinde kaim 261/53 parsel no (13.04.2006 tarih 3040 yevmiye no) davalı ...’e muris ... tarafından devrolunan (08.03.2004 tarih ve 519 yevmiye nolu, 22.05.2006 tarih ... yevmiye, 13.04.2006 tarih 3040 yevmiye nolu senetler) dahilinde davalı ... tarafından alınan hissenin İPTALİ ile davacı adına Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1208 Esas, 2007/1249 Karar sayılı veraset ilamında yer alan 4/24 miras payı oranında davacı lehine TESCİLİNE bakiye kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına" şeklinde düzeltilmesi gerektiğini, davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yargılama sırasında dava konusu taşınmazlarda toplulaştırma işlemi uygulanmış, yaşanılan değişiklik nedeniyle yeniden ek bilirkişi raporu alınmış olduğunu, yeniden alınan bilirkişi raporlarında taşınmazların alanlarında eksilmeler olduğunu, bazı taşınmazların dava açılmadan önce dava dışı 3. kişilere ait olduğunun tespit edilmiş olduğunu, Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 203 ada 2 parsel, 204 ada 8 parsel, 204 ada 9 parsel(eski 2358 parsel), Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 203 ada 16 parsel (eski 2371 parsel), Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 208 ada 17 parsel (eski 2529 parsel), Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 254 ada 8 parsel (eski 2704 parsel), Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 252 ada 9 parsel, 272 ada 8 parsel, 272 ada 23 parsel, 272 ada 25 parsel, 272 ada 26 parsel, 273 ada 30 parsel, 273 ada 31 parsel, 273 ada 32 parsel (eski 3080 parsel), Kocaeli ili ... ilçesi ... Mahallesi 274 ada 20 parsel (eski 3096 parsel), Kocaeli ili ...ce ilçesi ... Mahallesi 249 ada 1 parsel (eski 3335 parsel), Kocaeli ili .... ilçesi ... Mahallesi 3426 parsel ve Kocaeli ili ..... ilçesi .... Mahallesi 1487 parsellerde davalıların hissedar olmadığı gözetilerek bu parseller yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, reddedilen parseller yönünden kesinleşmiş hüküm bulunduğunu, muris ...'ın başka mirasçıları tarafından davalılara karşı açılan Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas, 2019/291 Karar sayılı dosyasında tapu iptali-tescil ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş olduğunu, kararın istinaf edilmeksizin 14.10.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, gelinen aşamada Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas, 2019/291Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilen parseller yönünden eldeki dosya kapsamında ret kararı verilmiş olduğunu, yan yana mahkemelerin aynı olaya ve hukuki duruma ilişkin olarak farklı kararlar vermelerinin hukuki öngürülebilirlik ve eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle reddedilen parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili Av. ... istinaf dilekçesinde özetle; ...'in ... ve ...'nin 5 cocuğundan en büyüğü olup hiçbir şekilde diğer 3 erkek kardeşi gibi çocuksuz dayısı ile bir gayrimenkul alım satımı yapmadığını, bu davaya dahlinin sadece annesinin dayısı ... ile babası ... yarı yarıya paydaş aldıkları .... köyü Mahallesi 261 ada 53 parsel sayılı taşınmazı en büyük evlat olarak her ikisinin onay ve rızasıyla oturtulması olduğunu, buraya baba ocağının üstüne dubleks kat yapmak suretiyle oturduğunu, müvekkili ...un muvazaalı bir işlemin tarafı olmadığını, diğer aile fertlerinin köyde yaşaması sebebiyle bu ocağı tutmakla görevlendirildiğinin davacının da bilgisinde olduğunu, taşınmazın 19.02.2014 tarihinde kardeşlerine bedeli ödenerek satın alındığını, 2017/150 sayılı kararın kasten ya da ihmalen müvekkilinin kalp ve beyin kanaması gibi ciddi tıbbi sorunları döneminde aleyhine olarak kesinleştirilmiş ve icra satışları nedeniyle ... terekesi ile hiç bir hukuki ilişkisi olmadığı halde icra ve haciz tehdidine muhatap edilmiş olduğunu, dava konusuna, davanın taraflarına nazaran hukuki irtibat bulunan Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas, 2014/805 Esas sayılı dosyaları ile Kocaeli 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/61 Esas sayılı dosyasının birleştirilmek suretiyle eldeki davanın görülmesinin gerektiğini, görülen bir davada müvekkili yönünden açılan davanın müvekkilinin muristen satış yoluyla mal edinimi olmadığı gerekçesiyle reddolunmuş olduğunu, müvekkilinin ekonomik-sosyal durumu araştırılıp dosyaya dahil edilmeden verilen kararın hatalı olduğunu, duruşmada dinlenen tanıkların ...'in murisle bir alım satım yapmadığını, muristen gelen taşınmaz için kardeşlerine ev verdiğini söylemeleri karşısında davaya konu .... köyü Mahallesi 261 ada 53 parsel yönünden de davanın reddi gerektiğini, müvekkili ... tarafından muvazaalı olarak ...'den devralınan bir taşınmaz olmadığını, davalı müvekkilinin alımının miras payı karşılığında olup bedel verildiğini, hükmün infaz kabiliyetinin olmadığını, taşınmazın bedeli mukabili müvekkili tarafından satın alınıp iyinetle üzerindeki binanın ihya edildiğini, öte yandan, herkesin yaptığından sorumlu olması gerekeceğinden davalıların tamamını yargılama giderlerinden sorumlu tutmak şeklinde hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin de doğru hesaplanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili Av. ... istinaf dilekçesinde özetle; Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2022 tarih, 2021/400 Esas, 2022/237 Karar sayılı kararında muris ... tarafından davalılara satış suretiyle devredilen taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi ile açılan esas ve birleştirilen davada Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olduğunu, Mahkemenin BAM kaldırma kararında yer alan tespitler ve gelen tapu müzekkere cevapları doğrultusunda taşınmazların safahatlarının somutlaştırılması bakımından bilirkişilerden ek rapor alınmasını 22.03.2022 tarihli birinci celsede belirtmişse de 31.05.2022 tarihli ikinci celsede kararından dönmüş olduğunu, dava konusu taşınmazların özellikle davacı ...' a devredilen taşınmazlar açısından bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazların bir kısmının ortaklığın giderilmesi davası sonucunda davacıya satılmış olduğunu, ... kızı ...'nin satın almış olduğu bu gayrimenkulleri 11.05.2009 tarih ve 2430 yevmiye numarası ile adına hükmen tescil ettirdiğini ve daha sonra bir kısmını dava dışı kişilere devrettiğini, bu taşınmazlar yönünden verilen kararın doğru olmadığını, davacının miras bırakanın gerçek irade ve amacını bildiği ve kabul ettiği halde kötü niyetle davayı açtığını, zira Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2009/3 sayılı satış kararı ile muris ...'in üvey kızı ve yeğeni ...'ye sağlığında verilmesini istediği taşınmazların davalılarca karşılıksız verildiğini, ortaklığın giderilmesi davasının sonucunda davacı ile davalılar arasında bir anlaşmanın gerçekleştiğini ve davacının 75/1280 oranında hissesine karşılık .... köyü 2421, 2423, 2424 ve 3152 parsel sayılı taşınmazları tam olarak aldığını ve diğer dava konusu parsellerdeki hisselerini kardeşi ...'ye sattığını, bu dava sırasında ...'e muris tarafından yapılan satışların bilindiğini, bu nedenle özellikle ... açısından muvazaanın söz konusu olmadığını, davacı ...'un davalıların murisi ... ile birlikte yaşadıklarını ve hepsinin (ölen babaları dahil) tüm kazançlarını murise verdiklerini bildiğini, yine murisin sağlığında kızı gibi her zaman koruduğu, büyüttüğü davacıya verilmesi gereken yerleri söylemiş olduğunu, özellikle ortaklığın giderilmesi davası sonucunda ...'un hiç para ödemeden hissesine karşılık dört adet taşınmazın maliki olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili Av. ... istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından verilen kararın adalet ve hakkaniyete aykırı olduğunu, BAM’ın bozma kararında belirtilen hususların araştırılmadığını, müvekkillerinden ...'in davaya konu gayrimenkulleri izale-i şüyu davası neticesi ihaleye girerek aldığını, Mahkeme kararında müvekkillerinden ...’in üçüncü şahsa satması neticesi tazminat olarak aleyhine karar verildiğini, ancak bu taşınmazların ne şekilde edinildiğinin araştırılmamış olduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, bu gayrimenkullerin müvekkillerinin çalışması ve katkısı ile alındığını, murisin uzun süre hasta olarak yaşamış, bu süreçte müvekkilleri tarafından bakılmış olduğunu, bu gayrimenkullerin ediniminde hem müvekkillerinin katkı sağladıklarını hem de murise karşı bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmiş olduklarını, aynen taksim hususunun araştırılmadığını, davacı ...’a çeşitli gayrimenkuller verildiğini ve bu gayrimenkullerin davacı tarafından satılmış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli ve 2022/1851 Esas, 2023/1146 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davalılar adına kayıtlı taşınmazlar hakkında tapu iptali tescil, üçüncü kişilere devredilen taşınmazlar yönünden tazminat tahsili ve tasarrufa konu olmayan taşınmazlar yönünden davanın reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak her ne kadar İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretleri hakkında bu giderlerin tüm davalılardan tahsiline şeklinde hüküm tesis edilmiş ise de her bir davalı aleyhine açılan davaların değerlerinin ayrı olduğu, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı, buna göre her bir davalı yönünden ayrı ayrı hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerektiği halde, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı varmış gibi hüküm tesis edilmesinin yerinde görülmediği, davalılar aleyhine açılan ve kabul edilen davaların değerlerinin ayrı ayrı hesaplandığı, yeniden vekalet ücreti takdiri ve davalıların davalarının değerlerine göre yargılama giderleri takdiri yoluna gidildiği, öte yandan, davalı ... hakkında dava konusu 261 ada 53 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davada yapılan yargılamada her ne kadar Mahkemece maddi hata ile dava konusu taşınmazın davalı...adına kayıtlıymış gibi karar verildiği anlaşılmış ise de bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği, yapılan değerlendirmede, dava konusu taşınmazın 13.04.2006 tarih 3040 yevmiye nolu ile senet davalı ...'e devredildiği, akabinde 19.02.2014 tarihinde davalı ...'e devredildiği, dava tarihinde davalı ... adına kayıtlı olduğu, davalı ...'un muris tarafından diğer davalıya yapılan tasarrufu bilebilecek durumda olup iyiniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığından, bu parsel hakkında açılan davanın kabulüne dair karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının belirtilen yönlerden kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili Av.... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...'ın 12.06.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak 1956 yılında ölen kardeşi...'den olma davacı ..., davacının kız kardeşi ... ve dava dışı yeğenlerinin kaldıkları, davalıların davacının kız kardeşi ...'nin çocukları olduğu olduğu, mirasbırakanın, adına kayıtlı asıl davada dava konusu edilen 66 parça taşınmazını 22.05.2006 tarih ve 2541 yevmiye nolu satış işlemi ile davalı ...'e, 1083 parsel sayılı taşınmazdaki payını 22.05.2006 tarih ve ... yevmiye nolu satış işlemi ile davalı ...'e, 261 ada 53 parsel sayılı taşınmazdaki payını 13.04.2006 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e, 3142 parsel sayılı taşınmazdaki payını 13.04.2006 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e devrettiği, 261 ada 53 parseldeki ... tarafından devir alınan hissenin daha sonra 19.02.2014 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e temlik edildiği, yine mirasbırakanın 2809 parsel sayılı taşınmazını ise 08.03.2004 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e temlik ettiği; asıl davada dava konusu edilen 2358, 2371, 2529, 2704, 3080, 3096, 3335, 3391, 3426 ve 1487 nolu parsellerin taraflarla ilişkisinin olmadığı, bir kısım taşınmazların davalılar tarafından dava dışı kişilere satıldığı; birleştirilen davada dava konusu 3173, 3287, 3296 ve 3317 parsel sayılı taşınmazların ise mirasbırakan tarafından 13.04.2006 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e devredildiği, onun tarafından ise 3173, 3287 ve 3296 parsel sayılı taşınmazların dava dışı kişilere satıldığı anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı; asıl davada 32.713,15 TL bakiye onama harcının 22.323,00 TL'sinin davalı ...'ten, 4.357,00 TL'sinin davalı ...'den, 2.526,00 TL'sinin davalı Sezai'den, 3.507,15 TL'sinin davalı ...'tan alınmasına,
Aşağıda yazılı 6.123,31 TL bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davada davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.